8.Bölüm

27 5 5
                                    

Sabah "pazartesi sendromuna" girmeden kalkıp dün akşam ütülediğim lekosumu ve pantolonumu giyip saçımı da güzelce bir tarayıp kapıyı kitleyip çıktım.

Aşağı indiğimde bina kapısını açtığımda gördüğüm kişi Mert'ten başka biri değildi.

"Ayhh" diyip damağımı kaldırdım
"Korkuttum mu özür dilerim" dedi
"Yok dalmışım günaydın" dedim yanağına öpücük kondurarak.
"Günaydın hadi gidelim" dedi

Birlikte yolda sessizce yürürken yine o marketin önünde durdu.
"Bir daha sabah çikolatasına ne dersin?"
"Olur derim"
Markete girip 8 tane Karam aldı.
"8 tanesini de biz yemicez dimi?"
"Yok bizimkilere de aldım"

Çok düşünceli biriydi benim düşünmediğimi o düşündü. Benim düşüncesiz olduğumu göstermiyordu. Sadece sabahın verdiği bir sarhoşluktu. Gün geçtikçe onu tanıyordum ve mükemmel yanları olduğuna bir kez daha şahit oldum.

Kasaya gidip parasını ödeyip marketten çıktık.
"Çok düşüncelisin"
"Senin kadar olamasakta"
"Ne benim kadar olmasa da benim düşünmediğimi sen düşündün"
"Olsun sabah hali normalde olsa düşüneceğine eminim"
Haklıydı beni nasıl da tanıyordu.

O zaman elimde birşeyler hissettim. Elime baktığımda elimi tuttuğunu farkettim. Yüzüne bakıp tebessüm ettim.
***
Okula el ele girince tüm bakışları üzerimde hissediyordum. Birden karpuz Sema önümüzü kesti.
"Selam Mert naber"
Mert ciddi bir şekilde kaşları çatmıştı.
"İyiyim önünüzden çekilirken daha da iyi olacağım"
"Sınıfa mı?"
"Evet izin verirsen sevgilimle sınıfa giricez"

Sevgilimle kelimesini bastırarak söylemişti. Kızın ona yanaştığını farkındaydı. O kadar aptal bir insan değil.

"Sevgilin mi? Kim? Miray mı?" Diyip kahkaha atmaya başladı.
"Evet nolmuş"
"Ay Mert ya ne alem çocuksun benim gibi biri varken Miray gibi bir kızı mı seçiyorsun"

Tam olaya dahil olacaktım ki Mert buna engel oldu.
"Senin gibi bir kızla çıkabileceğimi mı düşünüyorsun Miray gibi biri dururken?"
Ben en sonunda fırsat bulup
"Bana bak kaşar seni ince ince doğrarım adam gibi dur sevgilime yanaştığını görmeyeceğim yoksa sonun fena olur" diyip Sema'yı omzundan ittirerek Mert'i çekiştirerek sınıfa girdik.

Bizimkilerin
"Oooo..." nidaları tüm okulu inletiyordu.
"Hoşgeldiniz çifte kumrular" dedi Hakan.
"Eyvallah kardeşim" dedi tebessüm ederek.

Hoca sınıfa girince sınıfı sessizlik kapladı. Yine hoca test çözmek için bırakmıştı bize galiba 2 hafta sonra ki sınava kadar böyle geçicek derslerimiz.
*******

Çıkışta stres atmak için yine her zamanki takıldığımız cafeye gittik. Büyük bir boş masa bulup oturduk. Garson siparişleri almak için yanımıza geldi. Hepimizde kahve istedik.

"Lan varya sınava resmen 2 hafta kaldı heyecandan cenazem kalkıcak" dedi Berk
"Aynen ya offffff inşallah hepimiz kazanırız" dedim
"İnşallah" dediler tek tek.

O sırada zaten garson siparişlermizi getirmişti. Kahveleri hepimizin önüne koyup gitti. Berk'in esprileri Hakan'ın Berk'i sinir etmek için gıcık gıcık konuşmaları bizim cafeyi yıkacak derece de kahkaha atmamıza neden olmuştu.

Mert beni koluyla kavramış bir şekilde oturuyorduk.
"Canım ben lavaboya gidip geliyorum"
"Tamam canım" diyip geçmeme izin verip lavaboya yöneldim.

Solda bayanlar sağda erkekler tuvaleti vardı. Tam sola dönücektim ki biri kolumdan tutup kendine çevirdi.
"Furkan?"

Furkan'la aynı sınıftaydık ortaokulda. Liseye geçince normal olarak ayrıldık. Sonra benim okulumu bir şekilde bulup aynı okula nakil aldırmıştı. Aynı sınıfa düşmeyince sınıfını değiştirip bizim sınıfa geldi. İlla benim yanımda yakınımda olacaktı. Tabii ailesi de bana karşı zaafı olduğundan ötürü okul ve sınıf değişikliği yaptırdığını öğrenince okuldan almışlardı.

"Miray nasılsın?"
"İyiyim Furkan sen?"
"Sensiz kötüyüm Miray"
"Furkan haddini aşma istersen içeride sevgilim var"
"Banane umrumda mı sana hâlâ deli gibi aşığım"
"Furkan içeri de sevgilim var diyorum bunları duysa seni öldürene kadar döver "
"Umrumda mı he umrumda mı sanıyorsun? Sana hâlâ eskisi gibi delicesine aşığım"

"Ne!"
Diye ses geldi arkamdan. Arkama dönüp baktığımda Mert'in olduğunu gördüm.
"Sen ne dedin? Bir daha söyle"
"Miray'a aşığım"
Furkan öyle söyleyince Mert kırmızı görmüş boğaya döndü. Bir tane yumruk geçirdi suratına.

Yakasını kavrayarak cafe alanına çıkardı.
"Sen kimsin lan şerefsiz benim sevgilime sana aşığım diyebiliyorsun" diye bir yumruk daha attı. Ben o şok halinde ayırmaya çalışıyorum. Cafe görevlileri de olaya dahil olup onları zor da olsa ayırdılar.

Furkan'ı dışarı çıkarıp biz de masaya geri döndük.
"Tamam canım sakin ol lütfen"
"Miray nasıl sakın olayım ya o konuşmaları duymadın mı eğer senin geç kaldığını anlamasaydım oraya gelmeseydim Allah bilir daha neler söyleyecekti neler yapacaktı"

"Tamam canım biliyorum sıkma canını sakinleş" dedim
Hafiften sakinleşir gibi olunca
"Kalkalım mı?" Dedi
"Tamam" dedim.
O Furkan tüm keyfimizi bozmuştu. Yolda elini tuttum sinirden eli buz kesmişti.
****
Mahalleye geldiğimizde
"Takma kafana tamammı?" Diyip yanağına öpücük kondurdum.
"Tamam seni seviyorum" diyip ayrıldık.

Eve çıktığımda ablam kapı da imalı bir bakışla bana bakıyordu.
"Noldu abla" dedim.
"Öpücükler falan ilerlettiniz bakıyorum"
"Ne.. Ne öpücüğü ya"
"Gördüm camdan öptüğünü"
"Yanağından" dedim kapıyı kapatarak.
"Naptınız cafede"
"Küçük bir tatsızlık oldu o kadar"
"Ne tatsızlığı?"
Herşeyi baştan aşağı anlattım. Furkan'ı biliyordu zaten. Mert'in tavırlarını falan hepsini anlattım.

"Bu çocuk seni harbi seviyor"
"Bendee" dedim utangaç bir tavırla.

~İlk Aşk~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin