-3-

40 6 1
                                    

Halüsülasyon falan mı görüyorum diye gözlerimi kapatıp açtım. Hayır ya olamazdı değil mi? Sanki bi tür kabus falandı bu. İnsan insana benzer sonuçta dimi?! Off kimi kandırıyorum bu o geçen geceki kavgada elinde bıçak olan çocuktu.

''Heh işte geldi Hocam'' demesiyele gözlerim yerinden çıkarcasına Kuzey'e baktım. Bi-bi saniye Kuzey Akın ve Rüzgar Akın mı?!  Bi de bu yetmezmiş gibi kuzenlerdi. Sanırım yolun sonuna geldin Derin. Buraya kadarmış. Bugün sağ çıkamıcam anlaşılan. Bakışlarımı hemen ondan çekip kafamı öne eğdim. Umarım beni görmez.

''Nerdesin sen Rüzgar daha okulun ilk gününden derse geç kalıyorsun?'' dedi Selda Hoca ciddi bir ifadeyle.

''Uyuya kalmışım'' dedi Rüzgar kısa ve net bir cevapla.

''Tamam bu seferlik geç otur yerine ama bi daha olursa bozuşuruz ona göre'' dedi. Yan gözle Rüzgar'a baktığımda Selda Hoca'ya cevap vermeden tam yanımızdaki sıraya oturduğunu gördüm. Ama o beni hala görmemişti sanırım. Yoksa çoktan boğazıma yapışırdı. Aradan tam yarım saat geçti. Selda Hoca'ya baktığımda masada birsürü kağıtlarala boğuştuğunu gördüm. Bir an önce zil çalmazsa Selda Hoca tanışma faslına geçecek ve benimde sonum gelecekti. Bir an önce bu sınıfta çıkmalıydım. Hatta okuldan! Naklimi başka okula bile aldırabilirdim. Selde Hoca ayağa kalkınca olduğum yere daha çok sindim.

''Çocuklar az sonra zil çalacak tanışma faslını daha sonra yaparız '' Selda Hoca'nın dediklerinden sonra birazda olsun rahatlayarak derin bir nefes verdim. Ve zil çaldı! Hemen çıkmalıyım bu sınıftan hemen! Koşar adımlarla sıınıftan çıkıp Ceren'in sınıfına gittim. Kapıdan içeri baktığımda göremedim. Nerdesin be kızım?! Offf! Kalbim ağzımda atıyordu resmen.  Seri bir şekilde sınıftan çıkmak için arkamı döndüğümde bir kaya kadar sert bir vücuda çarptım. Kafamı hafifçe kaldırıp kim olduğuna bakmamla piç sırıtışıyla bana bakan Rüzgar'ı gördüm.

Hemen yan tarafa doğru hamle yaptım sınıftan çıkmak için ama Rüzgar'da benimle aynı hamleyi yapıp geçmeme izin vermiyordu. Hala sırıtmaya devam ederken ''Ne büyük tesadüf değil mi?'' dediğinde bütün vüzudum buzla kaplanmıştı. Eğer bu yüzden öleceksem bile direnerek ölecektim ben asla pes etmem. İki elimi kaslı göğüsüne koyarak ittirdim. ''Çekil önümden!'' diye bağırdım. Etraftakiler bi an dönüp bize baksalar bile hemen sonra hiçbir şey yokmuş gibi devam ettiler.

Bu sırada Rüzgar sert bi şekilde kolumdan tutarak peşinden sürüklemeye başladı. Ben her ne kadar ''Bırak'' diye bağırsamda beni duymazdan geliyordu. Sonunda bi sınıfın önüne geldiğimizde hızla kapıyı açıp beni de içeri itti. Sınıfta kimse yoktu. Kendi de girdikten sonra kapıyı kitledi. Ne! Nasıl yani anahtarın onda ne işi var? Ben geri geri giderken Rüzgar'da aynı şekilde bana doğru geliyordu. Sonunda sırtım duvara çarptığında içimden kendime küfür ediyordum. Merak edip bakmasaydım şuan bunlar olmıcaktı. Rüzgar bana daha çok yaklaşmadan önce hemen bişeyler yapmam lazımdı. Ben etrafıma bakınırken bu sırada Rüzgar durmuş ve elini cebine atmıştı. Bu hareketiyle içimdeki korku daha çok arttı. Kalbim yerinden fırlayacaktı. Rüzgar elini cebinden çıkarırken avucunun içindeki metal cisme baktım ve hemen ardından da baş parmağıyla bastığı yerin yanından çıkan keskin demire baktım. Bıcak! Yok daha neler beni burda öldüremezdi değilmi? Okuldayız! Bana daha çok yaklaştı. Artık kendimi kontrool edimiyordum. Bedenim korkudan tamamen buz tutmuştu. Belki ona polise gitmediğimi onları şikayet etmediğimi söylesem beni öldürmezdi. Daha çok yaklaştı aramızda sadece santimler kala ''Dur!'' diye bağırdım ve devam ettim ''Be-ben... polise gitmedim yani... si-sizi şikayet etmedim.'' Bunun üzerine gülümseyerek cevap verdi ''Biliyorum. Zaten öyle bişeyi yapmış olsaydın şu an burda olamazdın'' dedi. Şaşkınca ona bakarken kendimi toparlayıp hızla konuştum '' O zaman ne istiyorsun benden sizi şikayet etmedim gördüklerimi anlatmadım. Rahat bırak beni'' sonunda adam gibi bişeyler söyleyebilmiştim.

''Evet şikayet etmedin ama bundan sonrada yapmayacağın anlamına gelmez o yüzden işimi sağlama almam gerek'' Rüzgar konuşurken mümkünmüş gibi bana daha çok yaklaştı. Elindeki bıçağı boynumda gezdirmeye başladığında nefesim kesilmişti. Soğuk ve keskin metali boğazımda hissettiğimde kan akışım durmuştu sanki. Gözlerimi kapatıp olacakları bekledim. Bu sırada bıçağın boğazımdaki yerini boşluk aldı. Hızla gözlerimi açtığımda Rüzgar'ın bıçağı cebine koyduğunu gördüm. Ne yani beni öldürmeyecek miydi? Ben kendi iç sesimle boğuşurken Rüzgar konuşmaya başladı ''Sana iki seçenek sunuyorum ikisinden birini seçmek zorundasın başka şansın yok anladın mı?'' dedi. Ben sessizliğimi koruyarak konuşmaya başlamasını bekledim. Cidden seçme hakkı tanıyacak mıydı? Neden böyle bişey yapıyordu ki?! Rüzgar yüzündeki gülümsemesini genişleterek konuşmasına devam etti '' Ya bu cebimdeki metalin tadına bakıp toprağın altına gireceksin ya da benim altımda inleyeceksin''

Söylediği son seçenekten sonra gözlerimi kocaman ona açıp bakmaya başladım. Ve boğazımdaki yumruyu umursamadan sertçe yutkunup konuştum ''Sen... sen ne sanıyosun beni?! Ben senin o hergün altına aldığın kızlardan değilim anladın mı?!'' diye bağırdım. Bunun üzerine Rüzgar sinir bozucu gülümsemesiyle elini cebinin üstüne koyup ''O zaman bu cebimdeki metalin tadına bakacaksın'' dedi.

''Seninle yatacağıma ölmeyi tercih ederim ben!'' diye bağırdım tekrar. Beni umursamadan konuşmaya devam etti ''Akşama kadar süren var güzelim eğer dediğim yere gelmezsen seni de Ceren'i de öldürürüm''

''Ceren'i bu işe karıştırma!''

''Eğer gelirsen arkadaşın ölmez zaten sadece kararını söylemek için geleceksin'' dedi. Ve bunun üzerine kapıya doğru gidip kilidi açtı ve çıkmadan önce son kez omuzunun üstünden sert bir bakış atarak ''Adresi mesaj atarım.'' dedi ve sınıftan çıktı. Olduğum yerde kalmıştım. Sırtımı tekrar duvara yaladım ve yere çöktüm. Göz yaşlarım yanaklarımı ıslatmaya başlamıştı bile. Şimdi bu olanları Ceren'e anlatsam kesinlikle karşı çıkardı iki seçenekte imkansızdı. Polise gitmek için dayatırdı bana. Ama bu fikiri düşünmek dahi istemiyorum. Başımıza iyice bela olucaktı ve belkide ikimizide öldürürdü. Zaten elimizde kanıt yoktu ki. Suçlamaları inkar ederdi. Offf! Ben kesinlikle onunla... ah hayır daha önce hiç kimseyle birlikte olmamışken zorla asla olamazdım. Aslında oldukça yakışıklıydı ve kaslı vücuduyla oldukça... Off ne diyorum ben?!! Ölüm şuan seçenekler arasında bana daha sıcak geliyordu. Ama beni öldürdükten sonra ya Ceren'e de bişey yaparsa? Nasıl bi girdabın içine düştüm ben!?

ÜÇÜNCÜ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM :)

OYLAMALARINIZI VE YORUMLARINIZI BEKLIYORUM. MERAK ETTIGINIZ SEYLERI SORABILIRSINIZ. :* :*

İMKANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin