Bölüm 3

23 0 0
                                    

Salondan içeri girdiğimizde tüm gözler bize dönmüştü annemle babam bir kanepeye yan yana oturmuş, karşılarına da Ege'nin ailesi olduğu düşündüğüm iki insan oturuyodu.

"Hoşgeldin yavrum" dedi annem bana bakarak.

"Bu da biricik kızımız Eylül, Necla hanım" diyerek beni işaret etti adını yeni öğrendiğim kadınn yanına gidip bana doğru elini sıktım "Memnun oldum" dedim. Olumlu anlamda kafasını salladı. Yanında ki ciddi görünümlü adama bakıp "Memnun oldum" diyerek elimi uzattım. Kafasını kaldırıp önce uzattığım elime sonra da yüzüme baktı ve "Ben Adnan. Bende memnun oldum" dedi. Elim havada kalmıştı. Karısında göre daha soğuk kanlı olduğu kesindi. Bakışlarından anlamalıydım aslında. Umursamayıp tekli koltuğun birine geçip oturdum. Ege ayakta durmuş beni izliyordu. Kafasıyla dış kapıyı iğşaret ettiğinde kafamı sağa sola salladım. Onunla dışarı çıkmayacaktım. Mavi gözlerini kocaman açıp bana bakınca biraz korksamda inat ettim çıkmayacaktım. Gözlerimi ondan ayırıp anneme baktım. Ege'nin ailesiyle iyice kaynaşmışa benziyolardı. Ama beni korkutan bir şey vardı. Adnan bey'in gözü sürekli benim üstümdeydi ve bu beni rahatsız etmeye başlamıştı. Bana bakışlarının sebebini bilmiyordum. Bilmek de istemiyordum.

"Eylül'ün canı çok sıkılmış Ayşegül hanım. Biz biraz dışarı çıksak sizin için sorun olmaz değil mi?" Hayır Ege bunu yapamazsın!

"Tabii. Çıkabilirsiniz" annem izin verdiğinde gözlerimi ona çevirdim. Rahatını bozmadan konuşmasına devam ederken, Ege sırıtıyordu.

"Pekala. Tanıştığıma tekrar memnun oldum" dedim Ege'nin ailesine gülümseyerek.

Hızla kapıya yöneldim. Dışarı çıktığımda arkamdan kendini beğenmiş pislik'te geldi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen!" diye bağırdım.

"Sessiz ol duyabilirler civciv." dedi ve kolumu tuttu. Beni sürüklüyordu ama nereye?

"Bırak beni!" diye bağırsamda umrunda değildi.

Evin arka tarafına gelmiştik. Ufak bir parkı vardı evimizin. Küçükken salladığım salıncağa beni zorla oturtup karşıma dikildi.

"Sözümü dinlememekde ne demek oluyor, civciv?" dedi kollarını önünde birleştirerek.

"Sözünü dinlemem gerekmiyor! Benim üzerimde bir daha zor kullanırsan senii.."

"Beni ne?" dedi lafımı bölerek. Diyecek bir şey bulamadığım için kafamı yere eğdim. Benim üzerimde herhangi bir yetkisi yoktu. Bu şekilde davranamaz bana.

"Tanıdığım her kız sözümü dinlemek zorunda güzelim. Sende dahil" dedi ve bana doğru eğilerek salıncağın zincirlerinden tutup gözlerini gözlerime dikti.

"Kendini ne sanıyorsun sen ya? Senin sözünü dinlemek zorunda değilim. Daha yeni tanıdığım sıradan bir insansın sen!"

"Kendime göre otoritem var tamam mı? Benimle iyi geçinmene bak güzelim. Unuttun mu daha geçen gün seni ben kurtardım. Sence bu olaydan ailenin haberi olsa sana nasıl bir ceza verirler? Ev hapsi? Ne dersin?" Eline koz geçmişti lanet olsun! Bunları yapmasının sebebi neydi? Neden benim yanımda olmak istiyordu anlamıyordum!

"Neden seninle takılmamı istiyosun?"

"Çünkü okulun en çalışkan kızı sensin ve benim derslerim o kadar da iyi değil, inek" dedi. İneği vurgulayarak söylemişti.

"Sana yardım edeceğimi nereden çıkardın?"

"Gerçekten anlamıyor musun? Aklın sadece dersler için çalışıyor sanırım" dedi. Tabikide sebebini biliyordum ama ona yardım etmek istemiyordum işte.

"Dalga geçmeyi kes"dedim sinirle.

"Tamam yaramaz civciv. Sen beni çalıştırıcaksın ve bende geçen gün ki olayı tamamen unutucam. Anlaştık?"

Derin bir of çekip gözlerimi kapattım. Ailem çok korumacı bir aileydi ve geçen gece ki olayı öğrenirseler gerçekten bana ev hapsi verebilirlerdi.

"Anlaştık" dedim Ege 'ye bakarak.
"Güzel" Dedi alaycı tavrını takınırak.

Birkaç saat daha parka vakit geçirmiştik. İçeri girdiğimizde Egenin ailesi gitmek için ayaklanmışlardı. Onları yolcu ettikten sonra odama çıktım. American horror story izledikten sonra yatağıma uzandım. Yağız hala eve gelmemişti. Aklım birden ona gidince panikledim. Hiç bu kadar geç saatte eve gelmemezlik yapmamıştı. Telefonumu alıp rehbere girdim biriciğim adlı kişinin üstüne tıkladım 5.çağrıdan sonra sonunda açmıştı telefonu ama telefonda ki kişi yağız değildi. "Sen kimsin" dediğimde ise ; "ben Bora, eylül yağız çok kötü ya içti kendine gelemiyor" simge için bunu yapıyordu kesin. Aptal kardeşim benim. "Nerdesiniz ben geliyorum" dedim boraya. "Salt bar"
"Tamam geliyorum sahip çık ona"
Bora Yağız'ın en iyi arkadaşıydı. Onu bende çok seviyorum çok iyi yağız gibi salakta değildi.

Pijamalarımı çıkarıp düzgün bir şeyler giydim üstüme. Evden dikkatlice çıkmam gerekiyordu bizimkiler duyarsa yağıza kötü bir ceza verebilirdi ve tabi ona yardım edip bu olayı sakladığım için bende ceza alabilirdim.  Aslında büyük bir sorunum vardı bu saatte minibüs yoktu araba kullanmayı da bilmiyordum taksilerde tehlikeliydi bu saatlerde. Nasıl gidecektim ? Üstelik daha yeni bir taciz olayından kurtulmuştum. Bu olayı düşününce aklıma Ege geldi. Ondan yardım alsam yine kendini beğenmişlik yapar mıydı? Ama söz konusu yağızdı. Onun için katlanabilirdim bu duruma.

Evden dikkatli bir şekilde çıktıktan sonra yan taraftaki eve doğru ilerledim. Adnan bey'in karşıma çıkmaması için dua etmeye başladım. Onun o sert bakışları hala aklımdan çıkmıyordu.
Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. Bekledim ama kimse açmıyordu. Israrla tekrar çaldıktan sonra kapı açıldı. Üstü çıplak 6 tane baklavası olan, altında pantolon ve elinde sigara olan Ege bey karşıma çıkınca küçük dilimi yutacağımı sandım. Bu tip erkekler her zaman ilgimi çekiyordu. Hele bir de motoru varsa tamamdır ama hiç böylesi karşıma çıkmıyordu. Okul 1.si olduğum için hep çalışkan gözlüklü ve hiç sosyal hayatı olmayan erkekler benimle takılmak istiyordu ve bu durum benim hiç hoşuma gitmiyordu.

Gözlerimi baklavalarından çekip gözlerine baktığımda gülüyordu. "Hayırdır civciv?" Dedi.
"Şey senden bir şey rica etsem ?"
"Bu saatte mi ? Sabahı bekleyebilir " Dedi ve kapıyı yüzüme kapattı.  Sinirle kapıyı yumrukladım. Tekrar açtı "önemli olmasa bu saatte buraya gelmezdim dimi ? Üstelik senden yardım istiyorum. Önemini bir düşün istersen !"
"Ne istiyorsun " Dedi oflayarak.
"Yağız içmiş ve kendinde değil arkadaşıyla konuştum beni Oray'a götürebilir misin?" Dediğimde yüz hatları gerildi. "Bekle" Dedi ve içeri gitti. Tahminimce giyinecekti.
Alel acele evden çıktı "gel hadi gidiyoruz" dediğinde ilerdeki motora doğru gittiğini gördüm. Kaskın birini bana verdiğinde bir kaska bir ona bakıyordum. Hayalimdeki erkek tiplemesi karşımda duruyordu Nasıl böylesi beni bulmuştu hala bilmiyordum. "Hadi civciv sabaha karşı senin bana hayranlıkla bakmanı izlemicem " dediğinde kendime gelip kaskı taktım. Arkasına geçip oturdum "ellerini belime sar" Dedi. "Hayır" dedim. Ellerimi tutup bu işlemi kendi yaptı. İtiraz etmedim. Sonuçta güvenliğim için bu gerekliydi. "Durumu iyimiymiş. Neden içti ki ?" Dedi. Yağızı tanımıyordu bile neden onunla bu kadar ilgileniyordu ki ? İlk söylediğimde de paniklemişti zaten.
"Simge yüzünden" dedim kısa keserek.
Motoru çalıştırdı ilk başka çok korkmuştum çünkü ilk kez motora biniyordum. Korkunç ama bir o kadar da güzel bir deneyimdi bu.

Mekana geldiğimizde yağızı yerde otururken gördüm. Sayıklıyordu.
"Salak yağız!" Diye bağırıp tokat attım.
"Oooo simgenin en yakın arkadaşı Ablacım gelmiş" dedi. Duraksayıp "ve Ege de" dedi.
"Ege yardım eder misin?  Bora gidebilirsin teşekkür ederim" dedim.
"Önemli değil haber verirsn bana" Dedi

Egeninde yardımıyla yağızı sağ sağlim kimseye yakalanmadan eve getirmiştik. Ege'yle benim odamda oturuyorduk. O benim eşyalarımı karıştırmakla meşguldü.
"Çocukluğun güzel miydi?" Diye bir soru sordu. Değildi ama ona bunu söylemek istemiyordum.
"Güzeldi." Deyip kısa kestim.
"Başkasının hayatını çaldığını hiç düşündüğün oldu mu" Dedi. Bu ne demekti şimdi ?
"Ne demek istiyorsun?" Dediğimde "boşver " deyip kapıya yöneldi. Bana dönüp "iyi geceler" Dedi ve çıktı gitti.
Çok fazla gizemli, çok fazla gıcık ve çok fazla tatlı bir çocuktu bu karşımdaki. Onu büyütmem gerekiyordu. Erkekler geç olgunlaşır derlerdi de inanmazdım.

YENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin