2. Bayan Rochester

83 2 2
                                    

Arada italik olan yazılar ya vurgu yapılan kelimeler ya da Dedikoducu Kız'ın tepkileri. Kitapta da dizide de tepkilerini duyuyor/okuyorduk zaten olaylar sırasında. Bir karışıklık olmasın diye söylemek istedim.  Okuyan herkese şimdiden teşekkürleer <3

Medya: Dean

______________________________________________

White Lies - E.S.T.

Müziği bölümle dinlemenizi tavsiye ederim. ^_^ :* Medya da mevcut.

______________________________________________

"Bu yaptığın çok yanlış!"

Telefonunu çantasına tıkıştırıp çantasını eline aldı.

"Senin yaptığında öyle, Bayan Rochester."

Gülmüyordu. Yüzü ifadesiz, hatta umursamazdı. Dönüp bilgisayar ekranını kurcalamaya devam etti. Serena ne yapacağını bilmez bir halde bir süre çocuğu izledi.

"Kimseye anlatma," dedi çaresizce. "Lütfen."

Dean omuz silkti.

"Söz verir misin?"

Öyle bezmiş ve ilgisiz bir bakış attı ki Serena kendini berbat hissetti.

"Nereden geldiğin umrumda değil."

"Yine de söz vermelisin."

dedi kız inatla. Dean gerçekten bunu herkese yayacak bir çocuğa benzemiyordu ama tavrı sinirlerini bozmuştu. Az da olsa, çok az da olsa ilgi bekliyordu.

"İyi, söz."

Yüzüne bakmamıştı bile bu sefer. Öfkeli olmaktan çok işe yaramaz hissederek tekrar kalabalığa girdi. Rosie'yi buldu, geri geleceklerini söyleyerek ikna etti ve kapıya yöneldi. Temiz havaya çıktığı anda müziğin sesi yok oldu ve biraz olsun iyi hissetti. 

Yatakhaneye gidene dek bir öğretmenle karşılaşmamak için dua etti. Henüz gözlerden uzak, karanlık yolları bilmiyordu. Resepsiyonda Alma değil başka bir kadın vardı ve sandalyesinde uyukluyordu. Kızlar yatakhanesinin 1. ve 2. katları kısmen doluydu ama 3. katta in cin top oynuyordu. 218'de de öyle.

Rosie o kadar sarhoştu ki onu yatakta beklemesini, tuvalete gidip geri geleceğini ve partiye döneceklerini söyledikten saliseler sonra yatağa yığılıp kaldı. Hemen sonrasında gözleri kapalı

"Çanta."

diye sayıklıyordu.

"Çantanı mı istiyorsun? Nerede?"

"Partide..."

Serena sessizce küfretti.

"Tamam, biraz işim var. Zaten birazdan geri döneceğiz."

Rosie mırıldanarak uykuya dalarken topuklularını çıkarıp odaya bıraktı. Serena van der Woodsen böyle biriydi; çıplak ayaklarıyla şehirde dolanmaktan ya da iç çamaşırıyla toplum içine çıkmaktan çekinmez, umursamazdı. Burada neden umursasındı?

Ses çıkarmadan rahatça resepsiyonun önünden geçip çıktı. Sağına soluna bakmadan taş patika yerine çimlere basarak spor salonuna ilerledi. Dışarıda Sam, elinde bir kadın çantasıyla dikiliyordu.

"Bunu mu almaya geldin?"

dedi sarhoş olduğunu epey belli eden bir yüz ifadesiyle.

"Ah, evet. Teşekkürler."

Uzandığında Sam çantayı kaçırıp güldü.

"Hey!"

dedi Serena gülerek. Çocuğa biraz daha yaklaştı. Topuksuz haliyle bile neredeyse aynı boydalardı.

Kim Bu Kız? [gossip girl]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin