Küçükken de umursamaz bir çocuktum.Evdeki kavgaları umursamazdım.İnsanlar için benim ailem,mutlu aile profili çizebilcek cinstendi.Herkesin gözünde paraya sahiptik,sosyal aktivitelerimiz vardı.Bu yüzden bize imrenen bir sürü insan,yerimi almak isteyen bir sürü çocuk olurdu.Ama benden başka hiçkimse evdeki o gürültüyü bilmezdi.Nerdeyse her gün anne ve babamın kavgasına şahit olurdum.Sonra yatağıma uzanır,yorganı üstüme çeker ağlardım.Ağlamak kısa süre de olsa rahatlatırdı.Rahatlamayla beraber gözlerim şiş bir şekilde dalardım uykuya.Güne tekrar başladığımda ise hiçbir şey olmamış gibi davranırdık.Bu bir kuraldı.Ailemizin vazgeçilmez "tek kuralı".
Bir gün yine o kavgalı günlerden birindeydik.Bu sefer farklıydı ama.Babam gözümün önünde annemi bayıltacak kadar fazla dövmüştü.Olanları kaskatı kesilmiş bir şekilde izlediğimi hatırlıyorum.Daha o zamanlar 12 yaşındaydım.O gün deli gibi ağlamak istemiştim.Ama ayaklarım yerde sabitlenmiş,donup kalmıştı.Bir şeyler yapamamıştım.Gerilen vücudumla eğilip annemi kaldırmaya çalışmıştım,olmamıştı.
Babamla göz göze geldiğimizde, belindeki silahı çıkarıp kafasına dayamıştı.Ne yapacağımı bilemedim.Annem ve babam arasındaki tek çizgiden ibarettim.Annemin elini tutuyor,babamın gözlerinin içine bakıyordum.
Ve tetik çekildi.Üzerime kanlar fışkırdı.Babamın suratı dağılarak,odaya sıçradı.Ne yapacağımı bilemedim.Ağlayamıyordum ama hıçkırıklarım odada duyulan tek ses olmuştu.
1yıl içinde bunalıma girmiştim.Beni delilerin olduğu bi kliniğe yatırdılar.İçtiğim ilaçlar sonuç vermeyince daha kötü yöntemlere başvurmuşlardı.Elektro şokla beni sakinleştirmeye çalışmışlardı.O dönemde annem,üvey baba bozuntusuyla evlenip,şok yöntemini devam ettirmişti.
Şimdi ise bu haldeydim.Toparlandım.
Ama o yere gitmekten çok korkuyordum. Korku beni bir yabancıyla yatıracak kadar büyüktü.
Kabuslarımı nerdeyse bir yıldır hiç görmüyordum.Gördüğüm zamanlarda da 2 gün boyunca hiç uyuyamazdım.Dün bir mucize olmuştu ve Araf 'ın yanında uykuya dalabilmiştim.
Bir erkekten yardım dahi kabul etmeyen biri olarak,kendime öfkeliydim.Korkmuştum evet.Korkumun bu üst seviyesi ilk defa kendi yatağıma bir erkek almamı sağlamıştı.Bu kötüydü işte fazla kötü.
O çocuk aşağıdakilere bir şey anlatmışsa rezil olurdum. Doğuş her şeyi bilebilirdi.Ama hiçkimsenin korkularımı,kabuslarımı,üzüntülerimi bilmesini istemiyordum.Bana göre bu bir zayıflıktı.Dün zayıflığımı Araf 'a göstermiştim.Çelikten ördüğüm duvardan beni kuş bakışıyla görmüştü.Soru sormazsa iyi olacaktı. Çünkü ne onun sorularını cevaplamayı düşünüyordum ne de onla konuşmayı.Hiçbir şey olmamış gibi devam edicektim.Bu kuralı çok güzel uygulayabilirdim.Bir aile geleneğiydi sonuçta.Yıllardan kalma..
Bugün ruhumu dinlendirmek adına marinaya gitmek istiyordum.Marinanın saat kulesine yakın olan tarafında kayalıklar vardı.Orda oturup denizin sesini dinlemeyi seviyordum.Bazen ses bana küçüklüğümden kahkahaları dalgalarla birlikte kulağıma getirirdi. Bu sese karşı hüzünle gülümserdim.Çünkü küçükken her şey daha güzeldi.Hiçbir şey bilmemek o zamana geri dönmek her zaman istediğim şeydi.
Dalgalı saçlarımın havada uçuşması beni deli gibi mutlu ederdi o zamanlar. Uçan şeyleri çok severdim.5-6 yaşlarında kağıtttan uçaklar yapar uçururdum.Sonra bir de uçurtmam vardı.Annem ve babamla uçururdum çoğu kez.Dudaklarım tebessümle kıvrıldı.O zamanları ne kadar da çok özlemiştim.
Şimdiyse babam beni hayal kırıklıklarıyla bırakmış mezarda, annemse bu kırıklıkların arasında benden kopmuş bir kadındı.
Düşüncelerimi bi kenara bıraktım.Dolabına doğru yöneldim.Evet,bugün marinaya gidecektim.O anıları canlandırıp mazoşistçe acı çekmnek için.Açık kot yarım kol dizimin biraz üstünde biten elbiseyi geçirdim üstüme.Yüzüme hafif bir makyaj yapıp,aynadaki yansımama baktım.Uçlarına doğru açık kahveye giden saçlarımı açık bıraktım.Saçlarıma iç geçirerek okşadım bi süre.Her şey değişmişti,hayatındaki her şey bir tek saçlarım aynıydı.Ne rengi değişmişti ne boyu ne de uçlara doğru dökülen hafif dalgaları.Bir de kokum değişmemişti sanırım.O çocukken de çok sevdiğim"böğürtlen kokum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Işığım
Teen FictionHayat, bataklıkta bütün belaları başına toplayan Naz'ı daha da çok dibe çekmeyi istiyordu.Naz durumdan memnun muydu bilinmez ama bir ışığa ihtiyacı vardı.Belki o ışık onu kurtarabilirdi ya da tam tersi ışık ta karanlığa gömülebilirdi. Peki ya ön yar...