BÖLÜM 17

232 40 9
                                    

Hera

Kris bana yaşadıkları her şeyi anlattı. Aslında sevgili olmadıklarını, Sehunu kandırmak için numara yaptıklarını, bu dünyada yaşadıkları her şeyi, Mia ve Jeninin neden öyle davrandıklarını hatta Naeunun onu öpmesini bile. Bana bunları neden anlattığını biliyordum. Sırf susmak bilmeyen vicdanını bir nebze rahatlatmak için. Açıkçası bu dünyadaki Kris diğer dünyadakinden çok farklı. Diğer dünyada biraz fazla yüzsüzdü, aptal aptal konuşup pek komik olmayan espriler yapıyordu. Kelimenin tam anlamıyla sinir bozucuydu. Ama burada çok daha farklı. Gerekli olmayan konular hakkında neredeyse hiç konuşmadı, yemekhanede bile arkadaşlarına ağzını açıp tek kelime etmedi. Ne yani gerçek kişiliği böyle mi bu çocuğun? Yoksa tamamen depresyonun yan etkisi mi? Naeunu kovduktan sonra psikolojik olarak çöktüğünü ve depresyona girdiğini düşünenlerdenim. Benim gibi düşünen diğer kişiyse Chen. Beni odama götürürken biraz sohbet imkanı bulduk. Konu nereden döndü dolaştı Naeun ve Krise geldi bilmiyorum (Bu konuda ne kadar hassas olduğumu biliyorsunuz.) ama Chen sürekli ikisinin birbirine bakışlarından, Naeunla konuşurken Naeunun konuyu hep Krise getirmesinden ve Krisin biz gelmeden önce kendi kendine konuşup aptal aptal sırıtışından bahsetti. Krisin yanına gitmeden bir süre onu izlemiş manyak çocuk. Yani Chen denen bu cadı kesinlikle benim sınırlarımı zorlamak için burada. Bir de fazla konuşkan. Naeunla arkadaş olabilmesine şaşmamak gerek. Aman her neyse, her şeye rağmen sevdim bu çocuğu ben ya! Naeunu kollayanlardan ne de olsa. Chen beni odama bıraktıktan sonra gitti ve ben de düşüncelerimle baş başa kaldım. Ne düşündüm dersiniz? Yıllar sonra bulduğum babamı mı? Seksi sevgilim biricik aşkım Kaiyi mi? HAYIR!!! Sanki başka hiç derdim tasam yokmuş gibi oturdum Kris ve Naeunu düşündüm. Chen durmadan başımda onlardan bahsederse böyle olur işte. Yemekhaneden odama kadar beynimi yıkamış zibidi. Herneyse, düşündüm durdum işte. Ta ki Kris gelinceye kadar. Kris geldiğinde boğazına yapışıp 'Neden kız kardeşim lan?' diye çemkirmemek için kendimi zor tuttum. Krisle konuşmak istediği konuyu konuştuktan sonra zaten konuyu ben açacaktım. Aman Kris benden önce davrandı ve birden 'Naeun beni öptü!' dedi. Benim gibi bir abla olduğunuzu düşünün, sizce böyle bir cümleden sonra nasıl bir tepki verilir? Ben veremedim, inme inmiş gibi durdum kaldım. Daha fazla anlatmamasını, anlatmaya devam ederse sinir krizine girebileceğimi söylemek istedim. Ama konuşamadım. O da anlatmaya devam etti. Doğruyu söylemek gerekirse beklentimin aksine o anlattıkça rahatladığımı hissettim ve Krisin durumuna da birazcık üzüldüm. Benim kuzen fena depresyonda.

Kris gittikten sonra öyle bir uyumuşum ki ne ara sabah olduğunu anlamadım bile. Kalktım hazırlandım falan. Şimdi de buradayım. Boş bir derslikte.

Dersliğin kapısı açıldığında stres tavan yaptı bende. Heyecanla öğretmenimi bekliyordum; gözlüklü, inek görünümlü... Ama yuh! Böyle bir çocuk nasıl okul birincisi olabilir. Resmen afet. Gamzesi de yakıyor. Bakma Hera, bakma! Gözün Kaiden başkasını görmesin.

"Aramıza hoş geldin Hera. Ben Lay." Ne yani, ben şimdi bana uzattığı bu eli mi tutacağım? Bu eli? Aldatmaya girer mi acaba?

Elini tutmakta kararsız kaldığımı gördüğünde elini yavaşça geri çekti. Aferin Hera, yakışıklı bir çocuğun elini tutma şansını kaçırdın. Üzüldüm. Ben bir geri döneyim Kainin elini iki dakika bırakmayacağım işte.

Gereğinden fazla yakışıklı öğretmenim geriye çektiği elini saçlarının arasından geçirdi ve hafifçe gülümsedi.

"Doğruyu söyle, Kris hakkımda kötü şeyler söyledi değil mi?"

"N-na nasıl?"

"Benden pek hoşlanmaz da. Kuzenin olduğunu duydum." Cevap vermediğimi ve anlamamış ifadeyle ona baktığımı gördüğünde gözlerini kırpıştırıp şaşkınca sordu. "Ne yani, cidden benden bahsetmedi mi?" Olumsuz anlamda başımı salladım. "Vay, demek Kris bey büyüyor ha! Yoksa ikinci olmayı kabullendi mi? Ya da AŞIK mı?" Of ya, yine mi aynı konu? Krisle Naeun bir araya gelmeden ben bu zulümden kurtulamayacağım galiba.

GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin