january ' 1/12

7.4K 670 293
                                    

Ocak

Sıradan bir yılbaşı gecesiydi.

Sofrayı güzelce kurmuş, en sevdiğin yemekler ile donatmış ve o çok sevdiğin markanın nadide bulunan özel kokusunu, tam üç ay öncesinden bugün için sipariş etmiştim.

Her şey kusursuzdu.

Her şey hazırdı.

Ama sen yoktun.

Çok korkmuştum.

Çünkü bu ilk defa oluyordu.

Sen asla haber vermeden uzun süre ortadan kaybolmazdın.

Toplantın varsa, eve geç kalacaksan, ya da her ne halt oluyor ve seni benden mahrum bırakıyorsa...

Bana haber verirdin.

Ne olursa olsun  verirdin Jimin.

Çok telaşlanmıştım.

Seni dakikada bir arıyor, arkadaşlarına soruyor ve herkesin mükemmel gecesini kendi tedirginliğimle mahvediyordum.

Ramak kalmıştı.

Polise gidip hakkında kayıp haberi çıkarmama  ramak kalmıştı.

Ancak yeni yıla dakikalar kala, dış kapıdan duyulan kilit sesi tüm kalbimin mutlulukla çarpmasına neden oldu.

Hızla kapıya yöneldim.

Ancak o berbat halini görmem, kalbimin tüm mutluluk kırıntılarını söküp atmaya yetti.

Ağlamıştın.

Üstün başın dağılmıştı.

Çok.. Çok kötü görünüyordun.

Hızla yanına koştum.

Sana yardımcı olmaya çalıştım.

Bedenin bir başkası gibi kokar ve sen kulağıma onun adını fısıldarken, kalbim binlerce parçaya bölünmüştü...

Ama ben yine de sana yardımcı oldum.

Üzerini değiştirdim.

Şömineyi yaktım.

Bedenini kalın battaniyeler ile dolu geniş yatağa yatırdım.

Pencereye vuran kar ve şehrin ışıklarını seyrederken, bana sokulmana ve onun için ağlamana izin verdim.

Kulaklarıma ona köpekler gibi aşık olduğunu fısıldıyordun.

Ona görür görmez tutulduğunu ve onu ağına çektiğini haykırıyordun.

Onun masum bir melek olduğunu ve tüm bu lanet işte tek suçlunun kendin olduğunu söylüyordun.

İlk başları ona evli olduğundan bahsetmemişsin.

Tek istediğin sıradan bir üniversite öğrencisi gibi yanına sokulmak ve o özlemini kurduğun sade aşkı yaşamakmış.

Fakat bir süre sonra vakti gelmiş.

Ona her şeyi anlatmışsın.

Evli olduğunu, sorumluluklarını...

Her şeyi.

Küçük sevgilin kaskatı bir yüzle yanından koşarak uzaklaşmış.

Günlerce peşinden koşmuşsun.

Günlerce senden uzak kalmaya çalışmış.

Ama en sonunda yine birbirinize gelmişsiniz.

Ya ben Jimin?

Tüm bunları yaşarken aklına hiç geldim mi?

Beni hiç düşündün mü?

Bana olan ihanetini ve öğreneceğim zaman hissedeceğim acıyı hiç düşündün mü?

Sen hiç düşünmedin belki ama ben, o gece saatlerce düşündüm...

Saatlerce ağladım.

Sabah tüm parlaklığı ile geldiğinde, gözyaşlarımı kuruladım.

Üzerine, aykırı gelen kokundan, onun kokusundan ayrılmanı istercesine, sana yılbaşı için aldığım hediyeni sıktım.

Yanına sokuldum.

Ve uyandığında hiçbir şey olmamış gibi seni öptüm.

Ve her zaman yaptığım gibi tatlı tatlı,

"Günaydın." Diye fısıldadım.

Married And Sad | Jikook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin