Gözlerimi yavaş yavaş aralamaya başladım. Gözlerimi tamamen açtığımda karşımda tanımadığım iki gözle karşılaştım. Karşımdakini iyice süzdüm.
Tanımadığım bu adam bana doğru yaklaşmaya başladı. "İyimisin ?" diye sordu düz bir sesle. Konuşmaya halim yoktu bu yüzden kafamı olumlu anlamda sallamakla yetindim.
Derin bir sessizlikten sonra kendimi zorlayarak "ne oldu bana" diye sordum.
"Küçük bir kaza atattın" dedi yumuşacık bir sesle.
Ardından Eray geldi. Gözlerinde endişe vardı. Yanıma doğru gelerek "Nasılsın" dedi. Bu sorudan nefret etmeye başlamıştım. Yinede gülümseyerek "İyiyim dedim"
Arkamdaki adam Eray'a dönerek;
"Endişelenmeyin kötü bir şeyi yok yalnızca küçük bir kaza" dedi Eray'ın merakını gidermeye çalışarak.
Bir doktor yanımıza gelerek "Serenay Hanım, çıkış işlemlerini tamamladıktan sonra gidebilirsiniz" dedi
Seranay Hanım mı? ben daha 19 yaşındayım be.
Hastaneden çıktıktan sonra Eray beni evime kadar bıraktı. Eve girdiğimde çantamı koltuğun üstüne bırakıp mutfağa girdim. Acıktığım için kendime bir şeyler hazırlamak istedim ama dolapta hiç birşey kalmamıştı. Dışarı çıkıp yemek yemek istediğimde ise fazlasıyla yorgundum. Onun yerine kendimi yatağa atıp biraz dinlendim.
Gözlerimi açtığımda saatin 21.36 olduğunu gördümde şaşırdım. Kaç saattir uyuyordum ben acaba. Yatağımdan kalktığım sırada midemden gelen sesleri duydum. Fazlasıyla acıkmıştım.
Daha fazla dayanamadım ve elime bir pizzacı kartı alıp büyük boy pizza siparişi verdim. Pizza gelene kadar televizyon izlemeyi düşünerek koltuğa kuruldum. Elime kumandayı alıp kanalları değiştirmeye başladım.
Yaklaşık yarım saat sonra pizza geldi koşarak kapıyı açtım. Ödemeyide yaptıktan sonra mutfağa gidip pizzanın yanına kola açarak büyük bir iştahla yedim.
Çok fazla uyudum bu yüzden hiç uykum gelmiyordu. Tekrardan koltuğa kurulup televizyon izlemeye başladım. Neredeyse tüm kanalları değiştirdim ama hiç birşey yoktu. Yatağıma yatıp uyumayı denedim ama uyuyamadım. Eray'a mesaj attım.
"Nerdesin" Niye mesaj attım ki kesinlikle uyuyordur. Tam odamdan çıkıyordum ki telefonumun mesaj sesini duydum.
"Evdeyim. Bir sorun mu var bitanem"
"Hayır sadece uyuyamadım. Bana gelsene"
"5 dakikaya ordayım :) "
Eray olmasa napardım bilmiyorum. En gereksiz işlerimde bile benim yanımda olur.
Biraz sonra Eray eve geldi. Kapıda onu gördüğümde boynuna atladım.
"Hoşgeldin canım"
"Hoşbulduk dünya'mdaki tek prenses"
"Ee kapıda mı durcaksın gelsene"
"Hayır tabiki de.Çünkü ben seni dışarı çıkaracağım"
Dışarı çıkarmak. Aklıma ilk önce yemek yemek geldi. Sanırım hala açtım. Açıktası evde çok sıkıldığım için 'nereye' diye sormadım bile. Bu aralar akşamları hava biraz serin olduğu için üzerime ince bir hırka aldım. Eray beni elimden tutarak arabaya kadar eşlik etti. Kısa bir yoldan sonra arabayı ıssız bir yere park etti. En başta burdan korktum ama Eray bana sarıldığında bütün hislerim yok oldu. Sadece onu hissediyordum.
Küçük bir tepeye tırmandıktan sonra tam yamaçta bizim için hazırlanmış bir yer gördüm. Eray elimden tutup beni oraya götürdü. Yamaça vardığımızda yere oturduk. Ay çok güzel görünüyordu. Biraz üşüdüğüm için bir titreme hissettim. Eray fark etmiş olsa ki bir battaniye getirdi. İkimizde tek battaniyeye sarıldık. Bir kez daha Eray'ın yüzüne bakarak;
"Seni sonuna kadar seviyorum, sevgilim"
"Bende seni sonuna kadar seveceğim, güneş ışığım" diyerek dudağıma masum bir öpücük kondurdu
Ve Eray'la unutamayacağım bir anım daha...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONUNA KADAR
RomanceSerenay ve biricik aşkı Eray. Birbirlerine delice aşık 2 kişi. Karışık hayatları ve aşk hikayeleri. Hayatına birdenbire giren baş belası bir adam ve ayrılıkları. Peki bu kitapta aşıkların başına neler gelecek?