11. Bölüm

173 8 0
                                    

Tekrar sizlerleyiz... :) Evet geciktik çünkü okul var. I hate school yani. Elimizden geldiğince yazmaya çalısştık. Umarım hoşunuza gider. Hikayede yakın bir zamanda hatta çok yakın bir zamanda okullar açılacak. Ve eğlence işte o zaman başlayacak. Yeni bölümü çok geciktirmemeye çalıçacagız. Avery benim ağzımdan, Grace Zehra'nın ağzından. Yeni bölümde tahminimce okullar açılır. Neyse uzatmayayım. Birde bölüm şarkısı olarak Jack'lerin klibini yeni çıkardıkları Tides şarkısı olsun.

-Jack & Jack Tides dinleyin kesinlikle müthiş. İyi okumalar.

Kızlar gittikten sonra arabaları park ettiğimiz yere gittik. Arabalara binip eve vardık. Üstümde hem yol yorgunlugu hemde kızların gitmesinin üzüntüsü vardı. Arabadan inip çocuklara el salladıktan sonra evin kapısını açtık ve içeri girdik. Hızlıca odama çıkıp üstümü değiştirdim ve kendimi yatağa attım. Fazlasıyla uykum vardı. Telefonumu elime alıp son kez kontrol ettim ve yatagımun yanındaki komodine koydum. İnce örtümü üstüme çektikten sonra gözlerimi kapattım.

-

Gözlerimi açtığımda hava yeni aydınlanıyordu. Uyku tutmamıştı. Pofidik terliklerimi ayağıma geçirip yavaşca merdivenleri inmeye başladım. Erzak dolabından bir paket cips alıp bir bardagada kola doldurdum. Sabahın köründe ne iş diyosunuz ama film izlemek için bunlar ideal. Salondaki büyük koltuga yayılıp battaniyeyi bacaklarıma örttüm ve kanalları gezmeye başladım. Film izlemekteki kararımı değiştirip televizyondaki dizilere baktım. Teen Wolf'u görünce durdum ve sesini yükselttim. Sık izlediğim bir dizi olmasada seviyordum. Bir kaç saat televizyonda vakit geçirip iki paket cips bitirmiştim. Ayrıca orta boy kolayıda sayarsak ayı olduğumu soyleyebiliriz. Neyseki kilo almıyordum ve bu harika bir şeydi. Elimdekileri orta sehpaya koyup koltuga uzandım ve televizyonun sesini kıstım. Gözlerimi kapattım ve düşünmeye başladım. Aklım hep geçirdiğimiz o güzel tatile gidiyordu. Bir kaç kez tekrarlamayı çok isterdim. Belki seneye tekrar giderdik. Nash ve Grace ilişkiside bence çok hostu. Birbirlerini tamamlıyorlardı ve ikiside birbirlerini çok seviyorlardı. Gözlerinden birbirlerine olan aşkları okunuyordu. Hava yeni aydınlanmaya başlayınca kalktım ve balkona çıkıp temiz havayı içime çektim. Salıncağa oturup içeriden getirdiğim battaniyeyi üstüme örttüm ve uzandım. Hafifçe sallanırken dışarıyı seyrediyordum. Aklıma şu temiz havada kitap okumak geldi. Hızlıca odama gidip en son okumaya başladığım kitabı alıp geri geldim ve aynı pozisyonda tekrar yattım. Kitabı açtım ve kendimi onla bütünleştirdim. Sanki baş karakter kendimmiş gibiydi. Bir kaç saatimi bu şekilde geçirdikten sonra kalktım Grace'in odasına girip çekmecesinden siyah göz kalemini aldım. Yavasca yatagına oturdum. Uyanması imkansız gibi görünüyordu. Gerçekten ağır bir uykusu vardır. Elimdeki kalemle kaşlarının ortasına köprü çizdim. Bunu ben söylemiş olamazdım. Bıyıklarını da tamamladıktan sonra kalemi eski yerine koyup parmak ucunda ses çıkarmadan odadan çıktım. Aklıma o hali gelince telefonumu odamdan alıp tekrar içeri odasına geri döndüm. O güzel yüzüyle fotoğrafını çektikten sonra Sara'ya yolladım ve "Naber, Grace'i beğendin mi?" Yazdım ve yolladım. Üstümü giyip aşağı indiğimde hala cevap gelmemişti. O her zaman saat 7'de uyanırdı. Çoktan uyanmıs olması gerekirdi ve gözü hep telefonunda olurdu. Aramaya karar verdim ve geçip koltuğa yayıldım. Telefon çalıyordu fakat bakmıyordu. Bu sefer Ashley'nin telefonunu aradım aynı şey onun içinde geçerliydi. Üstüme montumu geçirip evden çıktım. Havanın soğumaya başladığı çok belliydi. Hafif bir yağmur çiselemeside vardı. Hızlı adımlarla kapılarına gidip zile bastım. İlk çalışta açmadıklarında belkide uyuya kaldıklarını düşündüm. Bir daha çaldıgımda yine kimse açmadı. Korkmaya başlamıştım acaba başlarına bir şey mi geldi? Cebimden telefonu çıkarıp Sara'yı tekrar aradım. Yine bakmadı tam eve geri dönerken telefonuma gelen mesajla hızlıca açtım. Sara'dan gelmişti. "Lütfen bu yazdıgımı sorgulama. Sizden habersiz gittiğimiz için özür dileriz. Size nereye ve ne için gittiğimiz hakkında hiç bir şey söyleyemeyiz. Güvendeyiz ve bizi hiç merak etmeyin. Belki bit daha hiç görüşemeyecegiz. Lütfen bunları kafana takma ve lütfen cevap yazma. Sizi çok seviyoruz." Yazıyordu. Ağzım açık ve gözlerim dolu bir şekilde yavasca yere çöktüm ve oturdum. Kendimi hızlanan yagmurun altında bırakmıştım. Yanıma yanaşan bir arabayla kafamı hafifçe kaldırdım. Taylor arabadan indi ve beni kolumdan tutup hızlıca bizim eve doğru yürümeye başladı. Arkasını dönüp Nash'e "Abi sen arabayı parket gel" dedi ve beni kolunun altına alıp hızlandı. Kapının önüne gelince eliyle kafamı kendine çevirdi ve yüzüne bakmamı sağladı. Gözlerine bakınca biraz kendime gelmiştim. Ne diyorum ya ben. Eliyle göz yaşlarımı sildi. Kafamı hızlıca çevirdim ve cebimden anahtarı aldım. Bana bakmadan "Bende haberi çocuklardan aldım. Gerçekten hiç bir şey söylememiş. Sen biliyor musun?" Dedi. Gözlerim tekrar doldugunda kafamı hayır anlamında salladım. "Bende bilmiyorum."

Changed Our Life (Magcon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin