ŞÜPHE

1.7K 68 30
                                    

ESİN'DEN DEVAM;

Ben elimde ki yanıklara,Bora ise bana bakıyordu ve ortamda ki tek yaşam belirtisi üst katta ki kapıdan gelen sert yumruk sesleriydi.

bir kez daha neden bu adamın yanındayım diye sorguladım..tabi ya elimde değildi ki.Ben de biliyordum ki babam beni aramasa buradan kaçardım hem de anında. 

"Bana bak,sakın sesini çıkarayım deme esin,tabi eğer yaşamak istiyorsan." sonuna doğru hafif bir tebessüm etmişti..kalbim acımıştı ama suratım tam aksiydi.

"Bak bunu demeyecektin şimdi bağırmam gerekecek tüh." ona nefretle bakmam yetmiyormuş gibi yanıklarla dolu olan elimi acı ile kaldırdım;

"Bak! seni en başta bir kahraman olarak görüyordum Bora..ama sen sadece bir ruh hastasısın." sonlara doğru sesim istemsizce kısılmış ve gözümden bir damla yaş akmıştı resmen babamdan farkı yoktu onun da. Anlamıyorum ki bana zarar verince ne oluyor? Ama bunu siktir ettim ne önemi vardı ki,şuan tek isteğim bu Dünyadan uzaklaşmaktı.Bora üzerime doğru yürümeye başlamıştı ki birden kapının dışından gelen erkek sesi onu şaşırttı.Hızla yukarıya çıktı.

ANIL

"Bora!" o kıza bir şey yapmasından korkuyordum,bana "sadece ufak bir ceza" dese bile Bora'dan bahsediyorduk eğer krizleri tutarsa gözü hiç bir şeyi görmezdi.

"Bora!" kapı sertçe açıldı 

"Senin ne işin var lan burda! İşim olduğunu söylemiştim sana anıl siktir git." sinirliydi ama onu takacak halim yoktu şuan tek önemli olan şey o kızın yaşamasıydı. 

"Abi lütfen kıza bir şey yapmadığını söyle o kız çok önemli bizim için." 

Bora'dan

Neler olduğunu anlamadan esin'i bodrumda bırakıp yukarıya koştum anılın burada işi neydi lan? 

.........

"Abi lütfen kıza bir şey yapmadığını söyle o kız çok önemli bizim için."

"Ne diyorsun oğlum düzgün anlat şunu." anıl bana salonu göstererek uzun iş bir yere oturup konuşmamız lazım gibisinden bir bakış attı ama dediğim gibi her ne olursa olsun şuan işim vardı.

"Anıl esin'le halletmem gereken bir iş var ve işimi yarım bırakmam biliyorsun ha bir de kız iyi merak etme." Onun konuşmasına izin vermeyeceğimi de biliyordu .

 "Pekala abi ama dediğim gibi çok önemli,sabah erkenden mekana gelmen şart sana orada anlatırım." sadece kafamı salladım ve kapıyı kapattım.Bakalım alt katta ki kızın olayı neymiş.

Esin'den

Bora bana daha fazla işkence yapamayacaktı! kaçacağım sanmayın o imkansızdı ve ben o kadar salak değildim o yüzden köşede ki sandalyelere kıvrılıp uyuma taklidine başladım.Sert bot sesleri yaklaşırken birden dibimde bitti sesler.aman aman nereye geldik diyen iç sesimin aksine kendimi ağlamamak için zor tutuyordum elimin acısı gram dinmemişti,umarım pansuman yapardı yoksa sikeyim böyle işi.Saçıma değen ellerle irkilmemek için büyük çaba sarf ettim Neden beni hep zora sokuyorsun ki bora?

"Üzgünüm." Konuşamadım uyuyordum ya hani..

"Ben hissetmem küçük ama şimdi küçücük cam kırıkları batıyor avuçlarıma ve bu hep olmuyor,sen ağlayınca hissedebiliyorum ben esin.O kadar acı verici ki bu,üzgünüm gerçekten.,ama yanımda durduğun her saniye seni parçalayacağım,kıracağım ve sen ağlayacaksın bense hissedeceğim,acı da olsa pişmanlık da olsa hissedeceğim.Bu benim için her şeye değer küçük."
Yutkunamadım sadece,neydi bu? O kadar saçma bir şey ki bu.Ben buna katlanmak zorunda değilim bir polise de sığınabilirdim değil mi sonuçta? Neden burada olduğumu tekrar sorguladım,neydi beni tutan şey? O sırada Bora'nın soğuk elleri beni kavradı ve yine Bora'nın olduğu için bol olan siyah tişörtten içeri kaydı soğuk avuçları.. beni yavaşça o sert yerden ayırırken hala nasıl açık vermediğime şaşırıyordum.

YANIK.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin