Bölüm 3- Poker Pişti Mi Kanka?

23 0 0
                                    

Üç saat boyunca teyzemin tribini dinlemek kadar sinir bozucu bir şey mi? Hahahah! No!!! Bıktım lan! Ben bıktım o bıkmadı! Adaletmiş sonra! Eftelya Uz ile bir hafta geçirin de görün adaleti. Şimdi ise Avrasya'ya gidiyoruz. Şu hani büfe gibi olan restoranlar var ya onlardan işte. 'Eylül, ben Avrasya'a gitmekten vaz geçtim. Çok iyi bir yemek fikri geldi aklıma.' diyor teyzem ve ev atıyoruz. Yani aslında atılmıyoruz da koyluyoruz mu desem ya? Yok koyulmadık da. Neyse anladınız siz beni.

Eve gelince direk duşa giriyorum. Aiiih! buz gibieğ! Tabi cimrilik yapıp taktırmadı teyzem. Şaşırdık mı? Şaşırmadık! Duş aldıktan sonra pastel yeşili ve beyaz büyük noktalı ir tişört, altına beyaz bir şort, mavi spor ayakkabı ve üstünde Love yazan bir bileklik takıyorum. Saçlarımı dalgalandırıp gözlüğümü de takıyorum (medya) ve telefonumu alıp evden çıkıyorum.

Evet şuan Cem, Ege, Ecem, Arya Ve Ava ile poker oynamayı planlıyoruz. "Bir dakika!" diye durduruyor bizi Ava. "Hı güzelim? Ne oldu?" diyorum bıkmış bir tonla. "Poker oynamayı biliyor muyuz?" diyor tek kaşını kaldırarak. Birbirimize bakıyoruz. "Ben de öyle düşünmüştüm" diyor hemen. "E bakalım haydi buradan." diyorum ve telefonumu çıkarıyorum. "Texas Hold'em oynayalım. En popüler türüymüş." diyorum. Onayladıklarında Google'a Poker Nasıl Oynanır? yazıyorum. Önüme çıkan ilk sitede bulmanın keyfi ile bizimkilere nasıl oynandığını okuyorum. "Hold'em poker ya da diğer adıyla Texas Hold'em, dünyanın en popüler poker oyunudur. Bu oyunda oyuncular 2 kapalı kart alır ve ortaya 5 kart açılır. Oyuncunun elindeki 2 kart ve ortadaki 5 kartın bileşimi, oyuncunun oyundaki durumunu belirler. En iyi eli olan kazanır. Son 7 kart aşamasına gelmeden önce bir oyuncu bet koyar ve kimse görmezse bu oyuncu kazanmış olur." diyorum. "Abi ben üşendim lan oynamaya." diyor Cem sıkkınlıkla. "Pişti oynayalım o zaman." diyor Arya heyecanla. "Ayneğn.Çoğk harikağ oluğr." diyor Ecem ağzını yaya yaya. "Olabilir. En azından hepimiz biliyoruz." diyor Ege ve bizim mekandaki sandalyelere oturuyoruz. Bu mekanı dört yıl önce evdeki eski eşyalarla yapmıştık. Biraz uyumsuz ama güzel bir mekan. "Tamam ben karıştırırım." diyor ve kaşla göz arasında Cem'in elinden kartları alıyorum. "Eylül. Fazla karıştırma!" deyip göz kırpıyor Cem. Tabi biliyor ne kadar iyi karıştırdığım ama o göz kırpma neydi la! İnadına en iyi karıştırma performansımı sergiliyorum. Herkese kartlarını veriyorum. Bakalım... Hıh! Şu kartları almamı sağlayan kart var elimde! " O zaman iddia koyalım ortaya." diyor Cem doğrulurken. " Klasik olsun işte. Kazananın bir haftalık kölesi olsun kaybedenler." diyorum. Onaylıyorlar. İşte ben ve fikirlerim! "Yalnız sadece bir el. Hatta desteden bir daha kart çekmek yok. İlk yedi kartla." diyor Ava. "İlginç ama iyi." diyorum. Oyun başlıyor...

Hadi bakalım! korkuyorum yia! Kartımı atıyorum, Cem, Ecem, Arya, Ava ve Ege. "Ege Joker attın." diyorum Ege'nin attığı Joker kartını göstererek. "Ayıklamadıysan benim sorunum değil." diyor ve Joker'i atıp desteden random bir kart çekiyor. Kartı görünce aırıtmaya başlıyor. Kartları atıyoruz. Hepimizde bir kart var şuan ve ben o kartları alan kartı atıyorum. Herkes bana dik di bakıyor. Kartları alıyorum hemen. Cem de aynı kartı atıyor. Ecem de Cem'im kartını alıyor. Sonra herkes normal bir kart atıyor. Ama benim kartım kalmadığı için oyun bitti. "Hazır olun köleler!"ödiye bağırıyorum. "Hayır ya!" diyor Cem. "Önceki gibi olmasın da!" diyor Ege yukarıya bakarak. "Ay şimdiağ tırnaklarım falağn bozolouğr yia! Hem önceğdeğn neğ olmoştoğ?" diyor Ecem merakla. "Lanet olsun!" diyor Ava yere bakarak. "İşte şimdi yandık!" diiyor Arya. Benim yüzümde ise Çarpık Sımayl var!

Bir Yaz GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin