Bir hafta sonra---- Dora’dan
Sabah saat beşte kalktım.Koşuya gidip sonrada akşam için hazırlanacaktım.Şu sevgililik rolünü yapmak istemiyordum ama bu pislik beni İstanbul’da da rahat bırakmazdı.Soğuk bir duş alıp dolabımın önüne geçtim.Bir süre boş boş dolaba baktıktan sonra elimi pembe kısa bir şorta attım.O sırada telefonum çaldı.
“Alo n’aber güzellik?”
“Doruk bana argo kelimeler kullandırtma.Ne var,niye aradın?”
“Akşam saat yedide alırım.İstersen alışverişe çıkarabilirim.Yada kuaför falan”
“Hayır şimdi koşuya çıkacağım.Ayrıca bir sürü kıyafetim var onların arasından bulabilirim.Saçlarımı zaten her zaman kendim yapıyorum”
“Tamam o zaman.Asya hanıma selam söyle”
“Tamam söylerim hadi oyalama beni” diyerek telefonu yatağa fırlattım.Pembe spor şortumu bacaklarımdan geçirdim.Üzerime siyah sporcu yarım atletini giydim. Saçlarımı toplayıp telefonumu ve kulaklığımı alıp aşağı indim. Merdivenleri yarılamışken yukardan bir ses geldi. “Dora sen misin?” “Evet anne koşuya çıkıyorum” diyerek aşağı inmeye devam ettim.Kapıyı yavaşça çekip çıktım.Hey hey hey!!!
Her yerde karşıma çıkmak zorunda mı bu herif? “Oh neyse ki daha evden çıkmamışsın” “Ne işin var burada?Sana koşuya çıkacağımı söylemiştim” diye sinirlenirken “Biliyorum bende seninle geleceğim” “Gelebileceğini kim söyledi?” diyerek ilerledim. “Beklesene ya” diyerek bana yetişmeye çalışıyordu.
Altında gri bol bir eşofman üstünde de bol beyaz bir tişört vardı.Onun yanında çok renkli kalıyordum.Salak bir de arabasıyla gelmiş.Şaka mı bu çocuk. Arabasına binip beni arabayla takip etmeye başlayınca koşmaya başladım. “Dora duracak mısın?” Bir an durdum ve “Koşuya gidince genellikle insanlar koşarak işlemlerini gerçekleştirirler senin gibi arabaya binipte seninle koşuya geleceğim demekle değil” diyerek koşmaya devam ettim.Doruk kafasını camdan çıkarmış beni arabaya binmeye ikna etmeye çalışıyordu.Yoldan az kişi geçse de dikkati üzerimize çekmeyi başarmıştık.Çünkü Doruk bana sesini duyurmak için bağırıyordu.Bir an durup arabaya yöneldim.Kapıyı sertçe çekip oturdum. “Doruk eğer ki bana Eylül’ü nereden tanıdığını söylersen söz veriyorum seninle geleceğim” diyerek meydan okudum. “Eylül de kim?” diye dalga geçince kaşlarımı çattım.Kapıyı açıp inecektim ki kolumu çoktan ince uzun parmaklarıyla kavramıştı. “Bekle” diye aniden bağırdı.Suratında ki sempatiklik yerini sert ve sinirliliğe bırakmıştı.Çenesindeki kasları seğiriyordu.Korkmaya başlamıştım. “Doruk iyi misin?” diye ona yaklaşmıştım.Koluna elimi koyarak yavaşça okşadım. “Doruk o kız kim ve-“
“Dora bu konulara takılmamanı öneririm” derken kaşları çatılmıştı.Bu halde araba kullanmasını pek onaylamıyordum. “Doruk durabilir misin lütfen?” dediğimde bir şey demeden arabayı durdurdu ve indi.Bende onunla birlikte indim.Kalabalığın içinde durmuştu ve inince tüm kadınların kızların gözleri Doruk’un üstündeydi.Eylül ciddi miydi yani?Bir kaç kız bana bakarak bir şeyler fısıldadılar.Of inanmıyorum.Beni kötü kadın olarak mı algılamışlardı?Doruk yanıma gelip elini saçlarının arasına attı.Ona şaşkınca bakarken o ise “Dora senin iyiliğini istiyorum ve sana o kızlardan uzak durmalısın demiyorum kesin bir dille söylüyorum.O kızlardan uzak dur” diye bağırınca.Etraftaki herkes bakmaya başlamıştı.İnsanların bakışını üstümde hissettiğimde kafamı önüme eğdim ve “Doruk herkes bize bakıyor bağırma lütfen” diye yalvarırken “Arabayı durdur diyen sendin” diye kızınca bende bağırarak “Arabayı durdur dedim in demedim” diyerek elimle yüzümü kapattım.İkimizin de sinirleri gerilmişti.Sanki kemiklerim birbirlerine batıyordu.Ellerimi yüzümden çekip kendi avucunun içine aldı yüzümü “Dora lütfen beni dinle” dediğinde sesinde ki yumuşama içimi rahatlatırken,korku hala ipin ucundan tutmuş içimden kaybolmayı istemiyordu. “Doruk lütfen gidelim” dediğimde kafasını salladı ve ellerini yüzümden çekti.Herkesin bize bakması canımı sıkmıştı.Koşu yapacak halim kalmamıştı.Resmen saatlerdir koşuyormuşum gibi hissediyordum.Beni evin önüne bıraktığında “Sana hala sinirliyim Doruk anladın mı?Senden hala nefret ediyorum.Senden çok nefret ediyorum.Senden nefret ediyorum.senden nefret ediyorum ve senden nefret ediyorum” diye bir çok kez ondan nefret ettiğimi dile getirirken
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİM
Dla nastolatków"Eğer senin arabanla gelirsek peşimi bırakacak mısın?” "galiba" "Araban nerede?" "takip et" Arabaya bindiğimizden beri annem ve Doruk saçma sapan bir muhabbetin ağına yapışmışlardı.Neymiş efendim Doruk beyin annesi Bodrum'da tatildeymiş de...yaz tat...