6. Bölüm - Kaç Basamaklı Merdiven (?)

114 4 0
                                    

Biraz sakinleşip nefesim düzene girdiğinde Uras’a fazla yakın olduğu fark ettim ve biraz kendimi geri çektim. Hala etraf karanlıktı ve odaya açılan bir kapı olmasına rağmen içeri hiç ışık sızmadığına göre hava kararmış olmalıydı:

- Uras?

- Evet, dedi sessiz konuşmaya çalışıyordu. Bende ona uyarak sesimi azalttım:

- Bu adamların kim olduğunu biliyor musun?

- Birinin yabancı olduğunu fark etmişsindir, öteki de kesin Türk, dedi ve devam etti:

- Emin olamıyorum ama Türk olanı sanırım barda gördüm ve sanırım beni bayıltan da oydu.

- Seni nerede bayılttılar Uras son gördüğümde Burak’ın yanındaydın

- Evet öyleydim sonra seni gözden kaybettim, bara gittim çevreye baktım sonra bana dikkatle bakan barmenin birine seni sordum. Önce tereddütle bana “buralarda birini bulmak zordur” dedi. Eee bende..

- Vurdun, dedim.

-Şey evet o tereddüt hoşuma gitmemişti. Ama neyse ki çok olay çıkmadı tek yumrukla adamın tereddütler yok oldu. Kırmızı koridorda sana benzer birini gördüğünü söyledi. Şimdi adamın tereddüdünü anlıyorum sanırım.

- Lavaboya gidiyordum, dedim.

- Evet, dedi sert bir sesle:

- Kırmızı koridorun başında “wc” yazısını görünce anlamış bulundum!

- Merdivenden düştüm, dedim sinirini yatıştırma umuduyla.

- Nasıl, dedi.

- Kırmızı koridordan geçtim “wc” tabelası aşağıyı gösteriyordu. İçimdeki kötü hisse rağmen merdivene adımımı attım ve kaydım.

- Lavabo kırmızı koridordaydı aptal merdiven yoktu orada

- Ne, hayır koridorun sonunda merdiven vardı ışıktan görmemişsin belli ki ama vardı, ben düştüm diyorum sana!

- Asel lavabo tam soldaydı koridorda köşeyi dönünce!

- Hayır Uras benimle dalga mı geçiyorsun sen ne gördüğümü biliyorum!

- Asel

- Hayır kes sesini!

Gözlerim acımaya başladı ve yine-yine-yine-yine gözlerimden yaş gelmeye başladı. Sakin kalmayı başarmak zaten yeterince zorken bir de burada benimle dalga geçiyordu. Geri zekalı, aptal, ben ne sanmıştım ki Uras’tı işte! Elimi tutup merhametle sarılınca huylarını unutmuştum bir an ve ona bende sarılmıştım. Ahh kendimden nefret ediyorum. Hayır bu salaktan nefret ediyorum!

-Asel

-Ne Var?

Ağlamama rağmen son derece hırçın ve sitemli çıkmıştı sesim.

-Merdivenden düştüysen

-Düştüysen değil seni geri zekalı düştüm! Sen kendini ne zannediyorsun bu iş senin bi şakan mı beni aciz mi..

-Asel dinle!

Sesi yüksek çıkmıştı ve kolumu sıkmıştı. Sinirlenmişti. Ve ben Uras’a sinirliyken yaklaşılmaması gerektiğini iyi biliyordum. Devam etti:

-Eğer merdivenden düştüysen bir yerlerinin acıması gerekmez miydi? Kaç basamaktan düştün Asel? Birkaç morarma en azından?

Beynim durdu. Hayır aslında beynim daha hızlı düşünmeye başlamıştı. Şok etkisi beyin damarlarımda sızlama yaratarak yayıldı. Hangi soruya cevap vereceğimi bilemez halde aklım hepsiyle birden uğraşmaya başladı. Uras devam etti:

-Bilincini kaybedecek kadar şiddetle bir merdivenden düşüyorsun -ki o merdiveni görmediğimi söylemiştim- yara aldıysan bana söyle ama hareketlerinden ve ya ilk uyanışında ki tepkini düşünecek olursak, sadece bilincini kaybederek hiç zarar görmeden bir merdivenden nasıl düştün Asel?

4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin