Merhaba 😊 Uzun bir aradan sonra kurgumu tamamlama fırsatı buldum ve yeni bölüm geldi.
İlk bölümünü güncelledim yani olayları anlamak için mutlaka ilk bölümü tekrar okumanız gerekiyor.
Yorumlarınızı bekliyorum.Umarım beğenirsiniz.. İyi okumalar!
2.Bölüm: Sadece 30 saniye
"Aldığım nefes asıl başlangıcın son çığlığıydı, ciğerlerimi yaktı."
Yeni planı son kez aklımda tekrar edip renksiz hayali kalemlerle resmederken, ona arkamı dönüp ilerledim. Son bir adım kalmıştı.
"Kararını verdin mi?" dedim.
Emin olamayarak ellerini başının arasına aldı."Ben.. Bilmiyorum." Sözünün kesilmesine ve dikkatimin başka bir yere çekilmesine sebep olan ekipti. Ondaki kulaklık sadece talimatları duymasına yarıyordu.
"Arya, 4 dakikan kaldı." diye kulaklığımdan duyulan sesi sakince kısıp, saate baktım. Her zaman böyle yapardı daha çok zamanım olduğuna emindim.
İlk ekibin yakalanmasından sonra ikinci ekibe bağlanalı çok olmamıştı.
Dikkatini ona yönlendirdim. Hareketlerini gözlemlemeliydim. Bazen kendinde gibi görünürken bazen derin düşüncelere dalıyordu. Sırtımdaki çantayı yere indirdim."Kararsız olmanın bir anlamı olduğunu düşünüyor musun, elinde tek seçenek varsa o seçeneği çıkarların için kullanman gerekir." dedim. Gergin değil gibi görünüyordu ama hareketleri bunun tersini savunuyordu.
Eğildiğimde sırt çantamı öne çekip içinde bulunanlardan ihtiyacım olanı seçtim ve ayağa kalkıp çantamı sırtıma tekrar taktım. Anlamıyormuş gibi davransam da ne hissettiğini anlıyordum. Oldukça rahatsız görünüyordu.
Yaşadıkları normal olmayan şeylerdi.
Herkesin sahip olmak istemediği o acılardan fazlasını çekmişti."Kararsız olmana sebep olan kendin değilsen direnmenin anlamı nedir,
her saniye kontrol edemediğim duyguları, hissediyorum. Bu yükü taşımaktan yoruldum. Yapmak istemediğim şeyleri yapıyorum. Atlattığımı sandığım zamanda yeniden aynılarını yaşıyorum.""Aslında sana bunları anlatmamın bir anlamı yok. Bunların hepsini biliyorsun değil mi? Ben artık kendim gibi hissedemiyorum. Elimde olan tek şey kelimelerim."
İşaret parmağıyla elini alnına dokundurdu."Tam burada beynini yiyip bitiren ve kontrolü senin elinden alan mekanizma yaşamana izin vermiyor. Sadece ölü bir beden acılar içinde nefes alıyor. Ondan kurtulmak istiyorum ama yapamam." dedi.
Derinlerinde bir yerdeki o acı gün yüzüne çıktığında, ne yapacağımı bilmiyorum. Ruhundaki yardım çağrısını ve bitkin düştüğünü görüyorum. Elim kolum bağlı kalıyorum karşısında. Düşmemek için ayağa kalkabilmek için özgürlüğe ve güce ihtiyacı var. Biliyorum ve anlıyorum. Ama sadece bu. Ona yardım edecek güçte miyim bilmiyorum. Sadece bu düşünceleri kendinden uzaklaştırmazsa zarar görecekti. Ona anlayışla bakarak sakince cevap verdim. Aynı zamanda tam karşısındayken, bu kadar uzak olmak çok garip. Kendinden uzaklaştıramadığı olumsuz yargıları yüzünden zarar görebilir.
"O ölü bedenin hala nefes almak için çırpındığını görmüyor musun? Ben görüyorum. Gözlerimin önünde duruyor. Çünkü ölü kalamaz. Acını ancak tahmin edebilirim. Kendin gibi hissetmediğinde, gerçek benliğini kaybettiğini hissettiğin an tekrar hatırla o oralarda bir yerde sakince uyuyor. Dinle, aslında onu kaybetmiyorsun.
Sadece tekrar bir rüyaya dalmak için uyanmayı bekliyor. Böyle düşün. Onun rüyaya dalmasına izin verme. Bu senin elinde eğer buna inanırsan gerçekleşir. Teslimiyetin direnişten aşağıdaysa işte o zaman gerçekten ölürsün." Kelimelerin bir büyüsü olduğuna inanırdım. Kalplerindeki asıl vicdanı ve merhameti öldürmemiş olan insanlar ancak bu büyüyü hissedebilirdi. Bu sözlerimin onun için bir anlamı olmasını umdum.
![](https://img.wattpad.com/cover/166702970-288-k636474.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zihnin Melodisi
Science Fiction"Geçmiş, şu an ve gelecek arasındaki fark, inatçı bir illüzyondan ibarettir." Teknolojiyi çıkarların için kullanıp bir dönüştürücü mü olursun yoksa dönüşen mi? 2532'de Yapılan ilk başarılı beyin nakli insanlığın kaderini değiştirdi.〄 Kafasını iki y...