Bölüm 2- Korkuyor Musun Kıvır?

34 0 0
                                    

        İkinci bölüm karşınızda :)  Umarım seversiniz. Artık bölümler en fazla 600 kelime olacak. Yani kısa bölümleri olan bir kitap :). Multide Cem :) (ona uygun birini bulamadım. İşte Cem o :D )

        Denizde bir saat falan kalmanın en iğrenç yanı derinizin yetmişlerinden gün alan teyzeler gibi olmasıdır. Ukala'nın mayosunu bir daha görmemek için girdiğim çabay-- 'Kıvır?' diye bir ses ve çığlık! 'Yaaaaiiaia!' diye bağırıyorum suyun dibine dalarken. Suyun dibinde gördüğüm mayoan bunun bizim Ukala olduğunu  anlıyorum. 'Hı? Ne var Ukala'm?' diyorum Cem'e deli gibi su atarken. 'Mayoyu beğendin mi?' diyor sırıtarak. Hatta öyle pis sırıtıyor ki! Şehir çöplüğünden pis sırıtıyor Kerata! Ehehhe! Ben onun yaşındayken böyle miydi? Sivrisinek sıprey(:D)imiz bile yoktu. Kahve yakar üstümüze sürerdik daha dumanı tüterken de derimiz yanardı. Bütün yaz öyle gezi-- 'Kıvır, Lülük, Eylül? Eylül Tan!' diye ğst üste seslenmeler duymak benim sinirimi bozsa bile sakin kalmaya çalışarak dişlerimi sıkıyorum. 'Ne var Cem?' diyorum Cem'e hızla dönerek ki bu boynuma işkence ediyor. Bunu Cem' e söylerseniz ölürsünüz bayanlar. Beyler dememi beklemeyin. Feministim ben! Hıı! Öylesin! En gereksiz zamanlarda ota b..a karış iyi mi? d emek qalp ben! 'Vay canına bana Cem dedin. Seni çok sinir etmiş olmalıyım.' diyor sırıtarak. Sinir! 'Yok yaa sana mi sinirleneceğim pamuk şeker kılıklı tarantulam!?' diyorum dişlerimi daha fazla sıkarak ki bu neredeyse 'Dişlerin kırılacaak!' diyor Cem uyarırcasına. Ne diyor bu değişik? 'Ha?' diyorum olağanca kabalığımla. 'Dişlerin diyorum. Sıkmaktan kırılacaklar.' diyor yüzerek sudan çıkıyor. O çıkınca hemen suya dalıyorum. O görüntüye dayanmak mı? Hı Shyamalan da Avatar'ı harika çekmişti zaten.

        'Yiaa. Eulüeğl! Nağbeğr kızığm yia! Çoğk özlediğm seniğ beğn.' diyor Ecem herzamanki şıllık konuşması ile. 'Hı Ecem'im. Ben de seni özledim.' diyorum bıkkınlıkla. Bu nasıl bir konuşma be! Sonra ise direk dışarı atıyorum kendimi. Alevli mayo daha iyi *çarpıldı*.  Şezlongda ise Cem ve Ege bir şey için hazırlanyordu. ' Nereye?' dedim kaşlarımı kaldırarak. 'Benim optimist dersim var. Ege de deneyecek istersen sen de dene.' dedi sırıtarak. Optimist mi? Ya batarsam? Yok ya! Gitmiyim ben. 'Yok ben iyiyim.' diyorum gözlerimi devirerek. 'Ne oldu korkuyor musun Kıvir?' diyor gülerek. 'Hayır ya sadece istemiyorum.' Kıvır Eylül kıvır! 'O zaman gel bakalım bayan cesur.' diyor daha da pis sırıtarak. 'Tamam be! Geliyorum.' diyorum anlık bir cesaretle. Nee! Dur bir dakika evet dedim. O minik gemi gibi şeye biniyorum. Nayıııeer! 

        Optmist ile ilgili öğrendiğim tek şey poponuzun her an ıslanacağı. Ne olursa olsun baya ama baya eğlenceli. Zaten bütün yaz optimist yapacağım için teyzem bana likra şortlardan alacak. Kaşındırmaz dimi? Bindik bir alamete gideoz kıyamete! Zaten benim hayatım hem alamet, hem kıyamet!

        Tezem'in yei aylık hamile hali ile ne kadar iğrenç araba sürdüğünü ANLAYAMAZSINIZ! Yani şey etmeden işte. Ihm şey?!' diyor teyzem sinirle. Of ya! Hamilelik yaramadı kadına! 'Teyzem, güzelim, muhteşemim! Bak şimdi hamilesin inadın olmuş katır inadı. Bak güzelim İĞRENÇ ARABA SÜRÜYORSUN!' diye kadına böğürüyorum! İğrencim lan! 'Hüü! Sen bana katır mı diyorsun! Hain! NASIL YEĞENSİN SEN!'

Bir Yaz GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin