6. Bölüm

239 10 0
                                    

Selam gençler. Hikayemizin yeni bölümünü umarım begenirsiniz. Yani biraz elim ayağım dolaştı o yüzden yani bilmiyorum insallah guzel olmustur. Neyse sizi oyalamayayim hikayeye geçelim.  

    Ben eve girdikten 10 dakika sonra bütün kizlar gelmişti. Pijamalarimizi giyip salona geçtik. Bir moda programinin tekrarini izlerken kahvelerimizi yudumluyorduk. O sırada telefonum öttü. Elime aldım ve gelen mesaja baktım. Mesaj "Dengesiz" den gelmişti. Girip baktığımda "Nash ile yarın için bir program hazırladık. Herşey hazır sizde kabul ederseniz gidicez." yazıyordu. "Ne gibi birsey?" yazıp yolladım. 1 dakika geçmeden cevap geldi. "Deniz'e gitmeyi planladik. 2 gün orada kalacagiz. Otelde. Ne dersiniz?" yazmıştı. Bu bence iyi bir şeydi hemde onlari tanimamiz icinde iyi bir nedendi. Grace ile uzunca konustuk ve Taylor'a cevabimizi yazdik. "Biz kabul ediyoruz. Peki yarın kaçta yola çıkacağız?"

"Saat 7 gibi sizi almaya geliriz." diye cevap verince birbirimize bakıp "Acilen valiz hazirlamaliyiz" dedik. "Peki o zaman yarin sabah görüşürüz." yazıp yolladım. Kizlara dönüp biz yarin bir kac gunlugune tatile gidiyoruz. Acilen valiz hazirlamamiz gerek deyip odalarimiza koştuk. Arkamizdan vayy sanslilar diye bağırsalarda cevap verecek zamanimiz yoktu. Hemen valizleri hazirlayip uyumamiz gerekiyordu. Dolabimdan az kalmaya gittigimde yanima almak için aldigim valizimi çıkardım. Mor renkte tekerlikli bir valizdi. Aynisinin mavisinden Grace'de vardı. Icini açıp 3 cift bikinimi koydum. Sonra 3 tane sort, 5 tane atlet ve bir kac t-shirt koydum. Grace'inde benim gibi yaptigina emindim. Özel esyalarimi ve makyaj malzemelerimi koyduktan sonra ayakkabi dolabimi acip iki cift terlik, bir çift sandalet cikarip valize koydum. Tüm valiz hazırdı. Yolda giymek icinse mor bir şort ve beyaz üstünde mor renkte yazilar olan bir atlet çıkardım. Ayakkabi dolabimdan ise bir cift beyaz spor ayakkabi çıkardım. Isim bittiginde Grace'in yanına gittim. Valizi hazırdı yarın ne giyecegine karar veriyordu. Ben ve valizim mor olmustuk. Bence o ve valizide mavi olmaliydi. Dolabindan mavi sortunu ve siyah atletini çıkardım. Bu atleti her zaman sevmişti. Yanağına bir öpücük kondurdum ve hızlıca odama gidip kendimi yataga attım.

~

Sabah kurduğum alarm ile uyandım. Dus almak için banyoya girdim. Çıktığımda Grace üstünü giymiş kahve hazırlıyordu. Yanına gidip yanağına öpücük kondurdum ve "Günaydın güzellik." dedim. "Günaydın bu ne neşe. " dedi. "Her zaman ki halim canım. " dedim. Bana şaşkınca baktı "Sen her zaman böyle olmazsın. Ben anladım şimdi Taylor'la bir kaç gun gecireceksin ondan mutlusun anlasilmayacak gibi değil." dediginde yüzüne sinirle bakıp "Hicte bile. Bunun Taylor'la hiç bir alakası yok." dedim. "Yaa oyledir kesin." deyince kafasına bir tane vurasim geldi ama yapmadım. Kendime hakim olabilirim. "Neyse sen kahvalti ve gevrekleri hazırla ben valizleri aşağıya indiricem." deyip yukariya çıktım. Son kez lavaboya girip saçlarımı tepeden dağınık bir topuz yaptım. Yolculuk için en rahatı buydu. Valizleri elime alıp aşağıya indim. Grace oturmus gevreğini yiyordu. Gidip yanına oturdum ve tabağımı bitirdim. Sicacik kahvemide ictikten sonra ayaga kalkıp iki bardak daha çıkardım. Kahve yapıp bardaklardan birini elime aldim. "Grace al bunu Nash'e ver buda Taylor'in" dedim. O sırada telefonuma gelen mesaja baktım "Biz geldik. Sizi kapıda bekliyoruz hanımlar." yaziyordu. Kimden olacak tabikide dengesizdendi mesaj. Telefonumu cebime koyup bir elime kahveyi diger elime valizimi aldım. Kapıdan çıkınca Taylor gelip elimden valizi aldi ve bagaja koydu. Her sey hazir olduğunda kahvesini ona uzatıp "Bu senin. Icte uykun varsa gitsin." dedim. Kahveyi elimden alip gülümsedi ve arabaya bindi. Gecip ön koltuğa oturdum. Grace ve Nash'de arka koltuğa oturdugunda Taylor arabayı çalıştırdı. "Gidecegimiz yer pek uzakta sayılmaz. Suan nereye gidecegimizi söylemiyorum gidince göreceksiniz." dedi. Bir kac saat sonra Grace Nash'in kucağında uyumustu. Nash ise kulaklığı ile müzik dinliyordu. Taylor'ı durttum ve

-Canım sıkıldı

-Ne yapabilirim?

-Yine giciklastin ya. Yapma bişey zaten. Radyoyu nasıl acicam

-Suradaki büyük düğmeye bas yanindakilerden ise kanal degistirebilirsin.

-Tamam.

Radyoyu açtığımda ses o kadar açıktı ki. Grace yerinden sıçramıstı. Arkami dönüp özür dilerim dedim. Grace halini bozmadan tekrardan Nash in gogusune yatti. Taylor hızlıca sesi kisip bana baktı. "Beceriksiz" "Ne beceriksiz mi? Makarnami yerken öyle demiyordun dengesiz." dedim. "Bir daha bunu söyleme. " deyince omuz silkip "Bunu kabullen çünkü öylesin." dedim. Ben sana arabadan inince gösteririm bakışı atti. Nasıl bir bakis olduğunu bilmiyorum ama o bakıştan bunu çıkarabildim. "Torpido'yu aç. Orada albumler var istediğini seç." deyince mutlulukla gülüp torpidoyu açtım. Icindeki albumleri kucağıma alıp bakmaya başladım. Bunu sevmedim. Bunu hiç sevmedim. Belki. Ahh iste bu. Hosuma giden albümü alıp müzik çalar'a taktım. Şarkıyı mirildanymaya başladım. Bir kac dakika sonra hepimiz bağırarak soyluyorduk.  Tum albümdeki bütün şarkıları dinlemistik. Ben yorgun düşmüş koltukta yan dönüp uyumustum.

~

-Heyy Avery uyan. Mola verdik. Bir kac saat sonrada orada olacağız.

Başımı kaldırıp beni hayvan gibi sarsan kisiye baktım. Tabikide Taylor'dı.

-Uff tamam. Ne hayvan gibi durtuyosun biraz insan ol.

-Ben insanim da sen asil kutup ayilari gibi saatlerdir uyuyosun. Hadi in.

-Tamam ya. Kolumu tut başım dönüyo.

-Oldu canım. Ben gidiyorum al anahtarida kapıyı kilitlersin.

Deyip anahtari bana verdi. Sallana sallana arabadan inip kapiyi sertce kapattim ve anahtarla kapilari kilitledim. "Dengesiz" diye mirildandiktan sonra mola verdigimiz kocaman alışveriş merkezine girdim. Iceride bekliyorlardi. Yanlarina gittim ve Taylor'in koluna girdim."Beni taşımak zorundasın. Basım dönüyo." dedim. "Tamam uykucu suan seni cekemem kac saattir araba sürüyorum." dedi. "Senle de konusulmuyo ki." deyip kolundan cekistirdim ve bir restoran'a girdik. Açık bufeden kahvaltimizi alıp masaya yerleştik. Ben son dakika Taylor'a aciyip onada tost yapmıştım. Zavalli çocuk kac saattir araba sürüyordu gerçekten. Tostunu ona verdigimde beni cok sasirtip teşekkür etti. Tek kaşımı kaldırıp yerime oturdum. Ben kaldirdigimi düşünüyorum ama yapabildim mi bilmiyorum. Nash kafasini bir yere cevirmis bir seyler okuyordu. Bize hızlıca dönüp "Siz ikiniz biz ikimiz bowling yarisina var mısınız? Kaydeben esiyle bir gun boyunca elinden kelepceli kalicak." Taylor kendinden emin bir sekilde kafasini onaylayinca kolunu mincikladim. "Olum dengesiz ben bowling oynamayi bilmiyorum. Hem kaybedersek senle bir gün boyunca nasıl kelepçeli kaliyim." dedim. Nash bizim yine atistigimizi gorunce bana dönüp "Malesef ki itiraz yok oynamak zorunlu." dedi. Belkide biz kazaniriz diye düşünerek kafami onayladım. Tam gidip hesabi odeyecektim ki Taylor kolumdan yakalayıp "Bizim yanimizda sizin paraniz geçerli değil. " dedi. Ahaha centilmen çocuk seni. Onu taklit edip Grace'in yanına gittim. "Kanka sen bowling oynamayı biliyor musun?" dedim. "Pek sayilmaz aslinda artik yapmaya çalışıcaz." deyince koca bir oh çektim kafama saplak attı tabi bende onun sonra bowling salonuna girdik. Ayakkabi vb. islerimizi hallettikten sonra bize ayrilan bölüme gectik. Ilk Nash ve Grace başlayacaktı. Grace'in yalvarmalari üzerine Nash eline topu alıp tüm lobutlari devirdi. Sıra Taylordaydi. Eline topu aldi ve oda tüm lobutlati devirdi. Grace ise sadece iki lobut devirememisti. Sira bana geldiginde Taylor yanıma gelip "Yapabilirsin" dedi. Kafamı sallayıp elime bir lobut aldim. Attım ama sadece 5 lobut devirdim. Hızlıca Taylor'in yanina gidip "Goruyo musun ben oynamayi bilmiyorum." diye bagirdim. "Tamam sakin ol cokta kötü değil. " dedi. Kollarimi göğsümde birlestirip sirami bekledim. Taylor ve Nash her seferinde hepsini deviriyorlardi. Grace'de pek fena sayilmazdi. Yine sayı bana geldiginde tüm beceriksizligimle hicbir lobut deviremedim. Taylor gelip "Kızım sen beni deli mi edicen bu kadar mi zor bi sayi atmak." dedi. "Sana oynayamadigimi bastan soylemistim dengesiz kabul etmeseydin o zaman şimdi senle tüm gün ellerim bagli olucak." dedim ve gidip koltukta bulduğum ilk bos yere oturdum. Yanimda yakışıklı mi yakışıklı bir cocuk oturuyordu. Taylor bana sinirle bakıp yanıma geldi. "Hopp noluyo çabuk kalk oradan" deyip kolumdan çekip kaldırdı beni. "Su oyun bitsin zaten kaybettik." diye Nash'e söyledi. Oda kafasiyla onaylayinca bizi ellerimizden bağladılar. Ben offlaya offlaya kolumu uzattım. Bunu gerçekten hiç istemiyordum. Ben şimdi nasıl tuvalete gidicem. Boyle saçma düşüncelerin icinde kayboldum. Hep beraber alışveriş merkezinin çıkışına yürüdük. Arabayi Taylor kullanamayacagi için Nash kullanacaktı. Biz ikimiz arka koltuğa geçtik. Taylor benim yüzümden şimdi bunu çekiyordu bide. "Senin uykun yok mu uyusana" dedim. "Var ben uyucam" deyip kucağıma yattı. "Yaa benim kolum sıkıştı. Kalk çabuk. " deyince oflamaya başladı. "Ben senden ne cekiyorum ya." deyip kolunu düzeltti ve tekrar yattı. Bende bir kac dakika sonra can sıkıntısından kafami cama yaslayip uyumustum.

Yorum ve votelarinizi bekliyorum...

Changed Our Life (Magcon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin