13.Bölüm:Kitap

91 7 3
                                    

"Erik rahat bırak beni." 

"Hadi ama uykucu bütün gün uyuyamasın" 

"Evet uyuyabilirim beni rahat bırakırsan." 

"Bu olmayacak prenses hadi kalk.Kalkmazsan...." gülerek sözünü kestim.

"Hiç bir şey yapamazsın Erik." 

"Öylemi peki bunu sen istedin." yastığı kafamın altından çekip vurmaya başladı.Bonyodan sonra direk iç çamaşırlarımı giyinip uyumuştum.Akşam vaktiydi ve Erik beni uyandırmaya çalışıyordu.
       
        Yataktaki başka bir yastığı alıp Erik'e karşı kendimi savunmaya başladım.Deri bir pantolon, üzerinde de neredeyse hiç kapalı olmayan Erik'in o  şahane ölünesi kaslarını ortaya çıkaran bir gömlek vardı.Tamam itiraf ediyorum korumam cidden çok seksi bir şey.....

 Erik yastıkla kafama vurunca yatağın üzerine devrildim.Karşılık vermediğim için bana yeni bir darbe indirmeye hazırlanırken ondan önce davranıp yastıkla kafasına vurdum.Yatağın ucunda olduğu için ikimizinde dengesi sarsılmıştı bu yüzden o yere bende onun üzerine düştüm.Erik'in elleri çıplak belimi kavrıyordu.Bi an göz göze geldik, ilk defa onun ela gözlerine bu kadar yakın bakıyordum.Erik gülerek gözlerime bakarken birden benim yarı çıplak olduğumu kavramışcasına gözleri büyüdü.Beni üzerinden atıp ayağa kalktı.Yattığım yerden Erik'e gülmeye başladım.Utanmıştı, çünkü yüzü kıpkırmızı olmuştu.Akşam olduğu için odada loş bir ışık vardı, ama yinede Erik'in kızardığı belli oluyordu.

"A-angel s-s-sen neden böylesin.B-ben şey...."kekeliyordu.Ah benim utangaç korumam diye geçirdim içimden yattığım yerden gülmekten iki büklüm olmuş bedenim ile, yataktan yardım alarak doğruldum ve gülmekten ağrımış yüz kaslarımla Erike baktım.
"Erik, senden utanmıyorum.Beni böyle görmen sorun değil, gerçekten."
"P-peki, prensesim."dedi.Onu daha fazla utandırmak için hızlıca kıyafetlerin olduğu yere iilerlemeye başladım.Ama oda fazla aydınlık olmadığı için ve ben hızlı hereket ettmeye çalıştığım için ayağım yatağa takıldı.Erik beni tutmak için iri kolunu belime sardı.Yataktan düşerken bizimle beraber düşen yastıklara takılınca bir eliyle yatağın kenarındaki çubuklardan birini, diğer eliylede benim belimi tutuyordu.O şahane ölünesi kasları karnıma değiyordu.Çenesi göğüs hizamdaydı ama gözleri gözlerimdeydi.
"Oğlum sadece Angel'i uyandırcaksın çok mu zo-OHA!!" 
Max birden odaya daldığı için bizi o pozisyonda görüp yanlış anlmıştı.Şimdi uğraş dur bakalım.!!
"Ben sizi rahatsız etmeyeyim.Siz devam edin ama lütfen sessiz olun insanları rahatsız etmeyin.Erik yavaş ol tamam mı dostum? Ağırdan al."dedi.Erik beni bıraktığı için yerdeki yastığı alıp tam Max'in kafasına atabilmişti.Max ise sadece gülüyordu.Onun suratı gülmekten pancara dönerken ben çoktan sabah, bana verilen kıyafeti giyinmiştim.
        Max bir süre bizimle dalga geçmişti ama daha sonra tekrar dalga geçme sözü vererek olayı geçici de olsa rafa kaldırdı.Başımıza gelenlere rağmen halla gülebiliyorduk ya en sevdiğim huyumuzdu bu.Ben ortada Max sağımda Erik solumda ben ikisinin koluna girmiş bir şekilde yürüyordum.Max'in üzerinde de Erik'inkilerin aynısı vardı.Ve onunda kasları ölümesiydi.Erik'in suratın azda olsa hala kızarıktı.Odadaki halimiz aklıma gelince kahkaha atmamak için kendimi zor tutum ama işin garip yanı, karnımda hala Erik'in sıcaklığını ve kaslarını hissedebiliyordum.
        
  Yemek salonuna girmeden önce ikisininde gömleklerini el verdiği kadar kaslarını kapatmıştım.Ama ne var ki kasları "Hey!! Bizlerde buradayız" diye bağırıyorlardı.Şimdi oturmuş yemek yiyorduk.Daha doğrusu biz yiyiyorduk.Kira ise çaktırmadığını sanıp ama ap, açık bir şekilde Erik ve Max'i kesiyordu.Siyah gözleri parladı, dudağının kenarı yukarı kıvrıldı.Kira hiç varolmamış gibi davranmak zor olsada onu umursamamayı başarmaya çalıştım.
        Yemek boyunca Kral ve Kraliçe ile başımıza gelen olayların her ayrıntısını konuşmuştuk -Kopya bozuntusu hariç- Biz sabah uyuduğumuz için şimdi uykumuz yoktu.Erkekler direk antreman salonuna indiler.Bu gün dövüşmek istemediğim için kral Jordan beni kraliyet kütüphanesine getirmişti.Kitaplara göz gezdirirken bir köşede tek başına duran kitap dikkatimi çekmişti.Kapağı tozlandığı için derin bir nefes alıp üzerine üfledim.O kadar çok toz kalktı ki üzerinden nefes zorluğu çeken birini anında öldürebilirdi.
"Kitabın ismi Ay Büyücüsü. Bu kitaptan sadece dört tane var Angel."dedi Kral Jordan.
"Peki kitabın özelliği ne ki sadece dört tane var efendim?"Kral uzun süre gözünü kitaba baktıktan sonra siyah gözleri beni buldu.
"Kimse bilmiyor.Yazarı dahi bilinmiyor."dedi.Soran gözlerle baktığımda bana açıklamaya başladı.
"Bu kitabı kralıklarımızda bulundurmak zorundayız.Olurda bir gün Ay Büyücüsü gelirse diye.Ay Büyücüsü ne diye sorarsan Daha önce hiç var olmamış bir büyücüymüş.Güclerini görünüşünü kimsebilmiyor gerçekmi onu bile bilmiyoruz.Bildiğimiz tek şey büyünün sözleri."dedi.
"Ne büyüsü?" diye sordum merakıma engel olamıyarak.
"Doğumda ölen bebekleri diriltmek için kullanılan bir büyüydü bu ancak yüzyıllardır kimse tarafından yapılmıyan bir büyü sözleri ise 'Ay, ışığınla gücünle bu küçük bedene can vermeni istiyorum senden,gücünden bağış etmeni istiyorum senden onu yaşat tek ve son büyücün yap..' ama hiç işe yaramadı.Şimdi kitabın ne içerdiğini neden bilmedğimizi merak ediyorsan söliyim......kitabı açamıyoruz."dedi.Bunun üzerine istemsizce kitabı açma girişiminde bulundum gerçekten açılmıyordu.Lacivert kapağının kenarlarından başlayıp neredeyse tüm kitabı sarıp kilitleyen siyah sarmaşıklar vardı.
"Artık izninle ben yatmaya gidiyorum sana iyi okumalar Angel."
"İyi geceler, efendim"
*********************************
Saatlerdir, kitapkların arasındaydım onların içlerinde kayıp olmuştum.Ama benim aklım sadece bir kitapdaydı 'Ay Büyücüsü' kitabı olduğu yerden aldım.Işığın en fazla olduğu köşe ye oturdum.Gerçekten çok ilgin çekici ve güzel bir kapağı vardı.İşaret parmağımı sarmaşıkların üzerinde dolaştırdım.Kitabın ortasında biten sarmaşığa dokunduğumda elimden kitaba bir enerjinin geçtiğini hissettim.Ve siyah sarmaşıklar çözülmeye baaşladı.Ben olayın şokunu atlatana kadar kitabın kilidi çoktan açıldı.Merakla kitabı açıp ilk sayfasını okumaya başladım.

"Ay Büyücüsü şu ana kadar dünyada bulunan her canlıdan daha da güçlü ama bir o kadar da tehlikelidir.Her ne kadar iyi olsada, güçlerinde karanlık barındır .Eğer karanlık olurda onu ele geçirirse hiç bir şey onu durduramaz.
Güçleri ne bilinmez her türlü gücü olabilir.Güçleri gizemlidir.

Öfkesi onu dahada güçlü yapar ama öfkelenince gücünü konturol edemez. Kolay sinirlenir, ama sakinleşmesi çok zordur.
Sinirlendiği zamanlarda saçları ve gözleri kızgın alevler gibi parlar.Ay Büyücüsü Ay mavisi saçlara, gece mavisi gözlere sahip olucaktır....."
son cümleyide okuduktan sonra, ben daha okuduklarımı hazmedemeden yazılar silimneye başladı.Ve birden yenileri belirdi.
"Angel bende seni bekliyordum.Sonunda o gün geldi." yazılar hem kitapda belirmiş hemde kafamda bir erkek sesiyle yankılanmıştı.
"Evet,Angel benim sen kimsin? Ne çeşit bir büyü bu?"
"Saygılı ol Angel! Yüz Yıllardır.Dört Krallıkda da seni bekledim.Zamanı gelince herşeyi öğreniceksin ama şimdi bilmen gereken tek bir şey var.Bu kitap sadece Ay Büyücüsü Tarafından açılabilir......
Sen ay Büyücüsü'sün "
****************************************************

Okuduğunuz için teşekkürler................
Dark_angel_000

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 13, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İntikam Meleği(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin