karşımda akseli gördüğüm de şok olmuştum. bu çocuk harbi mal. insan hiç düşmanının okuluna gelir mi? normal bir insan gelmez ama aksel geliyor işte. hızlıca akselin yanına gittim,kolundan tuttum ve kenara çektim. tabi bütün gözler bizde. bazen çok dengesiz hareketlerde bulunabiliyordum. bize bakanlara döndüm ve "ne bakıyorsunuz lan dönün önünüze" diye bağırdım. hepsi başka yerlere bakmaya başladılar ama hala oradaydılar. ne olduğunu bakmadan gitmeyeceklerdi anlaşılan. bu okul ne ara bu kadar dedikoducu oldu. aksele baktığımda gülüyordu. hoşuna gitti her halde. "neden bu okula geldin aksel, ne işin var senin burada" diye çemkirdim tabi hemen. yanigerçekten başka burada olması saçmalıktı
"yeni okulum melis biliyorsun bizim okul yandı" bahaneye gel. sırf melis,kerem ve barış bu okulda diye okulu ahane ederek buraya geldim. yani onlar buradaysa ben de burada olmalıydım değil mi.
"okulunun yandığını biliyorum ama yani bizim okula gelmek zorunda mıydın" okulları yanmışmış yani o kadar okul içinden bizimkilerin olduğu okula gelmesi de hiç inandırıcı değil yani. yani birazdan 'neden biz anlatsana biraz' muhabbetine gireceğim.
"bizim okuldan sonra en iyi okul burası melis" dedim gayet cici bir şekilde. bu kızı sinir etmeye bayılıyorumm. okulda bir hasar yoktu. sadece bir haftacık ara verilmişti. ama ben bu fırsatı değerlendirmişve buraya gelmiştim. .çok çakalım çokkk.
"sanki okul çok umurunda aksel" bir de okulu sallıyormuş gibi konuşmaz mı. deli ediyor bu çocuk beni ya. öldüreceğim elimde kalacak o olacak. yeme beni varol.
"ya benim umurumda değil ama babamın umurunda melis" ve yalanın kuyluklusu. babama ben baskı yapmıştım beni buraya yazdırması için. elimi melisin saçlarına götürdüm ve "hem fana mı oldu buraya gelmem" dedim. kırmızıya döndü. acaba sinirden mi yoksa utançtan mı ?? büyük ihtimal sinirden. gözlerinden belli oluyor.
"ne yapıyorsun aksel" dedim ve elini saçlarımdan tutup ittirdim. katil edeek bu çocuk beni. ya da kendine aşık edecek yüz vermeyecek bende aşkımdan sürüneceğim. ama ben bu öküze aşık olmam.
"bence çok güzel oldu" dedim ve bu seferde elimi omuzuna koydum.
"sana bana dokunma dedim" ben dokunma dedikçe adam inadına yaklaşıyordu. öldürmek mi istiyorsun beni sen koçum. kalp var bende kalp dayanmaz öyle her şeye
"ne yapacaksın" dedim gayet rahat bir tavırla. en fazla tokat atardı ki bu hiç sorun olmaz.
"şunu yapacağım" dedim sinsi pis bir sırıtışla. elimde ki kola şişesini kafasına geçirdim. üstü başı kola olmuştu ve alnı kanıyordu. az önce gözlerini bizden ayırmayanlardan bir 'aaa' sesi gelse de ben gülmeye başlatınca onlarda gülmeye başladı. akselde bir eliyle alnını tutuyor diğer eliyle de üstünü başını düzeltiyordu "nasıl beğendin mi" dedim alayla. ahaha sinirden kırmızı oldu. oh olsun varol oh olsun.
"kızım sen manyak mısın ha" bende ki soruya bak tabiki de manyak. kafamda ikinci kez şişe kırıyordu. allahtan bu küçük bir şişeydi, yoksa yine gidiyordu kafam. bir de geçmiş karşıma gülüyor.
"he az biraz işte. sanki sen çok normalsin. ayrıca sen bunu hak ettin" bana manyak diyor da sanki beyimiz çok normal
"şişelere karşı olan bu sevgini neye borçluyuz zalim Güzel" dedim. kafamda şişe kırmıştı ama ben hala onunla dalga geçiyorum. melis haklı galina gerçekten de normal değilim.
