gölgelerinle yıkanırken yollar
hiç ayak basmadığın bu yerlere
camdan durgunlukla izlerim bıraktığın anılarını.
bugün otobüste ayakta kaldım,
oturacak yer bulamadım
hiç sorun da etmedim üstelik
seni düşünmek bana yarar sağlamayacaksa
cam kenarına oturmanın ne önemi olduğunu
bilmiyorum inan.
neyi düşüneceğim, söyle bana
binbir parçaya bölündüğüm o saniyeyi mi?
yoksa bölünüp senin güzelliklerine
dalıp gittiğim bir şarkıda
sen olmayı mı deneyecektim
ve ineceğim yeri mi şaşıracaktım
söyle bana.
sana şiir yazacağım,
ama gün doğumuna yetişirsem.
yetişemezsem gün batımına,
ona da yetişemezsem geceye.
eğer uyur kalırsam da, yokluğumdan bir şiir
hediye etmek isterim sana.
nasıl olsa yokluğumdaki o sessizlikte
sevgimi anlatır usulca.
sen sarısın,
turuncusun biraz da.
ama Kasım bu renkleri içinde barındırmaz sevgilim. Kasım bu renkler için değildir. belki de bu yüzden sana şiir yazamayışım.
gitsen de sorun değil, renksiz kalsam da.
şiir içinde saklı Kasım'ın.
