"Pardon bakar mısınız? Şu kitap ne kadar acaba? " diye sordu genç bir kız.
"Elinizdeki 20, sağ taraftakiler 30 lira." dedim içtiğim demli çayı yerine bırakırken.
"Sizce nasıl bir kitap? Okudunuz mu? Güzel bir anlatımı var mı? "
Oturduğum yerden kalkıp " Hanfendi bu stantta kaliteli kitaplar bulunur. Ödül almış kitaplar. "
"Tavsiye ediyorsunuz yani? " kızım ben neden bahsediyorum burda.
" Ali! Abi sen hanfendiyle ilgilensene, ben düzeltirim rafları." Ali elindeki kitapları bırakıp hemen olduğum yere geldi ve "Buyrun, ne tür kitap bakmistiniz?" diye lafa girdi.
Bende rafları düzenlemeye koyuldum. Sabahtan beri kaç tane kızla uğraşıyorum be kardeşim? Sormadiklari soru kalmadı. Yazarların seceresini isteyecekler neredeyse. Ama erkekler öyle mi? Adam fiyatını sorar, alacaksa alır. Çeker gider. Biz ne yapacağız bütün yaz burda? Üniversiteye gitmemiz nedeniyle bizim için tatil erken başlamıştı. Fakat lise ve ortaokullar için 3 hafta felan vardı.
Ali en sonunda müşteriyi göndermiş yanıma damlamişti.
"Fatih Bey, bu ne sabahtan beri? Kızlar sizi bir rahat bırakmıyor. Sizinle bir kelime daha fazla konusabilmek için atmadiklari takla kalmadı. Hayır kızlara ben acıdım. Bari birine göz kırpsaydiniz. " benimle dalga geçiyordu mal.
" Of Ali bir sus ya. Göz göze gelmemek için neler çekiyorum bi ben bi Allah bilir. Sen göz kırp diyorsun. Delikanlı ol lan biraz. "
"Tamam abi sustum sakin ol. " dedi bana göz kırparak. Hasbinallah ya.
Ali tekrar lafa girdi "Onu birakta sen bu sene niye giyorsun? Ne guzel üniversite 2 oluyorsun, çömezlikten çıkacaksin.Yurtdışına gidiyor beyimiz."
"Ortalamam iyi olunca burs verdi okul. İngilizce eğitimi için. " dedim. Bu sene uzaklara gidiyordum.
" Senin ingilizcen iyi degil miydi? What is your name? "
Ali Ankara'da uluslararası ilişkiler okuyordu ve oda benim gibi dil eğitimine gitmişti. Ama o Japonya'ya gitmiş ve orada japon bir kız sevmişti. Kızı müslüman yapıp evlenmek istiyordu ama kız Katolik çıkıp birde sevgilisi olduğunu öğrenince Ali Türkiye'ye geri döndü. Ali'yle ortaokuldan arkadaşız. Babamın kalp krizi ile ölümündeki en büyük desteğim Ali'dir. Kardeşim benim. Ona Uygurlu bir kız bulacağım. Hem çekik gözlü hem müslüman.
Ali kolumu dürtüp "İmam Hatip kafilesi geldi. Birazdan buraya da uğrarlar. Düzenleyelim buraları. "
Kafile 50 kişi civarındaydı. Burası bir kitap fuarıydı. Bir hafta kadar indirimde olsa da yaz boyunca açık olacak ve Aliyle ben yaz bitimine kadar burada bulunacaktik.
Kitap fuarı oldukça kalabalıkti. Birkaç okul kafilesi gelmişti fakat bu ilk imam hatip kafilesiydi. Yaz tatiline az kaldığı için öğrencilere son gezilerini yaşatıyorlardı. Kız grubunun başında orta yaşlı kapalı bir bayan öğretmen, erkek grubunun başında ise saç ve bıyıklari gür uzun boylu bir öğretmen bulunuyordu. İki grupta standları birer birer gezmeye başladığında erkek grubu gelmiş birkaç kitap almıslardi bile. Gür saçlı öğretmen sıkı pazarlık yapmıştı ama iyi adamdı.
Ardından kız grubu geldi ve kitapları incelemeye başladılar. İmam hatip öğrencisi oldukları için çoğu başörtülü öğrencilerdi. İçlerinde açık olanlarda vardı tabi. Fakat kapalı ve açık kızları birbirinden ayıran tek özellik baş örtüsüydü. Yani kapalı kızların da kolları ve boyunları gö-. Tövbe ya Rabbim ya. Nereye bakıyordum ben? Hemen kafamı çevirdim. Estağfurullah el Azim.
Kapalılar ama haram işliyor bu kızların hepsi. Nasıl bi zihniyet lan bu? Ali'ye baktım göz ucuyla. O da başını yere eğmiş bakmamaya çalışıyordu koçum benim. Nasıl bir oyunun içine düştük biz bee..
Birkaç tane kız kitapların fiyatlarını soruyorlardi. " Üst taraf 30, alt taraf 20, sağ taraftakiler de 15 lira. Sakin olun herkese yetecek kadar kitap var." dediğimde birkaç kızın kıkırdama sesini duydum. Burdan hemen gitmemiz lazım. Ben böyle düşünürken gözlerimi kısıp karşıya baktım.
Ve bakmaz olaydım. İmam hatip kafilesinden burayla ilgilenmeyen tek kız vardı ve biraz arkadaydi.
Başı eğikti yere doğru. Herhalde elindeki birşeyle ilgileniyordu. Ve evet, başörtüsünden boynu görünmüyordu. Ayrıca diğerlerine nazaran daha büyük bağlamıştı başörtüsünü. Değişik bir havası vardı. Beyaz, nur gibi parlayan yüzü hala yerdeydi. Gözleriyle henüz müşerref olamamıştık. Allah'ım ne diyorum ben? Ve tam o anda ezan duyuldu onca gürültünün arasından
"Allahu Akbar... Allahu Akbar. . ."
Kızın dudakları kıpırdadı ezanı duyar duymaz. Gözlerimi alıp Ali'ye baktım. Aziz Allah dedim bende içimden. Sanırım o kızda öyle demişti. Ezan duyulunca böyle denirdi.
"Ali cemaate yetişelim. Kapatalım standı. Hızlı ol."
O kıza bakmamam gerekiyordu. O kıza bakmamam gerekiyordu. Hemen gitmemiz lazım burdan.
Aliyle standı kapatirken Ali alınan kitapları paketliyordu ve kapatiyoruz tarzı bir şeyler söylüyordu. O sırada daha deminki erkek grubunun başındaki hoca gelip "Mescit nerde genç?" diye sorunca bende "Hocam biz camiye gidiyoruz. Buyrun sizide götürelim. Yakın zaten caddenin karşısında. Öğrencileri de alın. "
Hoca onaylayici birkaç şey söylerken öğrencileri toplamaya başladı. Bende Aliyle çıkışa giderken son kez o kıza bakmaktan kendimi alamadım. Beyaz ve nurlu yüzüne çok yakışan kahverengi bir çift gözle karşılaştım. Kız sadece cami lafını duyunca başını yerden kaldırmıştı. Ve o anda göz göze gelince hemen bakışlarını kaçırdı. Ve bende önüme dönüp caminin yolunu tuttum.
![](https://img.wattpad.com/cover/21313556-288-k589371.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Müslümanın Hisleri
RomanceLiseye giden bir kıza okul çıkışı " Benimle evlen. Bir ev tutalım. Henüz bir işim yok ama bulacağım. Söz veriyorum. Vee, okuluna elveda de." diyebilir misin? Ben dedim. Hadi hayırlısı. ... •Bu yazının başka bir site ve uygulamada paylaşılması ya...