Düğününden kaçan minik bir Lale ve onun peşine düşen savcının hikayesi ♥️
****
"Gitmek zorunda değilsin...Kalabilirsin."
Bahar Atıf dan duyduğu cümle ile içi acıyarak valizini hazırlamaya devam etti.Bittiğinde İse hala arkasında ondan bir cevap bekl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Medya:Haluk Levent Zifiri...
Sıcak...Tek hissedebildiğim tenimden fışkıran su damlaları ve içime işleyen yoğun bir sıcaklıktı.Oysa ben yaz kış hep soğuk olurdum.Mesela ellerim ve ayaklarım hiç ısınmazdı.Buna eş olarak burnumun ucu ve dudaklarım her daim soğuk olurdu.Ciddi derrce de kansızlığım vardı.İlaçlar iğneler derken idare ediyordum.Ama şuan oldukça sıcak hissediyordum.Gözlerimi açmaya hala takatim yoktu.Bir süre sadece hayattan soyutlanmak istiyordum.Beni içine çeken sıcaklığa birazdaha sokuldum. Sokulmamla yüzüm'e değen yumuşaklıkla burnunun ucu gıdıklandı.Ve devamın da gelen acı kahve kokusu genzime kazındı.
Mayışmış bedenime,kapanmış zihnime komut gönderen kokuyla bir an nerede olduğum gerçeğini hatırladım.En son dün gece Burak beni kollarına çekmişti.Ve ben onun kokusuyla karışık huzurunda gözlerimi kapatmıştım.Sonsuza dek orada uyumak istemiştim.Gözlerim anında açıldığında görüş alanıma giren,burnumu da kaşıntısının sebebi olan kıllardı.Bembeyaz tende yoğun olmayan ama kendini de belli eden kıllar.Ve ben o kılların sahip olduğu göğüse yüzümü gömmüştüm.Ne yapmıştım
Aman Alahım!Benim Burak'ın yatağında ne işim vardı. Başımı yavaşça Burak'ı uyandırmamaya özen göstererek göğsünden kaldıracağım sırada içimi yakan kokusuna yenik düşüp burnunu sert tenine hafifçe sürttüm.İşte o an da yer yarılsa da içine girsem dedim.
Burak kapalı gözlerinden birini aralayıp;
"Bence uslu durmalısın güzellik."dedi
Burak'ın hareketimi fark etmesi ile sıcak göğsünden sıyrılıp yüzümü yanımdaki yastığa resmen gömdüm.Adamı tahrik etmiştim.Kendimi de rezil!
Sesim soluğum çıkmazken bir anda kollarımın başımın üzerine çekilmesi ile yüzümün hizasında ki yüzüne bakmak zorunda kaldım.Sabah mahurluğu üzerinde olan Burak şuan içimi nasıl titrettiğinin kesinlikle farkında değildi.
Her gördüğüm de ellerimi daldırmak istediğim hafif dalgalı siyah saçları dağılmış,alnına dökülüyordu.Taptığım mavi gözleri yarı açık şekilde yüzüme dikkatlice bakıyordu.Dudaklarımın arasından çıkan sıcak nefesi, kendi dudaklarımın arasına girince nefesi ile nefes aldım.Uzun sayılacak bir süre birbirimize bir şey demeden sadece izledik.İzledik...Yüzünün her bir santimini belleğime not ettim.Eğer gün olur da gözleri bana böyle bakmazsa diye not ettim.
Gül kurusu dudakları kıpırdandığın da nefesimi tuttuğumun bile farkında değildim.
"Lale'm güzel kadın.Utanma benden.Eğme o güzel yüzünü.Ben sadece sana şaka yapmıştım."
Eğik yüzüm daha da eğildikçe Burak çenemden tutup kaldırıyordu.
"Hadi ama güzelim.Saklama o güzel gözlerini benden."
Sözleri bir bir kalbime işlerken derin bir nefes alıp gözlerini gözlerine değdirdim.İmtihanım olan geçmişim geleceğim her şeyim olacak olan gözlere baktım.İçimde ki sevdayı gözlerimden anlasın istedim.Ben kendimi ona bırakmışken o da kendini bana bıraksın istedim.Hakkım olmasa da istedim.
