Elini bacağına götürdüğüne uyanır. Sabaha kadar bahçe de uyuyakalmıştır. Uyandırmasını sağlayan şey de Su'yun beslediği küçük sokak kedilerinden biridir. Sabaha kadar bahçe de üzerinde örtü bile olmadan uyuduğu için boynu tutulmuştur.
-Aahh! Ulan hiçbiriniz de vicdan yok mu!? İnsan bi bakar kim var burda diye!(Y)
Yavuz'un bağırmalarını duyan Su kahvaltı masasının hazırlanmasını beklerken bahçeye gelir.
-Sana da günaydın mavi.(S)
-Bak ya bi de günaydın diyo! Kızım hiç mi görmediniz bahçede uyuyakaldığımı!?(Y)
-Üff görmedik işte! Neyse hadi gel üstünü falan değiştir. Bugün çok işimiz var.(S)
Su'yun dediğini anlamadığı için soru soran gözlerle Su'ya bakar. Tam o sırada bahçeye Ateş gelir.
-Ooo aman efendim aman. Kimler varmış burda?(A)
-Soğuktan boynu tutulmuş abin var Ateş!(Y)
Ateş kahkahalarına engel olamaz ve gülmeye başlar.
-Lan! Nesi komik bunun gerizekalı!?(Y)
Ateş sonunda kahkahasını durdurur ve;
-Yengem içerde. Hani söyliyim dedim😉(A)
-Ne yengesi lan!? Allah belanızı versin! Bu şimdi mi söylenir!?(Y)
Yavuz hızlıca oturduğu yerden kalkar ve;
-Ulan ağzına s*çt*klarım uyandırsaydınız ya!(Y)
Ateş ve Su gülmeye başlar. Fethi kıkırtıları duyup bahçeye gelir.
-Günaydın gençler! Sabah sabah neye gülüyosunuz?(F)
-Oğlum yeng- amaan Kutlular burdaymış ya!(Y)
Fethi anlamamış gözlerle Yavuz'a bakar.
-Oğlum ben uzayda mı yaşıyorum? Kutlular gelseydi görürdüm herhalde.(F)
Yavuz'un kafasına olay şimdi dank ettiği için ateş saçan gözlerle Ateş'e ve Su'ya bakar. Ateş ve Su durumu anlayıp hemen kaçmaya başlar. Yavuz da peşlerinden gider. Fethi olanlara aldırış etmeden odasından kitabını alıp kahvaltı masasına geçer. Kitabını kenara koyup beklemeye başlar. Bu sırada Yavuz Ateş'i odasında kıstırıp üstüne yastık atmakla meşguldür.
-Lan a*ına kod*ğ*m! Söyleyecek başka yalan mı kalmadı da Bah- amaan Kutlular geldi diyosun!?(Y)
Ateş'in kafasına yastığı fırlatırken konuşmaya devam eder.
-O değil de YENGE diyince nasıl da hızlandın?😂(A)
-Ateeş! Kaşınma!!(Y)
Ateş Yavuz'u zar zor ikna eder ve Su'ya yönelir. Su bahçede ağacın arkasına saklanmıştır. Yavuz yavaş ve sessiz adımlarla bahçeye iner. Ağacın hemen altındaki tokanın Su'ya ait olduğunu fark edince ağaca yönelir. Su'ya fark ettirmeden yanına ulaşır ve bir çırpıda kucağına alır. Havuza doğru yaklaşmaya başlar.
-Mavilerin en tatlısı!! N'olursun havuza atma beni!! Ateş abime uydum! Yoksa ben yapar mıyım hiç öyle şakalar?(S)
Su her ne kadar çırpınsa da;
-Üzgünüm Su Kuşum.(Y) diyip Su'yu havuza atar. Soğuk sudan dolayı tir tir titreyerek çıkan Su Yavuz'un sinsi gülüşü karşında şöyle der;
-Yengem sıçıcak zaten senin ağzına😜(S)
Yavuz her ne kadar Bahar'a YENGE denmesinden hoşnut olsa da belli etmemeye özen gösterir. Çünkü bu evliliğin kendisinin Bahar'a olan aşkından ötürü olduğunu, kendi isteği üzerine olduğunu sevdikleri duyduğu zaman kendisinden uzaklaşacaklarını biliyordur.
-Ne yengesi kız? Yok yenge menge! Hadi yürü üstünü değiştir de kahvaltıya gel.(Y)
-Tamam😒(S)
Su hafif tripli yüz ifadesiyle Yavuz'a cevap verir.
-Asma yüzünü su kuşu. Hem koş o Ateş sığırını da çağır. Hemde istediğin gibi😉(Y)
Yavuz'un bu dediğiyle Su'yun keyfi yerine gelir. Çünkü kendi istediğin gibi demek Karasular'da en acımasız olayların temel cümlesidir. Yavuz öyle der demez Su kuş misali uçarak yukarıya çıkar. Önce üstüne pembe eteğini, beyaz gömleğini geçirir. Spor ayakkabılarını da giyip Ateş'in odasına yönelir.~Bahar'ın Evi~
Bahar her sabah olduğu gibi alarmına sayısız küfürler saydırarak uyanır. Ayılmak için ona en iyi gelen şeyin ılık bir duş olduğuna karar verip banyoya gider. Duşun aldıktan sonra dolabının önüne gelir ve giyeceklerini seçmeye başlar. Siyah bir tayt, siyah gömlek ve siyah bir deri ceketi yatağının üzerine fırlatır. Üzerini giyindikten sonra saçlarını kurutur. Makyaj masasına oturur ve aynaya bakarak saçlarını hafif bir dalgalandırıp açık bırakır. Makyajını toprak tonlarında yapıp ayağına siyah spor ayakkabılarını geçirir. Bugün canının istemsizce bir şey yemek istememesi onu da şaşırtır. Çünkü Bahar için en önemli şeyler listesinde ilk 5'te yemek ve uyku vardır. Masanın üzerinden arabasının ve evin anahtarını alıp evden çıkar. Arabasına biner ve emniyet kemerini takıp, aynaları kontrol ettikten sonra kontağı açar. İlk başta yavaş gitse de yavaş gitmekten canı sıkıldığı için hızlanır. İbre 200'ü gösterince yeterli hıza geldiğini düşünüp sabit hızda ilerler. Okula varır varmaz Mert'in yanına gider.
~Mert-Bahar konuşması~
-Oo günaydın siyahların prensesi! N'oldu niye yüzün asık?(M)
-Off sorma Mert gel oturalım da anlatıyım. Bi bilsen başıma neler geldiğini.(B)
-Anlat hemen neymiş canını sıkan?(M)
Mert ve Bahar bahçeye çıkıp konuşmaya başlarlar. Mert Bahar'ın söylediklerini hem şaşkınlıkla hem de sinirle dinler. Çünkü Bahar'ın neden evlenmek istemediğini, annesinin ölümünün ona neler yaşattığını iyi biliyordur. Mert ve Bahar çoğu kişinin aksine birbirleriyle kardeş gibidir. En başından beri Bahar'ı korumuştur Mert. Bahar'ı tıpkı kardeşi gibi görüp sorunlarına çözüm bulmaya çalışmıştır.
Bahar bütün olanları anlattıktan sonra Mert'in ağzından sadece şu kelimeler dökülür;
-Merak etme. O evlilik olmayacak.(M)
Mert böyle deyince Bahar Mert'e sarılır. Mert ve Bahar sarılırken Bahar'ın omzuna bir el dokunur.
Bu el......Selam! Ben geldim😂Bu bölümün sonu da heyecanlı bitti! Umarım beğenmişsinizdir👍🏻 Lütfen oy ve yorum bırakmayı unutmayın🙏🏻 İlerleyen bölümlerde yapmamı istediğiniz fikirleri lütfen yazın🙏🏻 Sizleri seviyorum💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Söylesene! {YavBah-EyFet-NazAt-FeySu}
Fanfictionİnstagram hesaplarımdan paylaştığım hikayelerden çok farklı... ~SÖYLESENE~