Bay Odun.

Eş

(Selamlar olsun size! Yeni düzenlenmiş bir bölüm ile karşınızdayım! Tam tamına 6894 kelime bu bölüm. Bayağı uzun olmuş yani :D. Neyse, bu bölümü de yeniledim falan filan.

Bu minik yazarınızın bir isteği var: ALLAH'INI SEVEN OY VERSİN!

Yazım yanlışları varsa kusura bakmayın.

NOT: Multimedia'daki Adsız Taş değerlimis efendimis.

Sizleri seviyorum, iyi okumalar!)

Ruh Halim: Dindar ailenin ateist çocuğu.

Ya ben ne şansız bir insansım. Şansızlığa resmen g*tüme fişek takmışlar gibi uçmuşum. Yoksa benim göbek adım falan 'Şansız' mı? Olabilir yani, beni doğurtmada yardımcı olan ebeden her şey beklenir. Aslında ebem kim, bilmiyorum. Annem falan hiç tanıştırmadı. Ebemden falan da hiç bahsetmiyorlar. Hatta ve hatta ebeme de hiç küfür gelmedi. Yoksa benim ebem yok mu? Ama var olması lazım. Çünkü ben normal doğum ile doğmuşum. Belki ebem erkektir ve babam kıskançlıktan bu konunun evde konuşulmasını istemiyordur. Ama ebem erkek ve yakışıklıysa bunu bilmeye hakkım var. Nerede adalet? Hı, nerede? Adalet istiyorum! Ebem yakışıklıysa ebemi istiyorum! Yakışıklı değilse almayayım canım ben, kalsın.

Neyse, ben şu 'Şansızlık' konusuna bir U dönüşü yapayım.

Ben şanslı olsam Adsız Taş ile aynı sınıfta olmazdık, aynı katta olmazdık, aynı binada olmazdık, aynı okulda olmazlık, aynı alan içinde olmazdık, aynı semtte olmazdık, aynı şehirde olmazdık, aynı ülkede olmazdık, hatta aynı gezegende olmazdık. Ama çocuğun gideride var yani. Bu yüzden belki bu durumdan ufacık, minicik, tırnak ucu kadar memnun olmuş olabilirim.

Ulan ufak atta civcivler yesin! İmkanın olsa çocukla aynı havayı soluyorsun diye twerk yapacaksın cankuş!

Tabi, tabi!

Elim olsa ağzına çakarım, bir sus be!

İç sesime içimden göz devirdim. Dışımdan göz devirsem şizofren sanarlar -ki zaten öyleyim-, hiç çekemem onların tuhaf olan bakışlarını.

Neyse, yani kısaca çocuk yakışıklı, tatlı, sevimli, tipli, kaslı, odun ve öküz. Yavşamak için, içten yavşamak için tem ideal biri. Bende bu durumdan tabiki de yararlanıyorum. Ben her durumdan yararlanırım.

Not: Fesat anlayan topluluk, siz kendi halinizde takılın. Ben bir şey demiyorum.

Fakat size bir şey söylemek istiyorum; sanki ben bu çocuğu bir yerden tanıyorum. Beni en çok da şaşırtan bu ya zaten! Yakışıklı birini bir yerden ranıyorum! Ben! Ben ya, resmen ben! Ciddi olmaya dönersek eğer, bu çocuk ile bir konuşmuşluğumuz olabilir, olmayadabilir.