Bölüm 13 - Büyük Gün...

16.5K 1.3K 248
                                    

Arkadaşlar kendisine bölüm ithaf etmemi isteyen bir arkadaşımız var.

Alyna54 ..  Evet, bu bölüm sana..  :))

*

*

Ertesi gün..

Saat 14:47..

Dörtte okuldan çıkıyor..

Buluşma hemen çıkışta..

Fuarda zaman geçmiyordu.. Sabahtan beri müşteriler sel gibi akıyor ama dakikalar akmıyordu..

Hele ki onu bir kez görüp, o görüşün ardından günler geçtikten sonra..

Onu ilk kez bu kadar yakından görecektim. İlk kez sesini duyacaktım. Ve ona biraz daha dikkatli bakabilecektim. Bu caizdi. Tabi saatlercesi değil..

Olumsuzlukları düşünmüyordum.

Sevmek nedir bilir misin Şuheda? Sevmek yudum yudum çayla sevdiğinin aşkını benliğinde büyütmektir.

Sevmek, benliğinde bir bir örmek o senden duvarları. Yıkılsa ruhumdan hiçbir parça bırakmayacağını bile bile inşa etmek kalbimdeki koca seni!

"Saat yaklaşıyor sayın seyircileer! Taraftarlar heyecanlı. Maçın son durumu hakkında Fatih Beyden bilgi alalım. Fatih Bey?"

Ali elini mikrofon yapmış ağzıma tutuyordu. Müşteriler azalınca bana bulaşmaya başlamıştı.

"Şuanda durum sıfır sıfır. Hakem ve taraftarlar beklemede."  dedim mikrofona.

Harbiden durum böyleydi. Bugün resmen kız istemeden daha kritik bir gündü. Allaahh.. Büyüksün Ya Rabbi.

Ali elini kendine çevirdi ve

"En büyük golü kaynana atacak!"

"Tövbe de lan!" diye bağırdım ona. Ne diyordu bu mal herif. "Ağzını hayra aç lan! "

Ali gülüyordu. " Tamam lan sakin ol,  tövbe. "

"Hasbinallah ya."

Ali durdu, kimse duymasın diye kulağıma yaklaştı ve

"Buluşmadan sonra yengeyi eve bırakacak mısın? "

"Yok ya. Mahallede falan bir gören olur. Kız zor durumda kalır. Olmaz.  Fitneye mahâl yok."

Fitne çıkmasın diye kafeye götürmüyordum. Arabayla kapısının önünde bırakır mıydım hiç kızı?

"Helal be. Bende tam öyle düşünüyordum. Mahalle sakinlerinin ağzına malzeme vermemek lazım kardeşim. "

Ali böyle derken saate baktım.

"Oğlum saat üç buçuk olmuş lan. Hadi ben kaçtım. "

Bardağımda kalan son yudum çayımı içtikten sonra ayaklandım.

Tabaktaki son lokmayı yemek ve tabakta bir şey kalmayacak şekilde sünnetlemek gerekiyordu. Aynı şekilde bardakta. Tarihte firavunlar kendilerini tanrı olarak gördükleri için, kibirleri hat safhadaydı. Firavunlar içeceklerini yarım bırakır ve bitirmezlerdi. Bu nedenle yiyecek ve içecekleri yarım bırakmak kibir alâmetidir. Ve Peygamberimiz kalbinde zerre kadar kibir bulunan kişi cennete giremez, buyurmuştur. Allah muhafaza. İşte bunun için yiyecek ve içeceklerinizi yarım bırakmamak daha hayırlıdır...

Ben ayaklanınca Ali'de kalktı ve vura vura sıkıca bir sarıldıktan sonra

"Gazâmız mübarek ola!! " dedi dost gülümsemesiyle.

Bir Müslümanın HisleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin