10. Bölüm

173 10 0
                                    

Hikaye ile ilgili bazı saçma seyler yaptığımızı farkettik ve bunu düzeltmeye çalışıyoruz. Bu yüzden hikayenin adı ve kapağını değiştirmemiz gerek. Bu hatalar şunlar ki. Sara 19 yaşında ve Jack 18 yaşında bu çok dengesiz bir durum. Böyle bir şey olamayacagı için. Laksbag bölünüyor. Zamanla bu bölünmeyi gördceksiniz. Ayrıca bu karakterler pek yoklar bu yüzden olmasalarda olur mantığıda var. Evet bunu ilerleyen bölümlerdw göreceksiniz. Sizi seviyoruz. İşte yeni bölüm... Hikayemizin yeni adı. Changed Our Life (Magcon)

Nash'in Ağzından:

   Grace'in yanına vardığımda beni itip hızlıca yanımdan uzaklaştı. Ne olduğunu pek anlayamamıştım ama tahmin ettiğim şey ise beni yanlış anlamıştı. O kızı o sandığım için sarılmıştım fakat daha sonra onu görünce kızdan hızlıca uzaklaşıp özür diledim ve olayı anlattım. Kız beni anlayışla karşılayınca Grace'in yanına geldim. Avery giden Grace'in arkasından koşup onu geri getirdi. "Evet senden bir açıklama bekliyoruz Nash." diyen Avery'ye döndüm ve kafamla onaylayıp anlatmaya başladım. Avery biraz ikna olmuşa benziyordu ama bu onun kalbini kazanmama yetmemiş gibiydi. Taylor ani bir hareketle "Bakın şimdi şöyle oldu." dedi ve gidip bir kıza arkadan sarıldı. Kız şaşkına dönmüş gibi görünüyordu. Taylor'ı itip "Sapık var yardım edin" diye bağırınca Taylor kadından uzaklaşıp özür diledi. Biz o sırada Nash ile kahkayı koparmışken Avery bizim kadar komik bulmuş görünmüyordu. Taylor gelip ona sarılınca "Sapık var diye bağırmamı istemiyosan uzaklas." dedi. "Bana neden bu kadad soğuk davranıyorsun Avery." diyen Taylor'a hızlı bir şekilde başımızı çevirdik. Avery'nin sert bir cevap vermesini beklerken "Çünkü sen dengesizsin" dedi ve bizi şaşırttı. Taylor hızlıca Avery'yi sırtına alıp fuardan koşarak çıktı. En son Avery'nin çırpınan ayaklarını gördük. Bunlar sevgili olsalarda olmasalarda gerçekten komik bir ikiliydiler. Grace'in omzuna elimi atıp elindeki çoğu poşeti aldım ve fuar çıkışına yürüdük.

Avery'nin Ağzından:

    Taylor beni sırtından indirdiğinde ona dil çıkarıp yere düşen poşetlerimi toplamaya başladım. Yanıma eğilip toplamama yardım ederken almak için uzandığım kitaba oda hızşıca uzandı ve elimi tuttu. Yüzüne bakıp gülümsedim ve hızlıca elimi elinden çektim. Poşetlerimi almak için uzandığımda çekip "Ben taşıyabilirim." dedi. Taşı öyleyse diye içimden geçirirken nihayet Nash ve Grace fuardan çıktılar. Elimizdeki poşetleri bir kenara bıraktık ve yolda yürümeye başladık. Telefonumu Nash'e uzatıp Grace'i ve Taylor'ı yanıma çektim. Taylor'ı ortamıza aldım ve ikimizin omzuna elini attı. Nash bizi çekince Taylor'la yer değiştirdiler ve bu sefer o ortaya geçti. Grace'in beline sarıldı benimde kafamı kendine çekti. Fotografa baktığımda ben kahkahalara boğulmus Nash ve Grace otuz iki diş gülmüşlerdi. Fotografları birleştirip instagrama koyduktan sonra hızlı adımlarla onlara yetiştim. Yanlarına vardığımda Taylor "Senin bu fotograf çekilme aşkın nedir? " diye sordu. Bende gülümseyip "Bilmem bunu bir hobi haline getirdim." dedim. Taylor'a biraz kızgın olsamda ona karşı her zaman sinirli olamıyordum. Kolumdan tutup beni kendine çekti ve "Gel buraya" dedi. Kolunun birini benim omzuma diğerini Grace'e attı. Nash'de kolunu Grace'in omzuna atınca yolu kaplamıştık. Kahkahalarla pamuk şeker satan bir yerde durduk. Taylor elinde iki pamuk şekerle gelip birini bana birini Grace'e uzattı. Teşekkür edip aynı anda yanagından öptük. Nash parayı ödeyip yanımıza gelince "Bana öpücük yok mu? " dedi. Taylor bizi kendine çekip "Malesef Nash kızların seni öpmesini yasakladım." dedi. Kahkaha atıp Grace ile birbirimize baktık ve Taylor'ın kollarından uzaklaşıp Nash'in yanına gittik. Taylor bize bakıp "Öyle olsun hanımlar" dedi. Onuda yanımıza çekip yine dörtkü bir şekilde yürümeye devam ettik. Pamuk şekerimden koca bir parça koparıp Taylor'ın agzına tıktım. Küçük bir hediyelik eşya dükkanının önüne gelince durduk. Grace'i çektim içeri girdik. Rengarenk bileklik olduğu yere gelince 4 adet aynı bilekilten aldım. Son dakika aklıma kızlar gelince onlarada renkli bilekliklerden aldım. Mağazadan çıktık ve bir bankta oturan çocukların yanına gidip onları ortada sıkıştıştırdık. Elimdeki bileklikleri her birine uzatıp "Bunlar bizim arkadaşlık bilekliklerimiz." dedim. Gülümseyip bilekliğini takmam için kolunu uzatan Taylor'ın elinden bileziği alıp taktım. Oda benimkini taktı. Nash ve Grace'de taktığında hep beraber bankatn kalkıp sahile doğru yürümeye başladık. Deniz kenarına gelince çok uzun olan iskeleye çıkıp yürümeye devam ettik. Sonuna gelince oturup ayaklarımızı aşağı sarkıttık. Bir kaç gün buradaydık ve tadını çıkarmalıydık. 10 dakika boyunca böyle durduktan sonra ayaga kalkıp yavasca yürümeye devam ettik. Deniz kenarında hoş ve şirin bir cafeye girip oturduk. Yanımıza gelen garson Taylor ve Nash'e gülümseyip Taylor' sarıldı. Hoopp noluyo ya. +18 gösterilere açık değilim. Daha küçüğüm ben. Kız Taylor'a bizi gösterip "Kim bu kızlar?" diye sorunca üstüne atlayıp dövmemek için kendimi zor tuttum. Taylor Grace'i gösterip "Bu Nash'in kız arkadaşı ayrıca yakın bir arkadasım olan Grace, Buda Avery." dedi. "Taylor'ın beni sevgilisi olarak tanıştırmamasının sebebi ne acaba." dedim ama sanki bunu söyleyen ben değildim. Taylor'ın beni dürtmesiyle kötü bir gülüş atıp kıza elimi uzattım ve "Ben Taylor'in sevgilisiyim." dedim. Masadaki herkes çok şaşırmıştı ama beni bozuntuya vermediler. Taylor'a piç smile atıp kızdan elimi çektim ve "Sen kimsin peki?" diye devam ettim. Kız o kadar çok şaşırmışa benziyordu ki Taylor'a ani bir bakış atıp "Bende Taylor'ın senden önceki sevgilisiyim adım Stacey fakat beni kullandıktan sonra daha başka kaç tane kız kullandı bilmiyorum sıra sende heralde." dedi ve oda bana piç smile attı. Kendi tuzagıma düşmüştüm. Taylor hızlıca araya girerek "Ben o yaptıklarımı Avery'ye yapmam. Ben onu gerçekten çok seviyorum." dedi. Gerçekten şaşırmıştım acaba bu söyledikleri gerçek miydi. Kız siparişleri almadan yanımızdan uzaklaşınca masaya oturdum ve arkama yaslanıp dışarıyı izlemeye başladım. Birisinin "Neden böyle bir şey yaptın?" demesiyle irkildim ve ona baktım. "Peki sen sahildeyken neden oradaki erkeklere bizim sizin sevgilimiz olduğumuzu söyledin." dedim. "Seni korumam gerekiyordu. Bu arada acaba hislerimiz karşılıklı mı?" deyince yüzümü buruşturup "Hıı ne demessin." dedim ve gelen kahvemi yudumladım. Şimdi şurada elimde bir kitap olacaktı güzel olurdu gerçekten. O sırada telefonum çaldı arayan Kylie'ydi.

-Alo

- Alo. Grace çok kötü şeyler oldu. Kansas'a geri dönmem gerekiyor.

-Neler oldu? Çabuk anlat.

-Ailemiz  hakkında sorunlar çıktı Lucy ile Kansas' a geri dönmemiz gerek. (Lucy ve Kylie ikizler.)

-İnanamıyorum. Ne zaman döneceksiniz Kansas'a?

-Yarın akşam yola çıkıyoruz.

- İnanamıyorum ya hemen oraya gelmeliyiz.

- Evet benimde tek isteğim sizi son kez görmekti.

-O zaman yarın görüşürüz. Sizi seviyorum.

-Bende sizi.

Telefonu kapatmamla gercekten ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Tüm grup birleşmiş hayallerimiz gerçekleşmişken şimdi ayrılıyorduk. Grace bana soran gözlerle bakınca ağlamaklı gözlerimle ona baktım ve kafamı masaya gömdüm. Taylor bana yaklaşıp elini omzuma koydu ve destekler bir biçimde sırtımı sıvazladı. Kafamı kaldırdıktan sonra konuşmaya başladım. "Kylie ve Lucy ailevi sorunlar yüzünden üç gün sonra Kansas' a geri dönüyorlar." dedim ve tekrar hıçkırıklara boğuldum. Grace inanamamışa benziyordu ve gözleri dolmaya başlamıştı. Taylor beni kendine çekmişti ve sarmalamıştı. Nash ise Grace'in göz yaşlarını siliyordu. "Lütfen eve dönelim." dediğimde Taylor hızlıca hesabı ödedi ve yanımıza gelip kolumu omzuma attı ve kafeden çıktık. Araba anahtarlarını Nash'e verdikten sonra benimle beraber arka koltuğa oturdu. Bu gece hazırlanıp yola çıkacaktık. Hemde kızlarla daha çok beraber olacaktık. Arabada giderken herkes sakindi. Sadece radyoda çalan kısık sesteki müzik vardı. O da insanı dinlendirecek şekildeydi. Grace ön koltukta dışarıyı izliyordu. Nash ise arabayı sürüyor fakat sürekli Grace iyi mi diye onu kontrol ediyordu. Bende arka koltukta Taylor'ın kucağına uzanmış kısık sesteki müziği dinliyordum. Taylor ise sadece dışarıyı seyrediyordu. Eve vardığımızda kosarak odaya çıktım ve valizime kıyafetlerimi doldurmaya başladım. Odaya sessizce giren Taylor'a bakıp son olarak hırkamı sırt çantama koydum. Taylor gelip yatağa oturdu ve kenardaki küçük sırt çantasını alıp içine kıyafetlerini koydu. İşim bitince gidip yanına oturdum ve ona yardım ettim. Bazen oldukça anlayışlı oluyor bazende sinir bozucu oluyordu. Bana anlayışla bakıp ayağa kalktı ve valizimi alıp odadan çıktı. Sırt çantamı taktıktan sonra bende aşağı indim. Avery ve Nash merdivende oturmuş bekliyorlardı. Taylor'da duvara yaslanmış telefonunu karıştırıyordu. Ben gelince kapıyı açtı ve hepimiz çıktık. Kapıyı kilitlesikten sonra çantasına koydu ve arabayı kullanmak için öne geçti. Bende yanına geçtim ve kulaklığımı takıp başımı cama yasladım. Yola çıktıktan bir kaç saat sonra uyuyakalmıştım.

~

  Gözlerimi açtığımda evdeydim ve koltukta yatıyordum. Yavaşça doğruldum ve etrafa baktım. Lucy, Kylie ve Grace üçlü koltukta oturuyorlardı. Taylor ve Nash ise tekli koltuklarda. Hızlıca ayaga kalkıp Lucy ve Kylie'ye sıkıca sarıldım. Aklıma geldi de ben kaç saattir uyuyordum. Masaya oturduk ve bir kaç bişey atıştırdık. Son kez Lucy'nin müthiş soslu makarnasından, Kylie'nin lezettli salatasından yedik. Masadan kalktıgımızda uçaklarının kalkmasına bir kaç saat vardı. Onlr odalarına çıkıp valizlerini hazırlarken bizde salonda oturuyorduk. Aşağı indiklerinde eşyalarını arabaya koyduk. Biz kızlar bizim arabaya Nash'ler ise kendi arabalarına bindiler. Bir kaç dakika sonra Sara ve diğerleride gelmişlerdi. Onlarda kendi arabalarına bindikten sonra havaalanına yola çıktık. Yolda son dakikalarımızın eğlenceli geçmesini istedik. Son ses müzikte bağırarak şarkı söyledik ve kahkaha attık. Havaalanına varınca bagajdan valizleri çıkarıp içeri girdik. Kimlik kontrolü vb. işler hallolduktan sonra uçak saatini beklemeye başladık. Hepimiz oturmuş bekliyorduk. Son dakika aramıza Magcon'da katıldı ve kızlara hoşçakal demek istediklerini söylediler. Hepsi Lucy ve Kylie'ye sarıldıktan sonra sıra bize gelmişti. En son Grace ile onlara sıkıca sarıldık. Göremeyecegimiz kadar uzaklaştıklarında son kez el salladım. Taylor yanıma gelip bana sıkıca sarıldığında hıçkırıklara boğulmuştum. Görüşürüz kızlar.

  

Changed Our Life (Magcon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin