Bölüm 12 - Usûl Nasıl?

15.8K 1K 166
                                    

Ali'yle beraber akşam namazını kılmıştık.  Ve herzamanki çay içtiğimiz mekâna doğru yürüyorduk. Yarın buluşmada neler konuşacağımız hakkında ufak çaplı dinî bir sohbet edecektik. Harbiden ne konuşacaktık yarın Şuheda'yla. Ve belkide yarından sonra Şuheda'mla.

Bir anda düşüncelerimden Ali'nin yolda durup  yüzüme bakmasıyla ayrıldım.

"N'oldu? "

Ali soruma cevap vermeden cebinden telefonunu çıkardı ve ekranda bir şeyler yapmaya başladı.

" Oğlum n'oldu diyorum."

Ali telefonda işi bittikten sonra iki elini de havaya kaldırdı ve beklemeye başladı.  Slow bir müzik çalıyordu. Yaklaşık on saniye sonra Ali'yi de beni de bir anda havaya sokan müzik başladı.

Misket çalıyordu.

"Allah Allaaaah!" Ali bağırıp kıvırtmaya başlamıştı bile.

Bende açtım kollarımı "Hobaaa!"

"Lan oğlum,  nerden çıktı lan? Sokağın ortasında? "

Harbiden gecenin bir yarısı sokakta misket oynanmak akıl kârı değildi. Mahalle sakinlerinden biri cama çıksa olay çıkardı. 

"Ya abi, zaten senin düğün okumalı olacak. Kardeşim evleniyor lan benim! Bir tane kardeşim var! Onun için... döktüüüürrr!"

Ali böyle dedikçe içimdeki coşku tavan yapmıştı.

"Darısı başına oğlum! Kardeşim benim! "

Oynarken bir yandan konuşuyorduk.

"Anneme söyledim. "

Anneme söylediğim için üzerimden bir yük kalkmıştı. Ayrıca yanımda benden yaşça büyük bir destekçim olması iyi hissettiriyordu. Sonuçta tecrübeliydi.

" Vay, şükür namazı kıldı mı Fatıma teyze? "

"Bir dualar,  bir dualar... Akıyor hamdolsun. Ben gidince kılmıştır Allah bilir.  Lafları görsen gelinim, yavrum, kızım, evladım felan. "

Şuheda çok şanslısın, InşaAllah benim kayın validem de beni böyle bağrına basar. Gerçi damat olunca işler değişiyor ama..  İnşaAllah gülünü koparıyoruz diye çok kızmaz. İşler yolunda gider. .

" Böyle kaynanaya can kurban beeh!"   Ali bir ayağının ucunu diğerinin topuğuna vurarak, seke seke oynuyordu. 

"Bak bak hareketlerle bak.. " dedim, beceriyordu herif.

"Bizde böyle aga!"

"Ne ara öğrendin lan bunları. "

"İçimde varmış, bugün ortaya çıktı abi. "

"Yandan yandan."

Salak herif. Güldürmüştü beni.

Çalgılı (müzikli) düğün yapmak haramdı. Hatta öyle düğünlere gitmemek gerekirdi. Çünkü her gittiğinde ahlak ve maneviyatından bir şeyler eksilirmiş. Ayrıca öyle düğünlerde herhangi bir ikram dağıtılırsa da yememek gerekirdi. Su, şeker, kuru yemiş, tatlı,  ana yemek vesaire hiç farketmez. Çalgılı düğündeki yemeği yemek ibadetlerdeki huşuyu -lezzeti-  alırdı.

Bir kaç defa katılmak zorunda kaldığım çalgılı düğüne hep tok gider, bir şey yemezdim. Tanıdığımı da görüp, tebrik edip, duada bulunduktan sonra çok fazla orda durmaz çeker giderdim.

Şuheda'yla  düğünümüz sünnete uygun, Kur'an'lı ve belki ilâhili olacak inşaAllah.

Bir anda oynamayı kestim.

Bir Müslümanın HisleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin