DERİN
''Uyan artık uykucu'' diye cırlayarak odamin perdelerini açan Ceren'e baktım. Ve güneşin gözlerimi yakmasıyla tekrar kapattım gözlerimi. Hava çok soğuk olmasına rağmen güneşliydi. Ceren ''Hadi kalk Derin kahvaltı hazır.'' diyerek odamdan çıktı. İsteksizce kalkıp yataktan indim ve banyoya gittim.
Ceren benim orta okuldan beri en yakın arkadaşım. Kardeşim gibi severim onu. Her zaman birbirimizin yanında olmuştuk. 2 sene önce daha lise bire giderken bir uçak kazasıyla birlikte ailemi kaybettim. Tüm araştırmalara rağmen uçağın düşmesine neden olacak hiçbir sonuç bulunamamıştı. Nasıl olmuştu peki? Ortada hiç bir neden yokken nasıl olmuştu da uçak düşmüştü? Yıllarca beynimi kemiren bir sorulara hala bir yanıt bulabilmiş değilim. Ailemle mutlu ve huzurlu bir hayatım vardı. Kardeşim falan yoktu. Tek çocuktum. Onların biricikleriydim. Kazayla birlikte çok sarsılmıştım. Annem ve babam öldükten sonra evde tek başıma kalamaz oldum. Baş dönmesi, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, mide bulantısı gibi krizler geçiriyordum evde yalnız kalınca. Ve ilk defa kaldığım bir evde asla tek başıma uyuyamıyordum. Ceren'in ısrarları üzerine doktora gittiğimizde panik atak olduğumu öğrendik. Ailem hayattayken böyle bir sorunum yoktu. Ceren'in annesi Elif teyze ve babası Hakan amca sağolsunlar beni hiç yalnız bırakmadılar. Ama onlar 1 sene önce İzmir'e taşındılar. Ceren burda İstanbul'da kalmıştı. Bende tek kalamadığım için Ceren'in evine taşındım. İki katlı çok şirin bir evleri vardı. Ama benim okuluma baya bi uzaktı. Bu yüzden Ceren'in de ısrarlarıyla onun okuduğu okula nakil oldum. Zaten kendi okulumda da pek arkadaşım yoktu. Ceren'le aynı okulda olmak benim için çok daha iyiydi. Bir an önce son sınıfıda bitirip mezun olmak istiyorum. Tabii birde girmem gereken büyük bir sınav vardı.
Elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım ve üstümü değiştirdim. Bugün idman vardı. Ha evet bu arada Ceren ve ben voleybol oynuyoruz. Voleybolcu olmak istemesekte oldukça iyiyiz bu konuda. Kulüpte ilk altıda oynuyoruz Ceren'le. Geçen yaz İstanbul ikincisi olduk. Bu yaz ise birinci olmak için yoğun bir şekilde idman yapıyoruz.
Aşağıya inerken burnuma mis gibi kokular geldi. Mutfağa giridiğimde Ceren'in muhteşem bir kahvaltı hazırladığını gördüm. Sanırım masada bir ben yoktum. Evet bu kız gerçekten yemek konusunda çok yetenekliydi.
''Eee anlat bakalım.
''Neyi?'' Ceren meraklı gözlerle bana bıkıyordu.
''Okulu anlat bakalım. Yeni okulum nasılmış merak ediyorum.'' Açıkcası okullarımız hakkında pek konuşmazdık.
''Zaten okulun dışını gördün. Kocaman bir bahçesi ve onun dışında da spor salonu var. Öğretmenler falan baya iyi cana yakınlar. Öğrencilerine gelince, iyi tiplerde var tehlikeli tiplerde...'' dedi Ceren. ''Tehlikeli derken neden bahsediyosun sizin okul başarı sıralamsında yer almıyor muydu ya?''
''Evet öyle ama özellikle bir grup var her işe burunlarını sokarlar kimsede gıkını çıkaramaz neden karışıyosun diye. Kavga desen hergün, içki, sigara... yani anlayacağın her türlü pislik var bunlarda. Ama hala nasıl okuldan atılmadılar diye soruyorsan benim de hiç bir fikrim yok Derin.''
''Kimmiş bu grup ya?'' dedim merakla.
''Sanki söylesem biliceksin. Grubun başı Rüzgar diye bi çocuk işte,hergün başka bi kız gezdirir yanında, geri kalanda onun yancıları gibi bişey. O ne derse o oluyor genelde. Emir veren odur. Tabi onlara bulaşanların sonunun ne olduğunu söylemiyorum bile. Zaten bir sene sınıfta kalmış yani bizden bir yaş büyük ama sanırsın her şeyi o yarattı. Havasından geçilmiyo.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ
Teen FictionDerin daha lise bire giderken bir kazayla birlikte ailesini kaybetti.Kazanın sebebi hala bilinmiyor. Geriye birtek en yakın arkadaşı Ceren kaldı. Yeni ev, yeni okul, yeni arkadaşlıklar. Hepsinin tek bir sebebi var. Bir kazayla birlikte bütün bir hay...