ZİHNİN MELODİSİHikayeyi bir şekilde kopyalamak, taklit etmek bunun üzerinden prim elde etmek suçtur.
Tüm hakları saklıdır.
Kurgumu ilk yayınladığım ân -11/2018-
1. BÖLÜM : Kırık Parçalar
Tarih: 20.02.2542
"Teslimiyetin direnişinden aşağıdaysa işte o zaman gerçekten ölürsün."
Kitabı okumaya başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz.
Kader, ne kadar garip bir kavram değil mi? Ben tesadüfe inanmazdım. Kadere inanırdım ve her şeyin bir zamanı olduğuna. Beynimiz kandırılmaya müsaitti ve insanlık bunu kısa süre içerisinde fark etmişti. Birazdan yaşanacaklar ve kaçış için gerekli olan her şey yanımdaydı. Sadece biraz zamana oynuyordum. Doğru vakti bekliyordum.
Binanın çatı katında oturmayı bırakıp, ayağa kalktım. Gözlerimi aşağı çevirdiğimde tüm şehir gözlerimin önündeydi. Sanki uçsuz bucaksız bir uçurumun tepesinde gibiydim.
Bir gökdelenin tepesinde aşağı bakıyordum. İçimdeki rahatsız hissettiren o hissin geçmesini isteyen ben değilmişim gibi.
Sakin ve temkinli bir şekilde etrafı izledim. Kalbimizdeki umudumuzu bazen kaybederiz. Sanki uçurumdan aşağı bizden uzağa gider gibi hissederiz. Sonrasında çok üzülürüz sonunu bilmeden. Sanki o umuda bir daha hiç sahip olamazmışız gibi.
Gözlerim kanatlarını belli belirsiz bir ahenkle savurarak uçan bir kuşa takıldı, ne kadar özgür görünüyordu.
İnsan ırkının temelinde de bu yatar. Özgür olma hissi. Ve gerçekten görmek isterlerse görebilirler asıl özgürlüğün neye benzediğini.
Hayatta bazen düşeriz. Gerçeklerin farkına varana kadar anlamayız. Bir hiçliğin ortasında hapsedildiğimizi fark edene kadar.
Peki neydi kendi içindeki dağınıklığını toparlayamayacak kadar bizi dağıtan.
İnsanlar gerçekten hiçlikten geldiklerini bilmiyorlar mıydı? Bazen durup dururken bir paradoksun ortasında hiçliğin kendisiymiş gibi hissetmiyorlar mıydı.?
Bu varoluşumuzun simgesiydi.O kadar gizemli ve bir o kadar değerli. Asla tamamen anlayamayacağımız bir simge. Bana hep hiçliği çağrıştırdı.
Başlangıcı ve sonu olmayan bir evrenden gelen, bir hiçlikten gelen, varoluş. Bizim hiçliğimiz değil miydi?
Bizimle ilerleyen tek kişi yine kendi benliğimizken, asla kavrayamadık özgürlüğe giden yolda da, hiçliğe giden yolda da kararın bize ait olduğunu.
Gerçekleri görebilmek için bazen doğru yöne bakmak gerekirdi. Ancak bu şekilde gerçeği görebilirdik. Bu yüzden izliyordum.
Aklımdan geçen her bir düşüncenin açtığı kapıların nedenini.
Hepsi sonuca ulaşmak içindi.Artık üstünü örttüğüm bir yığın sorumun cevaplanma vakti gelmişti. Bir boşlukta sürüklenirken, sorguladığımız gerçekliğimizin cevabını bulma zamanıydı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zihnin Melodisi
Science Fiction"Geçmiş, şu an ve gelecek arasındaki fark, inatçı bir illüzyondan ibarettir." Teknolojiyi çıkarların için kullanıp bir dönüştürücü mü olursun yoksa dönüşen mi? 2532'de Yapılan ilk başarılı beyin nakli insanlığın kaderini değiştirdi.〄 Kafasını iki y...