Chapter-23

317 25 41
                                    

Kadın dışarıda hâlâ birileriyle konuşuyordu. Küçük kız bulunduğu odadan çıktı ve yan odaya doğru ilerledi. Burası mutfak olmalıydı. Küçük kız duyduğu ayak sesleriyle eline gelen ilk şeyi kendini savunmak için aldı.
Mina
Kafamı cama vurmamla sıçradım. Gözlerimi ovuşturdum ve etrafımı ayırt etmeye çalıştım. Otobüsteydik ve havanın aydınlanmasına daha 1-2 saat var gibi görünüyordu.
Kafamı hafiften yana çevirdiğimde Momo'nun orada olmadığını gördüm. Omuz silkip kafamı tekrar uyumak için arkama yasladım. Biraz kıpırdandıktan sonra gözlerimi açtım.
Çişim geldi ya...
İç sesime göz devirip oturduğum yerden kalktım. İşimi halletmezsem yolun geri kalanında da uyuyamayacağımı biliyordum çünkü. Sallana sallana otobüsten indim ve tuvalete yönlendiren tabelaları takip etmeye başladım. Tuvalet benzin istasyonunun arka tarafındaydı ve erkek tuvaleti ile kadın tuvaletinin girişleri karşı karşıyaydı.
O anda orada Momo'nun beklediğini gördüm. Bir şeyler söylüyordu ama anlaşılmıyordu. O tarafa doğru ilerlerken tanıdık bir ses işittim.
Bu Momo'nun sesiydi...
O konuşuyordu.
Ama hayır...
Onun sesi böyle değildi. Bu... çatıdaki kızın sesi?
Yutkundum ve tedirgin adımlarla o tarafa doğru ilerledim. Ona doğru yaklaştıkça ses daha da netleşiyor ve kalp atışlarım aynı oranda daha da hızlanıyordu.
Oydu...
Ama...
Neden?
"Pekala... hadi gidelim."
Taehyung o anda beni görünce tedirginde yutkundu ve gözleri ben ve Momo arasında gidip gelmeye başladı.
"Umm... Momo."
"Ne?"
"Şey..."
"Ne? Arkamda canavar falan mı var?" dedi ve alayla gülüp bu tarafa döndü ama bana dönmesiyle yüzündeki gülümseme silinmişti. Göz bebekleri büyürken sadece yutkunabildi. Ben de ondan farklı değildim.
"O... o sendin..."
Bir süre duraksadım.
"...çatıdaki." diye ekledim sonuna açıklama yapma ihtiyacı duyup. Momo bir şeyler söylemek için ağzını açtı ama ardından tekrar ağzını kapatıp Taehyung'a döndü.
"Hadi gidelim."
Taehyung tedirgince başını salladı ve bana burkuk bir şekilde gülümseyip Momo'nun peşine takıldı.
Ne yani?
Açıklama yapmayacak mı?
"N-neden cevap vermiyorsun?"
Söylediğim şeyler beraber gözlerimi sinirle kapadım. Sesimin titrediği yetmemiş gibi bir de kekelemiştim. Gözlerimi açtığımda Momo'nun bu tarafa dönmüş bana baktığını gördüm.
"Bendim." dedi kısık bir ses tonuyla.
"Çatıdaki bendim."
Bir süre duraksadı.
"Senden hoşlanan da... bendim."
Son söylediği şeyle yüzüm ister istemez şaşkın bir ifade almıştı. Bu kadar net bir şekilde bunu söyleyeceğini beklememiştim. Taehyung da benimle aynı durumda Momo'ya bakıyordu. Momo Taehyung'a "Ne bakıyon?" der gibi kafasını salladı ve otobüse yöneldi. Taehyung yüzündeki şaşkın ifadeyle bir bana birde Momo 'ya baktı ve Momo'nun peşine takıldı.
"Neyi bekliyorsunuz Bayan Moyui?"
Bayan Kim'in sesiyle kendime geldim ve kafamı olumsuz şekilde sallayıp otobüse ilerledim. Yürürken yüzümün sımsıcak olduğunu fark ettim. Otobüse bindikten sonra yavaş adımlarla kendi yerime ilerledim. Momo uyuyordu. Ya da en azından uyuyor taklidi yapıyordu. Her iki durumda da onu rahatsız etmek istemiyordum bu yüzden ona değmemeye dikkat ederek önünden geçtim ve yanındaki koltuğa oturdum.
Oturunca derin bir nefes aldım ve bakmaya korkarak kafamı o tarafa çevirdim. Neden korktuğumu da bilmiyordum. Bana bakmıyordu bile. Bir süre boş bir ifadeyle ona baktım.
Benden hoşlanıyor.
İç sesimin söylediği şeyle yüzüm tekrardan kızarmıştı. Neden bu kadar çok tepki veriyordum? Benden hoşlanabilirdi. Benim... sevgilim vardı..?
İç çektim ve arkama yaslandım.
Belki de her şeyi akışına bırakmalıyız.
Kafamı olumlu anlamda salladım ve gözlerimi kapattım. Kapatmamla dalmam bir olmuştu.
***
Yanağımda hissettiğim baskıyla gözlerimi hafifçe açtım.
"Bu da ne-"
Momo?!
Hızla doğrulduğumda Sana'yla burun buruna gelmiştik. Onu görünce ister istemez sakinleşmiştim. Gülümsedim ve kollarımı açtım. O da sırıttı ve gelip sarıldı.
"Günaydın bebeğim."
"Sana da..."
Dudağıma çünkü bir öpücük kondurdu ve biraz uzaklaştı.
"Aramızın iyi olmasına sevindim."
"Neden... iyi olmasın ki?"
Öğrenmiş miydi?
Nasıl öğrenmişti?
Öğrenmemeliydi!
"Geçen günlerde olanlar... seni benden soğutmuş olabilir diye düşünmüştüm."
Rahatlamış bir şekilde gülümsedim.
"Ben... senden asla soğumam."
Söylediğim şeyle gülümsedi ve oturduğu yerden kalktı. O kalkınca Momo'nun çoktan gitmiş olduğunu yeni fark etmiştim.
"Büyük konuşuyorsun. Sevdim." dedi ve kıkırdayıp üste sıkıştırdığım çantamı aldı.
"Hadi gel." dedi ve elini bana uzattı. Gülümsedim ve uzattığı elini tutup kalktım. Kalkmamla kafamın bok gibi olduğunu fark ettim. Daha birkaç saat önce uyanık olmamdan kaynaklı olmalıydı bu. Otobüsten inince insanların dağıldığını gördüm. Grubun geri kalanına bakınmak için kafamı çevirdiğimde gözüme Taehyung çarptı ama yanında Momo yoktu. Tedirgince yutkundum ve etrafıma bakınmaya başladım.
Nerede?
"Neye bakıyorsun?"
"Ah şey ben..."
O sırada gözüme Nayeon, Yoongi ve Jimin üçlüsü takıldı.
"Bizim çocuklara bakıyordum ama geliyorlar zaten." dedim ve Sana'ya dönüp gülümsedim. O da bana gülümsedi ve çocuklara doğru yöneldi.
"Ooo gençler. Akıyor muyuz?"
Jimin'in söylediği şeyle Yoongi gözlerini devirdi. Kıkırdadım ve yanlarına gittim.
"Kook nerde?"
Nayeon kıkırdadı ve arkamızı gösterdi. Hepimiz de aynı ayna o tarafa dönmüştük. Taehyung Jungkook'un saçlarıyla oynuyor ve bir şeyler anlatıyordu. Jungkook da yüzünde salak bir ifadeyle onu dinliyordu. Taehyung bizi fark edince kıkırdayıp Jungkook'un kulağına yaklaştı ve bir şeyler fısıldadı. Ardından boynuna küçük bir öpücük kondurup Jungkook'un tepki bile vermesini beklemeden ondan uzaklaştı. Jungkook'un yüzü kızarırken ona el salladı ve uzaklaştı. Jungkook bize doğru dönünce -beş kişinin birden ona sırıtmasından olsa gerek- tepki veremedi ve farklı yöne doğru yürümeye başladı. Jimin kahkaha attı ve Jungkook'un peşinden koştu.
"Ah Kooookiieee!"
"Rahat bırak beni!" diye bağırdı Jungkook ardından daire çizerek Jimin'den kaçtı ve arkama saklandı.
"Araya birisini sokmak yok ama."
Jungkook arkamda dururken omuz silkti.
"Çocuk gibi davranmayı bırakın. Daha konuşacaklarımız var değil mi Kookie?" dedi ve Jungkook'un koluna girip yürümeye başladı Nayeon. Biz de peşlerine takıldık. Ben biraz geride kalınca Sana da yavaşladı ve yanımdan yürümeye başladı.
"Naber?"
Gülümsedim.
"İyidir. Senden naber?"
Kafasını olumlu anlamda salladı.
"Bu gün bir planın var mı?"
"Aslında bakarsan... yok." dedim ve gülümsedim.
"Güzel o zaman tüm gün sana sarılarak uyuyabilirim. Çok yorgunum da..." diye mırıldandı boynunu esnetirken.
Mina...
Islanmak üzeresin fazla seksi...
Yutkundum ve önüme döndüm.
"Evet... uyuruz."
Kıkırdadı ve gelip koluma girdi.
"İstersen başka şeyler de deneyebiliriz Minaring. Sana... ayak uydurmaya çalışırım." dedi ve göz kırptı. Yüzümün kızardığını hissedince önüme döndüm ve onun kahkahası eşliğinde gülümsememi yavaşça genişlettim.
***
Yatakta yatmış Sana'nın valizini yerleştirmesini bekliyordum. Benimkinden uzun sürmüştü. Tam kalkıp yanına gideceğim sırada kapının açılmasıyla kendimi tekrar yatağa bıraktım.
"Tanrım... Fazla uzun sürdü."
"Evet birazcık..."
Kollarımı ona doğru açtım. Gülümsedi ve yanıma gelip kollarımın boynuna sarılmasına izin verdi ardından da ellerini belime koydu. Dudaklarını yavaşça kulağıma yaklaştırdı.
"Çok yorgunum."
"Ah... o zaman... şey... ben-" ama sözümü dudaklarıyla bölmüştü. Dudaklarıma küçük bir tebessüm yayılırken gülümsedim ve ellerimi saçlarının arasına geçirdim. Bir süre sonra geri çekildi ve ürkek hareketlerle t-shirtünü çıkardı. Karşımdaki görüntüyle ister istemez nefesim kesilmişti. O çok güzeldi...
"Çok çirkinim değil mi?" dedi ve t-shirtüne elini uzattı ama almasını engelledim.
"Hayır... Hayatımda gördüğüm en güzel kızsın."
Söylediğim şeyle yüzü ilk önce kızarırken daha sonra elleriyle yüzünü kapattı. Bu haline gülümsedim ve doğrulup ben de üzerimdekini çıkardım.
"Eşitlendik."
Gülümsedi ve olumlu anlamda kafasını sallayıp dudaklarıma dudaklarını bastırdı. Bir süre sonra yavaşça geri çekildi.
"Mina biliyorsun... hiç tecrübem yok."
"Benim var mı?"
"Hayır... ama beceremeyip seni korkutmak istemiyorum."
Gülümsedim ve gözünün önüne gelen saç telini kulağının arkasına sıkıştırdım.
"Beni korkutmazsın... asla."
Gülümsedi ve bana doğru yaklaştı. Tam dudaklarımızın deyeceği anda çalan zille duraksadı.
"Bu kim ya?"
"Bilmiyorum. Boşver duymazdan gel..." dedim ve bana bakmasını sağlayıp ona yaklaştım ama zil bu sefer arka arkaya çalınmaya başlanmıştı.
Oflayarak kalktım.
"Ben bakayım." diye mırıldandım ve t-shirtümü alıp aşağıya indim. Delikten bile bakma gereği duymadan kapıyı açtım.
"Mina!"
"Mo-"
Bana sarılmıştı.
Her şey mükemmel ilerlerken neden tekrar her şeyin ortasına dalmıştı..?
"Momo sen... iyi misin?"
"Annemi aldılar Mina! Onun... çocuklara tecavüz ettiğini söylüyorlar!"

100 yıl falan sonra atılan bir bölüme göre fazla sıkıcı ilerliyordu ben de biraz heyecan katayım dedim ehehe
Bu arada şarkının kesinlikle bölümle bir alakası yok gene... yargılamayın sizi yargılayıcı bencil pislikler jxşddnsşsğsns
Yorum yapıp ölmediğinizi belirtiniz plz
Seviliyonuz :D

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 05, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Closer-2 | MimoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin