Ne işi vardı burda. Dünkü olayların üzerine bide yanıma gelmeye nasıl yüz buluyor bu adam. Onu görmemezlikten gelmeye çalışarak yanından geçtim. Kapıdan bir müşteri girdi içeriye. Müşterinin sipparişini almak için gidiyordum ki Berke geçti önüme.
"Önümden çekil müşteriye bakmam gerekiyor"
"Bak, ben özür dilerim böyle olsun istemezdim"
"Önümden çekil Berke işlerim senden daha önemli" dedikten sonra müşterinin yanına gittim. 2 kahve sipariş ettiler ve çocukları içinde bir çikolatalı kek.
Hemen hazırlayıp götürdüm. Bu saatlerde kafe pek yoğun olmuyordu. Yani biraz daha rahat oluyordum.
"Lütfen... Sadece konuşabilir miyiz?"
"Yaa sen beni niye anlamıyorsun, bak canım seninle konuşulacak hiçbir şey yok"
"Off tamam özür diledim ya işte"
"Ne özürü be. Tek bir özürle olanlar unutulmuyor işte"
"Off tamam. Seninle konuşmam için ne yapmam gerekiyor"
"Anlamıyorsun galiba ya seninle konuşulcak bir şey yok diyorum. Benden uzak dur yeter. Ayrıca müşterilerle ilgilenmem gerekiyor seninle değil"
Bana bakıp arkasını döndü. Sonra bir masaya oturdu ve elini çenesine koyup bana tekrar baktı. Daha ne kadar uğraşıcam ben yaa yeter bağırmak istiyorum.
"Bana bak eğer beni bu masada oturarak bekliyceksen uğraşma boşuna"
"Ne alakası var. Bende bir müşteriyim ve senden bir yeşil çay istiyorum"
Berke'den nefret ediyorum. Şu an müşteriu gibi davranarak benden ilgi istiyor ama ben bunu yapmayacağım.
"Nasıl isterseniz" deyip hemen kafenin mutfağına gittim. Mutfaktan çok, küçük bir tezgah gibi bir yerdi. Çayı hazırlayıp Berke'nin önüne koydum. Sonrada arkama dönüp gittim.
♥♥♥♥♥♥♥
Çalışma saatim bitmek üzereydi. Üstelik Evren'inde işlerini yaptığım için daha fazla yorulmuştum. Bir de şu Berke var tabii ve hala o masada oturuyordu. Yanıma geldi ve bir şişe su istedi. Sakin olmaya çalışıyorum çünkü son bir dakikam kaldı. Suyu verdim ve yüzüne boş boş baktım.
"Bide bir parça kek"
"Kusura bakma canım ama çalışma saatim bitti. Yani git kendine başka kafe bul"
Önlüğümü çıkardım ve çantamı aldım. Berke'yi umursamayarak kapıya yöneldim. Tam çıkıyordum ki Berke kolumdan tutup beni kendine doğru çekti nerdeyse burunlarımız birbirine deyiyordu. Birden gözlerine baktım. Berke'yi itmek istedim ama fazla güçlüydü. Bu durumdan rahatsız olduğum için Berke'ye daha fazla ittim ama nafile...
Birden Berke'yi birisi çekti ve yerde yumruk atmaya başladı. Gözlerimi iyice açıp baktığımda Eray olduğunu fark ettim. Küçük çaplı bir çığlık attım. Eyvah olamaz kesin yanlış anladı. Sadece olduğum yerde donakaldım. Elimle ağzımı kapatmış öylece bakıyordum. Eray Berke'ye çok sert yumruklar atıyordu. Berke hareket edemez duruma gelmişti.
Dayanamadım ve 'Yeter' diye bağırdım. Eray kalkıp bana en kızgın bakışlarından birini attı. Sonrada arkasını dönüp gitti. Eray'ın arkasından 'Eray bekle' diye koştum. Durdu ve bana doğru baktı.
"Eray lütfen dinle"
"Neyi dinliycem Serenay bugün o adamla neler yaptığınızı mı?"
"Bak... Yemin ederim herşeyi yanlış anladın"
"Sus Serenay ben göreceğimi gördüm"
"Lütfen anlatmama izin ver ben..."
"Bitti" dedi ve gitti.
Olduğum yerde kaldım. Gözümden delice akan yaşlar umrumda bile değildi. Dizlerimin üzerine çöküp bağırmaya başladım.
"Lanet olsuun" hala ağlıyordum. Gözümdeki yaşları elimle sildim ve sadece onun gittiği yöne baktım.
Arkamdan omzuma dokunan bir elle kendime geldim. Arkamı döndüğümde Evren'i gördüm. Sarılıp daha fazla ağlamaya başladım. Ne zamandır ordaydım bilmiyordum.
"Neyin var Bitanem"
Cevap veremedim. Sadece ağlamaya devam ediyordum.
"Tamam sakin ol gel şimdi bir yere oturalım"
Belimden tutarak beni bir banka doğru götürmeye başladı. Benim ise hiç bir şey umrumda değildi. Ben sadece Eray'ın gidişini hatırlıyordum.
"Tamam sakin ol. Ne oldu istersen anlat"
"Gitti. Herşeyi yanlış anladı ve gitti"
"Kim gitti iyi misin?"
"Eray" dediğimde daha fazla ağlamaya başladım.
Ben ağlarken Berke yanıma geldi.
"Sen hala nasıl yanıma gelebiliyorsun" dedim bağırarak.
"Bir gün pişman olacak ve benden özür dileyeceksin. Emin ol"
Biliyorum çok geç oldu ama yazmak için vakit bulamadım. Bu bölümüde çok hızlı yazmaya çalıştım. Ayrıca lütfen vote bekliyorum. Zor bir şey değil sadece yıldızlara dokunun lütfen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONUNA KADAR
RomanceSerenay ve biricik aşkı Eray. Birbirlerine delice aşık 2 kişi. Karışık hayatları ve aşk hikayeleri. Hayatına birdenbire giren baş belası bir adam ve ayrılıkları. Peki bu kitapta aşıkların başına neler gelecek?