Sonraki günlerim yarı zamanlı mutlu yarı zamanlı üzgün geçmişti. Bu kişi hikayede Harry olarak geçicek çünkü ona taktığım lakap Harry'di. Ben de onun Hermionesi idim. Harry ile herşey yolunda gidiyordu , aynı okuldaydık, her gün görebiliyordum ve cidden çok seviyordum . Günlük rutinim şöyleydi benim , sabah kalkar gözümü tam açamadan ona günaydın yazar ve güne öyle başlardım. Sonra okula gidip bahçeye iner onu beklerdim. Aynı sınıfta değildik ama sınıflarımızın camları karşı karşıyaydı bu işime yaramıştı :)
Ama ne yazıkki sınıf başkanı bozuntusu zil çaldıktan sonra pencere de durup Harry 'mi izlemeye izin vermiyordu hani bilirsiniz ya uyuz sınıf başkanları okul kurallarından birini ihlal etse ölücekler . Bende güzel bi fikir geliştirdim sınıf başkanı oldum . Biliyorum çok zekiyim . Sınıf başkanı olunca zaten pencere kenarında istediğim kadar durabilicektim ve bu işime yaramıştı. Her teneffüs sonu pencerenin kenarına giderdim , oda giderdi ve ders başlayana kadar gözlerimizi ayırmazdık birbirimizden . Bu gerçekten çok güzel bi his. Bu konuda sıkıntım yoktu ama eve servisle dönüyordum çıkışta beraber olamıyorduk bir kaç gün servissiz döndüğüm olmuştu o günlerde de saniye beklemeden onu çağırmıştım. İlk beraber döndüğümüz gün benim için yolunu uzatmıştı ve biz daha ilk kez yan yana yürüyorduk. Konuştuğumuz tek şey La Casa De Papel ve Harry Potter'dı. İlişkimizle alakalı tek kelime etmemiştik . Elini bile tutmamıştım iki arkadaş gibi yürüdük ve yol bitiminde hoşçakal sözcükleri ile veda ettik. Bu gayet normaldi çünkü o aralar aramız normal sevgili arası gibi değildi nasıl desem arkadaş gibiydik ama sevgili olduğumuzu biliyorduk. Garipti işte .
1 ay falan aramız aşırı soğuk geçti sert rüzgarlarla dolu kasırgalar gibi, bitmek bilmeyen fırtınalar ,buzla kaplanmış ıssız adalar gibiydi kalplerimiz. Ve sebepsizceydi hiç bir neden yokken , çünkü birbirimizin bu haline alışamamıştık. Zaman lazımdı ama nereye kadar ? Git gide kötüleşiyordu ve ben onu , Harry'mi kaybetmek istemiyordum .
Bu işe son vermek istedim , okulumuzca yapılan bir piknik günü yanımda 2 arkadaşım ile gizlice piknik alanından çıkıp düz bir yola , caddeye çıktım. Onu orada bekledim belki 10 dakika belki 20 dakika geçti tek bir iz yok . Daha fazla duramazdık bizi aramaya çıkarlardı . Bu yüzden geri döndük . Sinirliydim , konuşmak istemiyordum. Ama bir nedeni vardı ve bu geçerli bir nedeniydi o yüzden sıkıntı etmedim . Bu sefer o da yanına 1 arkadaşını aldı ve beraber piknik alanından çıktık. Yol boyu sadece yan yana yürüdük, tek kelime etmedik. Ama sessizliğimizi bozdular, Nergis Harry'nin arkadaşı Berkay ile çıkıcaklardı ama bir türlü beceremiyorlardı . Ben ve Harry onları zorladık ve tek başına konuşmaları için onları yolladık. Geri geldiklerinde artık çıkıyorlardı , konuşmuş halletmişlerdi. Bizde ekşın olsun diye iki saniye geçmeden Berkaya elini tut diye zorlama yaptık . O da Harry'ye kolaysa sen tut dedi. Tabi ben ciddiye almadım gülüyorum sadece " tabi canım şaka yapma"falan diyorum Berkay'a. O kelimelerimden sadece 2 saniye sonra Harry elimi sımsıkı tuttu. Ben iptal. Bağlantım tamamen kopmuştu , sadece karşıya bakıyordum. Sonra beni aldı ve yürüdük , o zamanın mutluluğuyla ne yapıcağımı şaşırımıştım . Herşey çok berraktı. 10 dakika boyunca öyleydik sonra bıraktık ve piknik alanına döndük. Ben sadece 5 dakikalığına yemek yemek için ondan ayrılmıştım. 5 dakika sonra yanına gelecektim fakat beni takmamış bir şekilde kız arkadaşları ile su savaşı yapıyordu. Elimde içecek vardı, yerimden kıpırdamadan , elimden düşen içeceğimin kırılma seslerini duydum . İstemsizce olmuştu, ve saniyeler içinde göz yaşlarım ardı ardına geliyordu. Mantıken şuraya kadar okuyup anlamış birisi şu soruyu sorucaktır ; alt tarafı su savaşı oynuyor sorun ne ? Sorun açıkca ortadaydı , piknik alanının dışında 10 dakika durup aceleyle beni bırakmıştı işi var sanmıştım , yanımda sadece 10 dakika durmuş 20-30 dakikasını çok değer verdiği kızlarla geçirmişti. İşte bu derinden parçalardı , kişiden kişiye göre değişir fakat böyle bir durum Balık Burcuna olmuşsa daha beterleri de olabilirdi. Balık burcu insanı olarak olabildiğince sakin karşıladım , o anlık ama . Tek kelime etmedim arkamı dönüp gittim , çok kırılmıştım.. O gün o olaydan sonra aşırı sakin geçti. Akşam mesajlarına cevap vermedim, 2 gün boyunca hiçbir mesajına bakmadım . Ama sonunda özlemiştim ve konuşmaya karar verdim. Özür diledi , zor olsada affettim. Sonraki günlerimiz gayet normal geçti ama bi değişiklik vardı , aramız düzeliyordu git gide birbirimize alışıyorduk. Bu durumdan ikimizde baya memnunduk. Sonra doğum günü yaklaştı , Nisan ayının başlarındaydı doğum günü ve onun için bir hediye seçmem gerekiyordu. Harry Potter'lı bir çanta veya kazak almayı düşünüyordum ama doğumgünü çok yaklaşmıştı ve 1 hafta boyunca internetten sipariş ettiklerimin gelmesini bekleyemezdim . O yüzden fikrimi değiştirdim . Ama biraz geç kaldım , doğumgününün olduğu hafta sınavlarla doluydu ve hediye almaya hiç vaktim olmamıştı. Doğumgününden bir gün öncesinin akşamı aceleyle D&R'a gidip Harry Potter'ın son kitabı Lanetli Çocuğu aldım . Odamda saman kağıdı vardı , sama kağıdıyla hediye paketi yaptım ve yine saman ipiyle fiyonk şeklinde bağladım . Baya cool duruyodu :) Şaka bir yana bir kağıda özene bözene güzel olmasına dikkat ettiğim yazımla içimden geçenleri yazdım. Ertesi gün hediyesini vermiştim . Mutluydu. Onu böyle görmek beni daha da mutlu ediyordu. Benimde Lanetli Çocuk kitabım vardı ve biz bi karar almıştık ,aslında ben değil o almıştı. Kitaba aynı anda başlayıp aynı anda bitiricektik . Bu güzel manyak fikir ondan çıktı. Ama sonuç tabiki tutmadı çünkü bir arada tutturamıyorduk. Boş derslerde ikimizde pencerenin kenarına oturur Harry Potter Lanetli Çocuk kitabını alır okurduk karşılıklı. Camlarımız karşı karşıya olduğundan ara sıra kitap okumayı unutup birbirimizi izlediğimiz , dalıp gittiğimiz oluyordu . Onu çok seviyordum . Aradan haftalar geçti ve okulun bitimi yaklaştı , mezun olucaktı. Okuldan çıkışta bile yoğunluktan beraber vakit geçiremiyorduk bile. Servisim de vardı tabi. Bir gün 10 dakika geç çıktım ve servisim beni aramadan gitmişti. Bu baya işime yaramıştı çünkü servis gittiğine göre kendim dönecektim. Harry'ye haber verdim. Beraber dönelim dedim ve kabul etti. Yan yana yürümeye başladık. Yol uzadı ve uzadı... ama artık bitiyordu ve ben böylesine sakin bir kapanış istemiyordum. Ona gitmeye yakın sordum :
- Yanaklarını sıkabilir miyim ?
-Sık ama acıtma :)
- Acıtmam abartma. Dedim ve ellerim yanaklarına gitti , beni ter bastı git gide kalp atışlarım hızlanıyordu tam ellerimi çekicektimki, beni çekti ve sarıldı. Karşılık verdim,sımsıkı sarıldım 5 dakika öylece sarılarak durduk , sonra hafifçe yanağıma öpücük kondurdu . Felç geçirsem yeriydi şok içinde şok yaşıyordum. Annemin aramasıyla onu bıraktım , eve dönmem gerekiyordu ve benimle belli bir yere kadar gelicekti tam olduğumuz yerden ayrılıyorduk ki kolundan tuttum kendime doğru çektim ve sarıldım. Kulağına "Ben öpmesem olmaz" diye fısıldadım ve o sımsıcak yanağına bir öpücük de ben kondurdum . Ellerimiz birbirine kenetli bir şekilde yürümeye devam ettik. Yol ayrımından bir kez daha sarıldım ve veda ettim..İNSTAGRAM:@MSSPOTTER
WATTPAD'DEN GELENLER DM ATSIN
OYLAMAYI VE YORUM ATMAYI UNUTMAYIN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MISS.POTTER
Historia CortaGelecekte ne olacağına dair tek bir fikrim yok. O kadar parçalandım ki , artık susmak istiyorum. Sonsuza kadar susmak... Bir daha birinin beni kırmasına izin vermemek için kendimi sessizliğe gömmek. Obliviate..! Hatırlamak istemiyorum..