Dalgın bir şekilde etrafını izleyen Aylin uzun bir nefes verdi. Kendini çok yorgun , çok bitmiş hissediyordu. Ama zaten durum tamda buydu. O çok yorulmuştu. Annesinden , annesinin deli gibi sevdiği üvey babasından , üvey babasının kızı ve oğlundan , hayattan , yaşamak zorunda olduklarından. En çok da yaşamaktan. Ama bu gün bütün bu sorunlar bitecekti. Her şeyi kökünden çözecekti. Bu gün hayatına son verecekti. Evet bunu yapacaktı. Gururla gülümsedi. Ölmeden önce güzel bir şeyler yapmak istediği için sabah kalktığında en sevdiği mavi elbisesini giydi. Saçlarını tarayıp hafif makyaj yaptı. Bu güne kadar ailesinden gizleyebildiği kadar biriktirdiği bütün parasını aldı ve çantasına koyup evden çıktı. Sonunda da arkadaşlarının sürekli konuştuğu , dilinden düşürmediği ama üvey abisi izin vermediği için daha önce gelemediği bu cafeye geldi. Şimdi de işte burdaydı. Ölmeden önce kendine güzel bir kıyak yapmıştı. Yanında getirdiği ilaç şişesinden bir tane hap aldı ve kuru bir şekilde yuttu.
" Afiyet olsun efendim "
Aylin önüne konan kahve ile irkilip başını kaldırdı. Kaldırdığı gibide hayatında görebileceği en güzel suratla karşılaştı. Oğlan gerçekten çok yakışıklıydı. Siparişi başka bir garson almıştı ama getiren kişi bambaşka biriydi. Aylin ölmeden önce hayatın ilk defa kendisine güzel davrandığını düşündü. Kim bilir ? Belki de hayata gözlerini kapatmadan göreceği son yüz bu oğlanın yüzü olurdu. Sanırım Aylin o zaman mutlu ölebilirdi.
" Teşekkür ederim "
Fısıltıyı andıran sesini zor duyan Çınar kızın yüzünü eğmesi ile yavaşça masadan ayrıldı. Ayrıldı ama gözlerini kızdan bir türlü ayıramadı. Girdiğinden beri dikkatini çeken ve kalbini hızlandıran kıza büyük bir umutla baktı. Bu kız ile mutlaka tanışmalıydı. Zaten ilk siparişi Çiğdem aldığı için ona kızmıştı ama kahvesini götürme şansını kaçırmadı. Tahmin ettiği gibi kız yakından daha güzeldi. İlk bakışta fark edilmeyen ama baktıkça ortaya çıkan güzelliğini Çınar daha ilk görüşte anlamıştı. Yine de bir şey vardı. Kızın büyük gözlüklerinin arkasına sakladığı güzel gözlerinde büyük bir hüzün vardı. Çınar bu hüznün ne olduğunu çok merak etti. Normalde asla bir müşteri ile muhabbeti olmamıştı. Ama Çınar bu kız ile konuşmazsa ölebilirdi. O derece etkilenmişti. Dalgın dalgın kızı izlerken kulağına dolan topuk sesi ile başını kapıya çevirdi. Pembe ayakkabı giymiş bir kız standa doğru gidiyordu. Görev başına diyerek doğrulduğunda birden kolundan tutularak durduruldu. Çetin abisi onu tutmuş gelen kıza bakıyordu.
" Sen dur. Ben ilgilenirim /"
Çınar omzunu silkerek geri yerine otururken Çetin abisi çoktan yeni gelen müşterinin yanına gitmişti bile. Çınar da mavi elbiseli güzelini izlemeye döndü. Kız yüzünde büyük bir üzüntü ile etrafını izliyordu. Bazen gözlüklerini çıkarıyor, gözlerini ovup tekrar takıyordu. Bir ara bir şişe çıkarıp ağzına hap attı. Hastaydı belki de. Bir süre daha onu izledikten sonra işinin başına döndü. Aldığı siparişler ve onları yetiştirme işi ile uğraşırken içinden Çetin abisi ve Çağla ablasına kızdı. Bu gün ikiside fazla uyuşuktu. Mutfağa geçmiş yeni siparişi hazırlarken birden dışarıdan bir şangırtı sesi geldi. Birileri bir şeyleri devirmiş olmalıydı. Bu işi de genelde Çiğdem yapardı. Çok sevgili kız kardeşi fazlası ile sakardı ve onları her ay onlarca tabak , bardağa para vermek zorunda bırakıyordu. Ellerini birbirine çırparak kafenin isminin olduğu tişörtünü çekiştirdi. Mutfaktan çıkıp koridoru geçtiğinde gördüğü manzara ile küçük bir şok yaşadı. Çağla ablası alnından kan süzülen pembe topuklu kızın yanına oturmuş ilgilenirken Çetin abisinin yerdeki bir adamı yumrukladığını gördü. Müşterilerin hepsi korku ile masalarından olan biteni seyrederken aralarından bir tanesi müdehale etmek için yerinden kalkmış Çetin abisini kollarından tutup adamdan ayırmaya çalışıyordu. Çınar kendine gelip koşarak onlara yaklaştığında adam da Çetin abisini dövdüğü adamdan ayırmayı başarmıştı. Çınar hemen yerdeki adamı ayağa kaldırmaya çalışırken onun az önce gelen ve kahve isteyen sarhoş olduğunu fark etti. Kolundan tuttuğu gibi kapıya çıkarırken adam dolanan ağzı ile söyleniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alfabe Cafe ( Tamamlandı)
Krótkie OpowiadaniaAynı gün içinde 3 farklı insanın 3 kardeş ile tanışıp aynı yola varmasının hikayesidir. Bu yol ise Aşk ' tı.