Sabah gözlerimi açtığımda Tahir üzerini giyiniyordu tüm eski arkadaşlar bugün bir lokantada buluşacaktık "günaydın" diye bağırdığımda arkasını dönüp alnımı öptü "günaydın ağrın var mı sevgilim" dediğinde yeterince büyümüş olan karnımı okşadım doğuma 1 hafta falan vardı Tahir işe gitmiyor sürekli benimle kalıyordu.
Asiye ablanın bir oğlu olmuştu adını ise 'Eğmen' koymuşlardı yeni doğmasına rağmen oldukça güzel bir bebekti.
Yavaşça Tahirin kolumdan tutması ile yataktan kalktım ve aynada ki görüntümü süzdüm. Aslında diğer hamilelerin aksine ben daha az kilo almıştım sadece karnım çıkmıştı.
Tahir arkamdan sarıldı ellerini karnıma yerleştirdi çenesini ise omzuma yerleştirdi "kızımız artık doğsa da birbirimize doya doya kavuşabilsek çok özledim" dediğinde gülümsedim.
Dolabın kapağını açıp üzerime mavi şifon elbisemi giydim.
Tahir ile el ele odadan çıkıp aşağı indik kahvaltı sofrasına oturduğumuzda Asiye ablalar da hazırlanmış kucağında Eğmen ile aşağı iniyorlardı.
Kahvaltımı yapmaya başladığımda Tahir tabağıma ne varsa dolduruyordu Mehmet Bey ise bizi gülerek izliyordu.
Televizyondan gelen ses ile hızla televizyona baktım bir magazin programında ki sunucu kadının söyledikleri ile gözlerim dolmuştu.
"Barutçuların ortanca kardeşi Çınar Barutçu dün akşam Yeşim Aras ile dünya evine girdi"
Tahir elini belime attığında gözümden bir damla yaş süzüldü sofrada ki bütün gözler bana dönünce gözümden düşen yaşı sildim ve yavaşça masadan kalkıp yukarı çıktım.
Odaya girdiğimde yatağa oturdum ve gözyaşlarımı serbest bıraktım çok geçmeden Tahir odaya girdiğinde hızla birbirimize sarıldık ama onu tamamen hissetmeme bebeğimiz engel oluyordu.
****Lokantaya geldiğimizde paytak adımlar ile arabadan indim Tahir yanıma gelip koluma girdi önümüzdem geçen iki kadın Tahiri süzdüğünde gözlerimi belerttim ve Tahire baktım.
Nereye baktığını algılayamasamda kadınlara bakmıyordu "sen artık beni sevmiyorsun" dedim paytak adımlarla yürümeye devam ederken dudaklarım büzülmüştü.
"O ne demek o" deyip kolumu tuttu ve beni durdurdu "ben şişkoyum beni sevmiyorsun işte" dediğimde yanağımdan bir damla yaş süzüldü belimden tutup kendisine iyice yaklaştırdı "istersen 100 kilo ol seni her zaman çok sevicem" dediğinde gülümsedim tam dudaklarıma yaklaşmıştı ki arkadan Burağın sesi geldi
"Aile var lan aile utanmıyor musunuz çocuğunuz olacak sizin" diye bağırdığında yanaklarım kızarmıştı Tahir bana bakıp güldü ve koluna girmemi sağladı birlikte lokantaya girdik.
****
"Ay hatırlıyor musunuz? Tahir Nefese bir gün boyunca istediği her şeyi yaptırmıştı en sonunda da pat diye öptürtmüştü kendini" Damlanın söyledikleri ile Tahire döndüm gözlerimiz kesiştiğinde kocaman gülümsedim."Ay asıl siz şeyi hatırlıyor musunuz yemekhanede bunlar birbirlerini sevdiğini söylemişti" Nazarın söyledikleriyle gözlerim dolmuştu. Çok güzel günlerdi. Tahir elini belime atıp kafamı göğsüne yasladı.
Karnıma giren büyük sancıyla büyük bir çığlık attım "ahh"diye bağırdığımda Tahir benden uzaklaştı "Nefes" dediğinde bir çığlık daha attım ve Tahirin elini sıktım "Tahir ahh geliyor" dediğimde gözlerini büyüttü.
"Dur geliyorsa şey yapalım napalim lan araba nerde? Ben arabayı buraya mi getireyim napayim ben hamile babalar napar?" Deyip ortalıkta dolanmaya başladı.
"Ahh Tahir ne diyorsun geliyor diyorum kızımız geliyor" dediğimde beni kucağına aldı ve lokantadan çıktı
"Lan Burak su anahtarı al aç kapıyı" deyip cebini gösterdi ben ise acı içinde kıvranıyordum. Burağın da eli ayağına dolaşmıştı.
"Lan alsana!" Tahir gür sesiyle bağırınca irkildim "ahhh" diye bir çığlık daha attığımda yanağımı öptü.
Ağlamaya başlamıştım korkuyordum. Ya sağlıkla gelemezse diye çok korkuyordum.
******
Hastaneye girdiğimizde Tahir ortalığı ayağa kaldırmıştı "lan sedye medye bişey getirin doğuruyoruz burada" diye bağırdığında gülmek istesem de karnıma giren sancılar çığlık atmama neden oluyordu "ahhh" diye bağırdığımda bir tekerlekli sandalyeye alınmıştım
Hızlı bir şekilde doğumhaneye girdiğimizde Tahir dışarıda kalmış Asiye abla benimle girmişti kendisi kadın doğum doktoruydu.
****"Nefes ablam ıkın hadi" dediğinde kendimi tamamen zorlayarak ıkındım "abla yok olmuyor kalsın o orada bırak ahhhh" diye bağırdığımda Asiye abla yüzünde ki terleri koluna sildi
"Hadi ablam biraz daha" dediğinde derin derin nefes alıp ıkındım "abla olmuyor bırak" diye bağırdığımda tekrar ıkındım canım çok yanıyordu Nefes alıp vermekte güçlük çekiyordum
"Ahhhh" diye son gücümle bağırıp ıkındığımda acım bir anda hafiflemişti. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken ağlama sesi geldiğinde gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı "abla geldi" dediğimde Asiye abla da ağlamaya başladı.
Bebeğimi bir havluya sarıp kucağıma verdi gözleri yeşildi ama yüz hatları Tahiri anımsatıyordu. Bebeğimin alnına bir öpücük bıraktım
"Hoşgeldin Annecim"
****Gözlerimi açtığımda Tahir yatağın yanında oturuyordu elini tutup sıktım "Tahir" diye fısıldadığımda bana bakıp gülümsedi "güzelim" dediğinde ben de gülümsedim "bebegimiz iyi mi?" Dediğimde alnıma büyük bir öpücük bıraktı "ikinizde çok iyisiniz getirirler birazdan" dediğinde gözümden bir damla yaş süzüldü.
"Tahir o kadar güzel ki minicik elleri var. Gözleri yesil ama yüz hatları tamamen sana benziyor" dediğimde gülümsedi "gördüm. Çok güzel senin gibi" deyip yanağıma bir öpücük bıraktı.
Odaya göz gezdirgimde pembe süsler her yeri sarmıştı herkes buradaydı biraz daha göz gezdirirken kapıda duran Toprak abimi ve arkasında ki barutçu ailesini gördüm abim bana yaklaştı yatakta oturur pozisyona geçtim yanıma oturup pembe bandanayi saçlarıma bağladı "abim özür dilerim" dediğinde hızla sarıldım göz yaşlarım yanaklarımdan süzülürken kapı açıldı içeri kızımız ve hemşire girdiğinde gözyaşlarım ile gülümsedim.
Hemşire "odada sadece anne ve baba kalsın lütfen" dediğinde herkes gitmişti yavaşça bebeğimi kucağıma aldım Tahir de bende onu izliyorduk hemşire odadan çıktığında ikimiz de birbirimize baktık sonra bebeğimize baktik
"Hoşgeldin Nehir Kaleli" diye fısıldadığımda Tahir önce Nehirin sonra benim alnıma büyük öpücükler bıraktı ve gözlerinde ki yaşlar ile gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVANTA {NEFTAH}
Teen Fictionbirbirinden nefret eden iki grup aşk kavga ve tutukunun içinde bulunduğu bir neftah hikayesi