Bölüm 4

77 5 0
                                    

İkimizde heyecanlı yüzlerimizde ki kocaman gülümsemelerle  birbirimize bakıyorduk. Oğuzun heyecanı her halinden belliydi. Ayakları tir tir titriyor yanaklarıysa pes pembe olmuştu. Ben zaten heyecandan kaskatı kesilmiş, yanaklarımı ateş basmıştı. Kalbim yerinden çıkacak gibi hızlı hızlı atıyor ve ben bu atışları duyabiliyodum. İlk defa bir erkekle buluşmuş, ilk defa bu kadar yakınında durmuştum. Ne yapmalıydım? Lafa nasıl başlamalıydım? Bilemiyordum. Tam ağzımı açıp bisey diyecektim ki Oğuz gözlerimin içine bakmaya başlamışti e haliyle heyecan yapmış nutkum tutulmuştu.

Gözlerimin içine hür dikkat bakarken dudaklarından bi kaç kelime süzüldü "Bu anlamsız dünyayı beraber  anlamlaştirmaya bir ömür elimi tutmaya varmısın? Heyecanım doruk noktalarına ulaşmıştı. Ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemiyordum ki konuşmasına devam etti: "Ben Seni gerçekten çok seviyorum icimde iğne ucu kadar bile sana karsı kötülük yok yada yanlısş yok ben seninle bir ömür geçirmek istiyorum hayatın sefasınıda cefasınıda birlikte yaşamak istiyorum mutlu yada mutsuz iyi yada kotu ama yanımda hep Senin olmanı istiyorum Benimkisi gönül eğlendirmek degil yada geçici bir heves de degil benimkisi bir ömür bir olmak helal olmak.Ben seni çok seviyorum." dedi. Nasıl yani sevdiğim adamda beni mi seviyodu? Herşey karşılıklımıydı yani? Kalp atışımın hızlandığını hissettim. Tir tir titremeye devam ediyordum heyecanım daha da atmıştı ki Oğuzun da heyecanı her halinden belliydi. Yanakları pespembe olmus ayakları titriyordu. Aşk dolu bakan gözleriyle benden cevap bekliyordu.

Yüzüne Aşk dolu bakışlarla gülümsedim. "Bende seni çok seviyorum. Bir ömür hayat yolunda seninde olmaya, iyi günde kötü günde hastakıkta sağlıkta seninle olmaya, bir ömür yanında olmaya varım. " dedim. Oğuzun yüzündeki tarifsiz bir mutluluk ve gülüş vardı.  Baktım yüzündeki gülümseme çok güzel bir manzaraydı.  Gülümsedim bir taraftan da çok utanıyordum. Başımı önüme eğdim ama ağzım kulaklarımda mutluluğum tavan yapmıştı.

"Geç olmadan eve gitmeleyim evden merak etmesinler." dedim. "Sana sorun olmasında Yarın yine görüşürüz." dedi.  Gülümsedim gözlerine bakarak. "Seni çok seviyorum. " dedi bende utanmış bir tavırla gülümsedim. "Bende seni çok seviyorum." dedim titreyen ses tonumla. 

Ağzım kulaklarımda, mutluluktan uçuyordum. Ayaklarımı hissetmiyor, nasıl yürüdüğümü bilmiyordum. Arkamı döndüm yüzünde kocaman gülümsemesiyle bana el salıyordu. El salladım ve yoluma devam ettim.  Kalbim küt küt atıyor bugünün şaşkınliğını üstümden atamıyor ama bir yandan da mutluktan uçuyordum. Sevdiğim adamın sevdiği kadınıydım. Biz sevgili olmuştuk.

Eve gider gitmez konuşmalrımız başlamış, bugünün  güzelliğinden konuşuyor,bana yaşadığı heyecandan bahsediyordu. Beni ne kadar çok sevdigini anlatıyorduk. Tabi yarın için buluşma planları kuruyorduk. Saatler nasil ilerliyo anlamıyorduk . Saat 4 olmuş hiç farketmemiştik bile. Uykusuzluğun en tatlı haliydi onunla konuşmak. Hiçbir uykusuzluk bu kadar güzel olmamıştı. İkimizde uykucuyduk ama konu birnirimize gelince uyku aklımıza dahi gelmiyordu.

Ertesi gün olmuş. Ders boyunca Oğuzu düşünüyor, çıkış saatini dört gözle bekliyordum. Nihayet çıkış saati gelmişti. İçimi kocaman bir mutluluk kaplamıştı.  Dünkü gibi Burak bizim için gözcülük yapıcaktı. Heyecan dolu adımlarla Burakla birlikte Oğuzun yanıma gittik. Oğuz zaten çoktan gelmiş buluşma yerimizde bekliyordu. Beni görünce yüzünde kocaman bir gülümseme oluştuğunu gördüm. Çok güzel gülüyor, içimde çiçekler açmasını sağlıyordu. Burak'a "Saol kardeşim." dedi ve tokalaştılar ve biz yerimize gittik.

Uzuncana birbirimize baktık. Konuştuk gülüştük çok güzel zaman geçirmiştik. Zaman nasıl geçmiş hiç  anlamıştık bile. Ta ki boynum ağrımaya başlayıncaya dek. Oğuz benden uzundu e haliyle ona bakmak için kafamı kaldırmak zorundaydım.  En güzel ağrı bu olsa gerek. Sevdiğime bakmak varken ağrı kimin umrunda.

Herzamanki gibi eve gitmiş, gece yarılarına kadar konuşmuştuk. Artık Hergün buluşmaya başlamıştık. Hiçbir günümüz birbirimizi görmeden geçmiyordu. Oğuz hiçbir buluşmaya eli boş gelmez, hergün çeşit çeşit abur cuburla  geliyordu.
İşte benim erkeğim bu kadar naif ve düşüncelidir

Hafta içleri Burak buluşmamıza yardım eder haftasonları da yardımıza Oğuzhan koşardı.

Hafta içleri okuldan çıkar çıkmaz, Hafta sonları da kusa gitmez bana mutluluk veren sevdiğimin yanına giderdim.  Herşey çok güzel gidiyor, bizden mutlusu yoktu.  birbirimizi yıllardır tanıyor gibiydik. Bir elmanım iki yarısı gibiydik. Yıllar Sonra ruh eşimi bulmuştum.

...

MÜCADELE-İ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin