Beni düşüncelerimden ayıran şey zil sesi oldu. Yerden kalkarken göz yaşlarımı sildim ve sınıfa doğru yürümeye başladım. Tam bu sırada Ceren yanıma geldi ''Nerdesin sen Derin deminden beri seni arıyorum?'' hemen aklımdaki yalan torbamı karıştırdım ve ''Tuvaletteydim'' dedim. Sanırım inanmıştı. Şimdiye kadar hiç bir zaman Ceren'e yalan söylememiştim ama bu onun iyiliği içindi. Onu da kaybetmeyi göze alamazdım.
Okul çıkış zili çaldığında hemen toparlanıp aşağıya indim. Derslerde olabildiğince Rüzgar'la göz temasından kaçınmıştım. Bi kaç kere göz göze geldiğimizde bana sırıtarak baktığını görmüştüm. Kim bilir aklından neler geçiyordur sapık herif!
Kuzey'le de pek konuşmamıştım. Zaten ders boyunca telefonuyla ilgileniyordu. Tabiki aklım başka şeylerde olduğu için ders falan dinleyememiştim.
Arabanın yanına geldiğimde Ceren'in şoför koltuğunda oturduğunu gördüm. Kapıyı açıp ön koltuğa oturdum. Ceren o muhteşem gülümsemesiyle bana dönüp ''Nasıl geçti ilk günün bakalım?'' diye sordu. Bende gülümsemeye çalışarak ''İyiydi'' diyebilmiştim. Ceren'in yüzündeki gülümseme solarken hala bana bakıyordu ''Derin bişey mi oldu pek iyi görünmüyorsun? Yoksa o Rüzgar şerefsizi mi bişey yaptı?!'' diyince hemen ''Hayır bişey yapmadı sadece çok yorgunum'' dedim. Başka bişey demeden önüne döndü ve arabayı çalıştırdı.
Eve geldiğimizde sıcak bir duşun ardından üstümü giyinmeye başladım. Bu sırada telefonuma mesaj geldi. Bakıp bakmamak konusunda tereddüt ediyordum. Rüzgar bana mesaj atıcağını söylemişti ama telefon numaramı ona vermemiştimki! Telefonu elime alıp mesajlar kısmına girdim. Ve kayıtlı olmayan bir numaradan gelen mesajla ısınan vücudum tekrar kaskatı kesilmişti. ''Gece yarısında okulun önünde''
Tek başımaydım bu işte ve Ceren'e kesinlikle anlatmayacaktım. Off!! Gece yarısına yarım saat kala hemen üstümü giyinip Ceren'i de kontrol ettikten sonra montumu giyinip arabanın anahtarlarınıda alarak evden çıktım. Ceren uyanmadan tekrar geri dönmeliyim. Evet bu arada ne ölmeye gidiyordum ne de onunla yatmaya. Bu ikisininde olması imkansızdı yani benim için. Korkuyordum. Ama bu işi başıma kendim açtım ve kendim tek başıma bitirmeliydim. Rüzgar'ı bişekilde ikna etmem gerekiyordu ama nasıl? Başka bi seçenek sunmasını isteyecektim başka çarem yoktu ve bu seçeneği mecburen kabul etmek zorundayım. Diğer iki seçenekten daha kötüsü olamazdı değil mi!?
Yalnız kaldığım her an daha çok panik oluyordum. Kalp atışlarım okula yaklaştıkça daha da hızlanıyordu. Sakin olmalıydım onun karşısında panik olmamam lazımdı ve kesinlikle güçlü görünmeliydim. Tabii bunu ne kadar becerebilirim bilmiyorum. Okulun önüne geldiğimde bi yandan etrafıma bakıp bir yandanda kendimi sakinleşttirmeye çalışıyordum. Sanki arabadan çıkınca üstüme atlayıp saldıracaklarmış gibi hissediyordum. Cesaretimi toplayarak arabadan indim ve okul kapısının önüne doğru yürümeye başladım. Neden buraya çağırdı ki beni hem zaten bu saatte okulun kapıları kilitlidir. Etrafta hala kimsecikler yoktu. Kaç dakika oldu bilmiyorum ama daha fazla beklemeyecektim. Arkamı dönüp hızlı adımlarla arabama doğru yürümeye başladım. Beni çağırmıştı ama kendi gelmemişti. Eve geri dönmeliydim. Zaten soğuktan buz tutmuş bedenim beni daha çok titrememe sebep oluyordu. Tam kapıyı açıp arabaya binecekken bir el kolumdan sertçe tutarak arabaya yapıştırdı. Tiz çığlığım bütün sokakta yankılanırken hemen sonra arkamı döndüm. Korkudan ve soğuktan bacaklarım titremeye başlamıştı. Pis sırıtışıyla bana bakan Rüzgar'ı gördüğümde tüm titremelerime ve korkuma engel olan sinirim iyice artmış ve Rüzgar'a bağırmaya başlamıştım. ''Ne yaptığını sanıyorsun sen?!'' Bunun üzerine gülümsemesini daha da genişleterek konuştu ''Ne o kaçıyor muydun?'' hala gülmeye devam ediyordu ve bu beni daha da sinirlendiriyordu. Komik olan neydi?! ''Senden mi kaçıcam!? Hah! Hem beni çağırıyorsun hem de bekletiyorsun.'' dedim. Beni umursamadan bana yaklaşarak konuşmasına devam etti ''Söyle bakalım hangi seçeneği seçtin? Bu güzel bedenini toprağın altınasokmayı mı tercih edersin yoksa daha cazip olan altıma yatma seçeneğini mi tercih edersin?'' Hala pis pis sırıtıyordu. Sinir katsayım tavan yapmıştı. İki elimi göğüsüne koyarak ittirdim ama fayda etmedi daha çok yaklaştı. Sinirlenmemem lazımdı onunla anlaşmaya varmak için uysal davranmalıydım. ''İki seçeneğide unut tamam mı? Başka bir seçenek daha istiyorum'' dedim sakin olmaya çalışarak. ''Öyle bir şey olmayacak sadece iki seçenek hakkın var.'' dedi aramızdaki mesafeyi koruyarak. Yüzümüz birbirine o kadar yakındı ki küçük bir adım atsa dudaklarımız birbirine yapışırdı. Arabayla Rüzgar'ın arasında tost olmuştum resmen. Konuşurken burnuma baş döndürücü kokusu geliyordu. Yüzü öyle pürüzsüz ve güzeldiki... Offf ne diyorum benn!? Kendime gelerek konuşamaya çalıştım ''Seninle yatıcağıma ölürüm daha iyi!'' Birden geri çekilerek kahkaha atmaya başladı. Neye uğradığımı şaşırdım. Kafam allak bullak olmuştu. Yanlış bişey mi söylemiştim?! Aramızdaki mesafenin artmasıyla rahatlayarak '' Komik olan ne?!'' diye tıslayarak konuştum. Kahkahayı kessede hala gülümsüyordu.
Gözlerimin içine bakarak konuştu ''Ne yani bu kadar bencil misin? Kendini umursamıyorsun anladık ama arkadaşını hiç düşünmüyor musun? Sen öldüğünde napacak?'' sözleriyle kalbime bıçak saplamış gibiydi. Ceren.. benim hiç doğmayan kardeşimdi. Onun üzülmesine dayanamazdım. Ceren'e bunu yapamazdım hakkım yoktu. Kafamı öne eğerek Ceren'i hayal ettim benim mezarımın başında ağlayışını. Ailem olmadığı için belkide ölümden bu kadar korkmuyodum. Ama Ceren'e bunu yaşatamazdım. Kafamı kaldırıp baktığımda Rüzgar da bana bakıyordu. Bi kaç saniye boyunca öylece kaldık. Soğuk hava bütün vücudumu ele geçirmişti. Napacağımı bilmiyordum. Normal şartlarda olsaydık Rüzgarla yani belki olabilirdi ama şu an asla olamazdı. Benimle birlikte olduktan sonra tıpkı diğer kızlar gibi bir kenara atacaktı. Ben kendime bunu yapazdım asla öyle biri olmadım. Korkuyu iliklerime kadar hissediyordum. Soğuktan çenem titriyordu artık. Kendimi hiç hissetmediğim kadar halsiz hissediyordum. Midem bulanmaya başladı. Hayır şu an olmaz. Bakışlarımı Rüzgar'dan kaçırıp arabaya tutundum. Gözlerim kararmaya başlamıştı bile. Kulaklarım uğulduyordu ve başım dönüyordu. Daha fazla dayanamıyacağımı anladığımda çoktan yere yığılmıştım. Kendimden geçmeden önce duyduğum son şey ise Rüzgar'ın sesiydi ''Derinn!'' ve sonrası ucu bucağı gözükmeyen bi karanlık...
YENI BOLUM SIZLERLEYIM :)) BU ARADA KITABI EN AZ 20 BOLUM DAHA UZATACAGIM BILGINIZ OLSUN. OYLARINIZI VE YORUMLARINIZI BEKLIYORUMM... :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ
Teen FictionDerin daha lise bire giderken bir kazayla birlikte ailesini kaybetti.Kazanın sebebi hala bilinmiyor. Geriye birtek en yakın arkadaşı Ceren kaldı. Yeni ev, yeni okul, yeni arkadaşlıklar. Hepsinin tek bir sebebi var. Bir kazayla birlikte bütün bir hay...