1. Bölüm - Bir Gün Önce

320 10 2
                                    

Sabah uykumun en tatlı yerinde yüzümde bir ıslaklıkla uyandım. Nedeninin ne olduğunu bildiğim halde, uyku gözlüğümü aralayıp tahmin ettiğim manzaraya baktım. Bu köpekten bana rahat yoktu artık! Sırf köpeğim yok demiyim diye almak istemiştim ama böyle yılışık bir hayvan olduğunu bilmiyordum ben. Elbette geri vermek istemiştim ama benim küçük aptal erkek kardeşim ona 1 haftada alışmıştı. Ve tabii ki babamın tek oğlu olma özelliğine sahip olduğundan Çağan Bey kalsın dediği için hala evde dolanıyor. Adı da Chuky, sanırım onu ikizi olarak falan gördüğünden bu ismi ona verdi. Oysa ben ona (1 hafta da olsa) Uyuz diye seslenmiştim. Her neyse benim deyişimle Uyuz’u üstümden ittirdim ve kocaman yatağımda telefonumu aramaya başladım. Zorda olsa nihayet buldum ve ekranını açıp bildirimlerimi kontrol ettim. Saat 10’a geliyordu.

Bütün gece kitap okuyup geç saatte yatmıştım. Ne de olsa yaz tatilindeydik diye rahat davranıyordum ve herkes gibi öğlene kadar da uyuyordum. Gündüz kitap okuyamıyordum çünkü arkadaşlarımın bana inek gözüyle bakmasını istemiyordum. O yüzden kitap okuduğumu gizli tutmaya çalışıyordum.

Normalde bu saatte uyanacak insan da değildim hani ama bugün büyük gündü! Haftalardır bu günü planlamıştım. Annem ve babam hiç evde parti vermeme izin vermiyorlardı. Ancak reşit olduğum zaman izin vereceklerini söylemişlerdi. Klasik anne baba iste "18 yasına gel sunu yaparsın bunu yaparsın" gibi sözleri çok vermişlerdi. Ve artık sözlerini tutma vakti gelmişti. Bugün benim doğum günümdü ve ben daha teklif etmeden annem parti hazırlamama izin vermişti. Ah çok mutluydum.

Bu mutlulukla gülümseyip yatağımda doğruldum. Chuky puf koltuğumla savaş veriyordu yine. Onunla ne alıp veremediği var anlayamamıştım bir türlü. Karsımdaki büyük aynadan kendime baktım, saclarımı yaptırmalı ve kesinlikle cilt bakımına uğramalıydım.

Yatağımdan istemeye istemeye kalktım ve ayağıma terliklerimi geçirip banyoma doğru yöneldim. Elimi yüzümü yıkayıp pijamalarımla hızla aşağı indim.

Babamı gitmeden yakalamam gerekiyordu. Kredi Kartı limitim dolmuştu. Bakalım babam ne diyecekti. Eminim her zamanki tasarruf etmeliyiz konuşmasını yapıp para kolay kazanılmıyor diyerek bitirecekti konuşmasını. Ama olsun bugün için bu konuşmalara katlanabilirdim.

 Aşağı indiğimde mutfaktan sesler geliyordu. Evet, haklı çıkmıştım işte; Babam bu aralar cuma günleri işe geç gidiyordu. Hızla mutfağa yaklaştım tam kapıdan girmek üzereydim ki adımı duyunca birden kapının önünde durdum. Ne konuştuklarını duyamıyordum çünkü hizmetlilerden en genç olanı yani Esra, büyük salonumuzu süpürmeye başlamıştı. Bu kıza pek ısınamamıştım zaten iyice gözüme batmaya başlamıştı. Hep böyle şeyler beni buluyordu zaten. Ben konuşmaya odaklanmaya çalışırken Esra denen kız beni fark edip seslendi; 
-Günaydın Asal Hanım anne ve babanız mutfaktalar!
Bide gülümsüyordu, saf şey sanki bilmiyordum orda olduklarını. Ben kıza içimden söylenirken yapmacık bir gülümsemeyle karşılık verdim sadece.
-Asel?
Annemin sesini duyunca düşüncelerimden kurtuldum. Ahh o kadar bağırmıştı ki annem de duymuş olmalıydı. Hemen sinirli ruh halinden çıkıp şeker kız modana girdim çünkü babamın nutuğunu anca böyle kısaltabilirdim. Ve bugün yapacak çok isim vardı.

Hemen mutfağa girdim. Annem ve babam yüksek sandalyelerde yüzleri bana dönük biçimde yan yana oturmuş ve bana bakıyorlardı. Olabildiğince şirin bir sesle
-Günaydın annecim, diyip önce annemi öptüm. Daha sonra da hemen babama dönüp onu da ıslak bir şekilde öperek
-Günaydın babacım, dedim.
Ah çok mu belli etmiştim? Neyse artik yapacak bir şey yoktu. Tam lafa girecektim ki annem benden önce davranıp
-Asel yılışıklığı kes de oturup kahvaltını yap hadi, dedi.
Aramız biraz limoniydi bu aralar biliyordum ama yinede o öpücükten sonra böyle davranmasına sinir olmuştum. Ters bir tavır takınarak
-Eyleme kahvaltı sözü verdim, diyerek babama yöneldim. 
-Babacım şey dicektim ben.
-Asel Hanım?

4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin