İLK GÜN OYUNU

6 6 3
                                    

Kızlar sanırım Atilla dan baya etkilenmişlerdi. Çünkü iç çeke çeke çocuğa bakıyorlardı. Gerçi çocuk iç çekilecek kadar yakışıklıydı. Ama hiç mi yakışıklı görmediniz vicdansızlar. Okulumuz yakışıklı kaynıyor ve bir çoğu ondan yakışıklı. Cık cık.

Atilla, önümde bizimkiler için ayırdığım boş sıraya oturdu. Tabii bende oradan kalk diyemedim. Ne de olsa misafir. Yani sanırım. Emin değilim. Ama kalk ordan diyebileceğim biri değil sonuçta bunda hemfikiriz sanırım.

Ama o kadar kızın yanı boşken neden buraya oturdu merak ettim. Acaba gay falan mı? Çünkü bizim sınıftaki kızlar geleceğin en iyi manken adayıydılar. Sonra bu konu için detaylı bir araştırma yapacaktım.

Babam "Sizde geçin artık" dedi. Bizimkiler de hemen boş yere geçtiler.

Seda Hilal 'in yanına otururken Melek de Fatma 'nın yanına geçti.

İbrahim Atilla 'nın  yanına geçti. Boş yer bulamayan Ünal ise benim sırama oturdu. Geçen sene ben Bilge ile otururken Ünal ile İbrahim Seda ile de Melek oturmuştu.

Ben Bilge ile oturmaya alışmıştım. Bu yüzden biraz huzursuz olsam da sesimi çıkarmadım. Tenefüste zaten tekrar bir yer değiştirme yapardık.

Babam masasına oturdu ve bizlere bakmaya başladı. Babam okuldaki korkulan öğretmenlerdendi. Bu bakışı bizi süt dökmüş kediye çevirmişti haliyle.

"Eee?" dedi kinayeli bir sesle.

"Ne yapalım çocuklar?"

Tabi kimse cevaplamadı. Biz ne söylersek söyleyelim babam bildiğini yapacağı için kimse fikrini söyleyip kendini rezil etmekle uğraşmadı. Ve ilk dersimizin İngilizce olması hayallerimizi yıktı. Kaytaramayacaktık derslerden.

"Pekala. Siz bilirsiniz." diye söylendi ve oturduğu sandalyeden kalktı.

Ellerini birleştirip masaya yasladı dirseğini. Masasının altında tahtadan yapılma bir kürsü bulunduğu için masa belinin biraz üst bölümüne geliyordu.

"En son hangi konuda kalmıştık hatırlayan var mı?" Sınıftan mırıltılar yükseldi.

Bir kaç kişi bana umutla baktı. Ünal da koluyla dürtüp başını ' Hadi!' der gibi sallayınca bende bu bakışlardan cesaret alıp ayağa kalktım.

"Hocam" diyerek oldukça uslu öğrenci modunda konuşmaya başladım.

"Benim bir önerim var. Eğer kabul ederseniz. "

Kafasıyla konuşmaya devam etmemi belirtince gülümseyerek dediğini yaptım.

"Biliyorsunuz ki bu son senemiz ve şu günden itibaren hepimizi sıkı bir çalışma programı bekliyor. Bugün ilk dersten konuları işlemek yerine siz bizi cesaretlendirseniz. Ya da bizi serbest bıraksanız da biz birbirimizi cesaretlendirsek."  dedim bizi serbest bırakın temalı cümlelerle.

Herkes büyük bir umutla babama bakıyordu.

Babam önce biraz düşündü. Gözlerini sınıfta gezdirdi. Sonra gülümsedi. Hepimiz ağzından çıkacak sözleri beklerken kalp krizi riski altındaydık. Nefesimizi tutmuş bekliyorduk

Sahte MükemmeliyetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin