karadutum catalkaram çingenem...

16 2 2
                                    

Karadutum, çatalkaram, çingenem,
Daha nem olacaktın bir tanem,
Gülen ayvam, ağlayan narımsın.
Kadınım, kısrağım, karımsın…

Bedri Rahmi Eyüboğlu bir çoğumuzun kulağına edebiyat derslerinden kalma tanıdık gelen  bir isim. Sevda aşığı adam. Mari Gerekmezyan 'in buyuk ve zamansız askı , Eren Eyuboglu 'nun kanayan yarası...

🕊🌾

Uzun yıllar Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun eşi ve çocuğunun annesi Eren’e olan aşkı konuşuldu. Ta ki Bedri Rahmi’nin Mari Gerekmezyan ile yaşadığı tutkulu yasak aşkın hikayesi ortaya çıkana kadar.

Bu  öyle bir ask  ki ona Karadutum şiirini yazdıracak, paha biçilmez tablolarını sattıracak kadar büyük, birkaç yılla sınırlı kalacak kadar kısa ve hüzünlü bir aşk…

1940’ların başları. Evli ve yeni çocuk sahibi olmuş olan Bedri Rahmi Eyüboğlu Güzel Sanatlar Akademisi’nde asistanlık yapmaktadır. O sırada heykel bölümüne misafir bir öğrenci gelir. Esmer bir Ermeni kızı Mari Gerekmezyan.

İkili arasında filizlenen yasak aşk sanat ile beslenir ve ortaya büst, tablo ve şiir gibi sanat eserleri çıkar. Mari, Bedri Rahmi’nin büstünü yapar. Bedri Rahmi ise Mari’ye portreler çizer ve şiirler yazar.
Bedri Rahmi Eyüboğlu, en bilindik şiirlerinden biri olan Karadutum’u da zannedildiği gibi eşi için değil Mari için yazmıştır:

Sigara paketlerine resmini çizdiğim, 
Körpe fidanlara adını yazdığım, 
Karam, karam, 
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam 
Sıla kokar, arzu tüter 
Ilgıt ılgıt, buram buram...

Geride kalan sanat eserleri ve sonradan ortaya çıkan mektuplar ile ölümsüzleşen bu fırtınalı yasak aşk kısa sürer. Çünkü Mari, dönemin öldürücü hastalığı tüberküloza yakalanır. Tedavi görecek parası da bulunmamaktadır.

Üstüne üstlük Mari ardı ardına önemli eserler üretmiş olmasına rağmen yaşadığı yasak aşk ve Ermeni oluşu nedeni ile ailesi, sanat çevresi ve toplum tarafından dışlanıp yok sayılmıştır.

Bedri Rahmi ise elinden ne gelirse yapmaya çalışır. Paha biçilmez tablolarını haraç mezat satıp Mari’nin ilaçlarını alır. Ancak Mari 1947 yılında henüz 34 yaşında iken hayata gözlerini yumar.

Mari kısacık hayatına kocaman bir aşk sığdırmayı başarmış olsa da, o kısa hayatı evli, çocuklu ve üstüne üstlük tanınmış bir adamın hayatında ikinci kadın olmanın yarattığı ezginlik ile sürdürmek zorunda kaldı. Uğradığı etnik ve sanatsal dışlanma da cabası oldu.
Ardında bıraktığı eserlere hak ettikleri değerler gösterilmedi. Adına anılması gereken listelerde yer verilmedi. Belki Bedri Rahmi’nin ününden ötürü geride bıraktığı mektupla bulunmasa, bugün adı bile bilinmeyecek ve zikredilmeyecekti.

Mari Gerekmezyan için başta bir ihanetin parçası olması nedeni ile olumsuz şeyler de söylenebilir. Ancak ne yaptıysa aşkı için yaptığını da unutmamak gerekir. Hele ki bir aşk üzerinden geçen 78 senenin ardından hala konuşulabiliyorsa…

🕊🌾

Eyüboğlu “Karadutum” dediği sevgilisinin ölümünün ardından kendini bir süre toparlayamadı. Çaresizlik ve üzüntü içinde eve dönen şairin yanında yine eşi durmuştur ve onu hayata döndürmek için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Daha sonra birazda olsa acısı azalan Eyüboğlu’nun eşi ile arası düzelmiş bütün hayatı normale dönmüştür ta ki 1949 yılında katıldıkları bir toplantı da şairden bir şiir okunması istendiğinde Karadut’u söyleyene kadar.

Şiiri okurken ağlayan Bedri Rahmi’nin hangi sebeple ağladığını anlayan ve eşinin hala sevgisinin ve acısının bir parça olsun azalmadığını gören Eren Eyüboğlu bir süre Paris’te yaşamaya karar vermiş ve Bedri Rahmi’ye şu satırlarla seslenmiştir;

4 Ocak 1950 Paris

Canuşkam;

Kulüpte bir gece, bir şiir okumuştun hani! Hatırladın mı? Gözlerinden birden yaşlar döküldüğünü görünce içimin karardığını hissetmiştim. Sesin nasıl titremişti. Hey! Bütün bunları hatırlıyor musun? Sanki böğrüme kızgın bir ütü yapışmış gibi olmuştum.

O gece...

Senin seneler sonra bile olsa yanıp tutuştuğunu anlamıştım. Bedri’nin ruhuna, insanüstü bir gücün acıyıp ona güç vermesi için dua etmiştim. Ruhun çektiği acıları Allah dindirsin. Allah sana resim yapma sevinci versin ve bizim yanımızda yaşamaktan mutluluk duyabilmeni sağlasın.

Eren

Daha sonra her şey yoluna girmiş Eren Eyüboğlu eşi ve çocuğunun yanına dönmüş Bedri Rahmi ise minnettar kaldığı ve tekrar sevdiği karısının yanında hayata gözlerini yummuştur.

Aslında Karadut şiiri büyük bir yasak aşkın yanı sıra çok güçlü bir kadının yaşadıklarını da anlatmaktadır. Çünkü eşinin başka bir kadını sevdiğini, onun için ağladığını, evini çocuğunu terk ettiğini bildiği halde gerek çocuğu için gerekse sevgisinden dolayı hiçbir zaman eşini bırakmamış onu hayata bağlamak için çabalamıştır.
Diğer yandan ise ölümünün ardından gözyaşları ile ıslanmış sayfalara şiirler yazılmış belki de dönemin en büyük aşkı yaşanmıştır ikili arasında. Bu güzel belki de birçok yönden bakıldığı zaman üzüntü veren eser bircok sanatçı tarafindan da seslendirmiştir...

Merhaba sevgili okurlarım 😊. Kusura bakmayın üniveriste yerlesme felan derken kitaba gerekli ilgiyi gösteremedim ama bundan sonra da bir sure böyle olacak bilginiz olsun . Eger Ankara da olanınız varsa görüşebiliriz bunu da buraya bir not olarak düşüyüm 😊😂. Bu huzun dolu aşkı umarim  3 tarafi da anlamaya çalışarak okursunuz . Kendinize iyi bakın sağlık ve mutlulukla kalın 😇😍

Gönül BahçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin