2.Bölüm

116 2 0
                                    

Sabah telefonumun zil sesi kalkmama izin verirken bir yandan da küfür etmemi sağlıyordu.Telefonu alıp kapattıktan sonra kimin aradığına bakmamıştım bile.Telefonu komedinin üstüne koyup lavaboya girdim.Soğuk bir duş aldıktan sonra üzerime;pembe bir tenis elbisesi giyip,Beyaz spor çantamı aldım.Ayağıma spor ayakkabılarımı geçirip salona indim. ”Günaydın anne.Mine nerede?”

“Mine erkenden spor salonuna gitti.Sende mi gideceksin?” “Evet keşke bana da söyleseydi” Masaya geçip annemle karşılıklı güzel bir kahvaltı ettikten sonra kulaklığımı takıp evden çıktım.

Tam olarak 2 saattir spor salonunun havuzundaydım.Mine arkadaşlarıyla birlikte sinemaya çıkmıştı.Annem ise adını ilk defa duyduğum Yeşim diye bir arkadaşıyla buluşup gezeceklerdi.Yani spor yapmaktan başka bir şey gelmiyordu aklıma.Tüm gün boş boş televizyon izleyip,bilgisayar oynayamazdım ben.Havuzdan çıktıktan sonra soyunma odasına girip,duş aldım ve tenis elbisemi giyip herkesin dışarı çıkmasını bekledim.Sonunda oda boşaldığında,sabah sadece müzik dinlediğim telefonumu elime alıp uyanmama sebep olan kişinin kim olduğuna baktım.Babam.

“Alo baba?” “Neredesin sen?Sabahtan beri seni arıyorum sonunda babanı aramayı akıl ettin Dora” dediğinde sesinden sitem ettiğini anlamıştım.  “Kusura bakma babacığım Bodrum bana pek yarayacak gibi gözükmüyor.Sanırım birkaç güne yanına gelirim” dediğimde koltuklardan birine oturdum. “Ne o annenler seni ekmiş gibi gözüküyor” dediğinde içimi çektim ve “evet biraz öyle oldu” dedim.“ee hiç arkadaşın yok mu orda geçen seneden falan tanıştığın” “Hayır bu sene hiçbiri yok” “iyi o zaman döneceğin zaman bana haber ver” “Peki babacığım sonra görüşürüz” “seni seviyorum kızım.”

Telefonu kapatıp çantama attıktan sonra ayağa kalktım. Odadan çıkmak için arkama dönmemle çığlığı basmam sessizliği bozarken, Doruk yanıma koşup eliyle ağzımı kapatmıştı.Yerimde zıplayarak elini ağzımdan çekmeye çalışırken adeta bir savaş veriyordum.Adi herif çok güçlüydü.Sonunda pes edip bağırmayı kesince elini ağzımdan çekti. “Sen kendini ne sanıyorsun ya?Sen kimsin?Bana bak yeter beni sinir ettiğin defol git artık defol.Canımı sıkıyorsun tamam mı?Yeter” diye bağırırken göz yaşlarımın yanaklarımdan süzülmesine  izin veriyordum.Sırtımı koltuğa sürterek yere oturdum.Çantamı bir yere fırlatıp ellerimle yüzümü kapattım.Doruk gelip yanıma oturduktan sonra “Özür dilerim Dora.Amacım seni kızdırmak yada üzmek değildi…yani…” diyerek elini ceplerinin üstünde gezdirdi.Sonra elini cebine sokup bir mendil çıkardı. “Temiz” diyerek mendilini bana uzattı.Islak ve bulanık gören gözlerimle ilk önce ona sonra elindeki mendile baktıktan sonra mendili elinden sertçe çekip aldım. Burnumu sildikten sonra mendili katlayıp ona uzattım “Şey aslında sende kalabilir” diyerek suratını buruşturdu“Sana vermiyorum aptal.Arkandaki çöpe at” diye söylendiğimde elimdeki mendili alıp arkasındaki çöpe fırlattı.

“Bak belki gene ağlarsın,bağırırsın onu bilemem ama sana ihtiyacım var Dora”

“Yanlış.Düzelteyim gülmeye ihtiyacın var değil mi?” diyerek gözlerimi devirdim.Ellerini saçlarının arasına attı. “Eğlenecek başka bir kız bul Doruk.Ben sana istediğin hiçbir şeyi vermeyeceğim.Sinir edecek bir sürü kız var.Git onlarla eğelen” diyerek ayağa kalkmamla Doruk ayısının kolumdan tutması bir olmuştu.Kalçamı sertçe yere çarptığımda yüzümü buruşturdum. “Bak,bir hafta sonra babam Bodrum’a geliyor ve onlara seni kız arkadaşım olarak göstermek istiyorum lütfen” dediğinde yüzümün üstüne düşen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. “Bu benim umurumda bile değil.Git başkasına söyle” diye çıkıştığımda “Lütfen sadece annem ve babam İzmir’e dönünceye kadar sevgilimmiş gibi davran” diye yalvardığında kıkırdadım. “Tabii canım senin tanıdığın başka kız yok ya o yüzden gelip bana söylüyorsun.Bak ben oyuncak değilim.Bana arabana binersem peşimi bırakacağını söyledin.Sonra gelmiş diyorsun ki ben senin peşini bırakacağımı söylemedim galiba dedim diyorsun.Kimin umunda?Şimdi de annenlere beni kız arkadaşınmışım gibi göstereceğini söylüyorsun.Aptallaşma buna hayır diyeceğimi bildiğin halde konuşu-“ dediğimde lafımı keserek “eğer bir haftalığına kız arkadaşım olursan söz veriyorum peşini bırakacağım” dediğinde gözlerimi kocaman açıp ona baktım.Gözleri kahverenginin bugüne kadar gördüğüm en güzel tonuydu. “Söz mü?” dediğimde kafasını salladı. “Tamam”

PORTAKAL ÇİÇEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin