Acınılmak ve Merhamet...
Kaçıyordum,bütün gerçeklerden,bütün yalanlardan,kısacası hayatımdaki her şeyden kaçıyordum.Kalbimin içindeki kilitli his kutusu,taşıdığı her duygunun yoğunluğunu kaldıramayacak kadar çok ağırlaşmıştı.Artık taşıdığım duyguları kutumda saklayamıyordum.3 gün önce Araf kutumun kilidini kırmıştı.Kırılan kilidimi tekrar yapmaya çalışsam da eskisi kadar iyi olacağını zannetmiyordum.
Bu kilidi yapıp her şeyi içime gömmek tam 3 yılımı almıştı.Şimdi gerçekler teker teker yüzüme çarpılıyor,eski günlerimi tekrar hatırlatıyordu.
İnsanların bana merhameti,acıması,gözlerdeki o tuhaf anlam veremediğim sahte sıcaklık...Bütün her şey beynimde dolanıp duruyor bir türlü kaybolmuyordu.Geçmişten kaçmak istesem de her seferinde geçmiş,beni bi yerimden tutup beynime görüntüleri sesleri kazıyordu bir şekilde.
"Partiye geleceksin demi?"dedi Aysu.Bu kadar çok düşünceyi ancak kitap okumuş gibi yaparak saklayabiliyordum.Kafamı kitaptan kaldırdım.2 çift göz heycanla cevabımı bekliyordu.Tuana ve Aysu.Bu iki kuzen 3 gün içinde beni nelere zorlamışlardı nelere...
Dün akşam ptt "pijama terlik tv"yapmıştık.Bu değişikti hayatımda hiçbir zaman böyle bir şey yapmamıştım.Çünkü ortaokulda hiç arkadaşım yoktu.Ortaokuldan önce birkaç arkadaşım vardı aslında hala var ama ben attıkları mesajlara bile cevap vermiyorum.Az insan çok huzur diye bir şey var sonuçta(!)
"Hey kıızım yine daldın gittin.Gelecek misin?"dedi Tuana.Aysuyu 2 katlardı bu enerjisiyle, kızdaki pozitiflik hiçkimse de olamaycak kadar çoktu.Ses tonu bile neşeliydi.Aysu için de aynısnı söyleyebilirim.Şu 3 gün içinde ciddi anlamda beni güldürmüşlerdi.
"Geleceğim,bensiz partiye gidilir mi hiç?"dedim gülümseyerek.
İkisi de gülerek el çırptı.Bu iki kuzen fazla uyumluydu.Heycanlarına karşılık gözlerimi devirdim.Elimde tuttuğum daha adını bile bilmediğim kitabın sayfalarına bakmaya devama ettim.Sayfaları okumuyor,boş boş bakıyordum.
Doğuş'un"Aşk romanı ha?"demesiyle yerimden sıçradım.İnsan öyle pat diye der mi?Aptal çocuk!O kadar çok dalmıştım ki kapının çalma sesini bile duymadığım için,içmden kendime küfrettim.
Kafamı kitaptan yavaşça kaldırdığımda kahkahalarla beni izleyen bir Doğuş vardı karşımda.Elimdeki kitabı kafasına fırlattım.
"Şaka mı yapıyorsun Naz!Sen Canan Tan okuyacaksın?Hayatta.İnanmam."dedi gülerek.
"İnanıp inanmamakta özgürsün."dedim.Sesim sakindi sinirlendiğimi belli etmeyecek kadar sakin.
"Tamam şampiyon! İstediğini oku."diyerek yanağıma bi öpücük kondurdu.
Ben tam cevap verecektim ki Tuana kahveleri önümüze koydu.
"Kahvemden tatmaya ne dersiniz şekerler?"
Ne?Şekerler mi?Tuana hayır Tuana!Olmaz Tuana!Bu kadar çocuk ruhlu olmaya ne gerek var?
Doğuş Tuanaanın önümüze koyduğu kahvelerden alıp bana uzattı.
"Özür hediyesi güzelim."dedi 32 diş sırıtarak.Onun bu haline elindeki kahveyi alıp göz devirmekle yetindim.Katıksız arsız aptal!!!
"Partiye geliyor musun Naz?"dedi Doğuş.
"Evet bay arsız geliyorum."diyerek sorusunu cevapladım.
"Vaay bu haber iyi oldu güzelim."dedi.Ona anlamayan gözlerle baktım.Bir şey daha söylemek istiyordu sanki.
"Söyle"dedim.
"Araf-"
"Kapat o konuyu Doğuş kaç kere konuştuk senle.Evet Araf bana dediği bütün her şey için üzgün ama bundan banane ki? Artık umursamıyorum o çocuğu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Işığım
Teen FictionHayat, bataklıkta bütün belaları başına toplayan Naz'ı daha da çok dibe çekmeyi istiyordu.Naz durumdan memnun muydu bilinmez ama bir ışığa ihtiyacı vardı.Belki o ışık onu kurtarabilirdi ya da tam tersi ışık ta karanlığa gömülebilirdi. Peki ya ön yar...