11.Bölüm

11 2 0
                                    

Pazartesi sabahı yine uyandım. İki günün yorgunluğunu hâlâ hissediyordum. Sınav başımı baya ağrıtmıştı.

Formalarımı giyip kahvaltımı yaptım. Saçlarımı da güzelce tarayıp evden çıktım. Hâlâ uykum vardı. Uyur gezer gibi dolaşıcam okulda, öyle görünüyor.

Binanın kapısını açtığımda karşımda gördüğüm kişi Mert'ten başka birisi değildi.
"Günaydın canım" dedim
"Günaydın da bu ne hâl sarhoş gibisin" dedi gülerek
"Hâlâ uykum var"
"Ben senin uykunu açarım" dedi elimi tutup yola koyulduk.

Yürürken yine
"Sen hâlâ uyuyorsun"
"Uyurgezerim ben" dedim uykulu bir ses tonuyla
"Yerim ya" dedi elini omzumu  kavradı.
***
Okula girdiğimizde Rüzgar ve Sema'nın birlikte samimice konuştuklarını ve gülüştüklerini gördüm. İki mal birbirini bulmuş gibi gözüküyordu. Onları es geçerek sınıfa girdik.

Bizimkilere selam çakıp yerimize oturduk.
"Bugün hiçbir hocayı çekesim yok" dedim. Hepsi beni destekleyerek
"Aynen" dediler.

Mert arka da boş olan sıraya bakarak
"Aslına bakarsan benim de yok" dedi
Kısa bir sessizlikten sonra
"Gelsene" dedi ayaklanıp arka sıraya geçti. Bende peşinden gidip yanına oturdum.

"Anlamadım ben şimdi?"
"Burda birlikte uyuyacağız"
"Yok deve"
"Hemen yanlış anlama sadece yan yana"
"Ee hocalar?"
"Bizimkilere söyleriz hastayız diye bişey demezler"
"Olur" dedim.

Mert yerinden kalkıp bizimkilerin yanına gitti. Geri geldiğinde zil çalmıştı. O sol kolunu çapraz bir şekilde sıranın üstüne koydu bende sağ kolumu çapraz bir şekilde sıranın üstüne koydum. Yani şöyle ki kalp şeklini almıştı.

Birbirimize dönük bir şekilde yattık ama beni uyku tutmadı nedense o sabah ki uykudan eser kalmamıştı. Onu izlemek daha iyiydi uyumaktan.
**

Son derse uyuyarak bazen uyanık bir şekilde gelmiştik bile. Son ders civciv Şerife hoca'ylaydı.
"Çocuklar sınavınız geçti aranızda halen stresini atmayan arkadaşlarınız var. Bu yüzden yarına piknik düzenledik. Gelmek isteyen sabah yine aynı saatte okulun önüne gelsin araba kalkıcak" dedi.

Bizde tabii sıradan kafamızı kaldırıp civciv Şerife'yi can kulağıyla dinlemeye başladık. Gezi olunca uykumu bile bölerim be.

Berk hocadan izin alarak
"Hocam yemek getiricez dimi?"
"Tabii ki de pikniğe gidiyoruz sonuçta"
"Sizin için bişey getirelim mı?"
"Yok sağol evladım"
"Getirelim hocam mesela patates salatası falan"
"Yok dedim ya evladım" diyip o civciv sesiyle ders anlatmaya devam etti.
***

Zil çaldığında çantamızı uykulu bir halde toplayıp okuldan çıktık. Ayrılacağımız sıra
"Cafe'ye mi gitsek?" dedi Atakan
"Yok ya ben yemek yapcam yarına"
"Oooo Miray hanım siz mutfağa girer miydiniz?"
"Yani annem her ne kadar bana iş yaptırmasa da ben annem gelene kadar yapıcam" dedim.
"Valla ben yapmicam anneme yaptıracam" dedi Hakan.
"Sen annene güven ben gideyim kızlar siz geliyor musunuz?"

Kızlar benimle gelince öbürleri de gelmek zorunda kaldılar tabii.
***

Mahallenin başında Mert'le ayrılıp evlerimize dağıldık. Eve girer girmez üstümü çıkarıp elimi yüzümü yıkadım. Hemen mutfağa geçip sarma için harç hazırladım.

Harcı bir kaba koyup dolapta haşlanmış yaprakları tepsiye koyup salonda ki masaya oturdum. Özenli bir şekilde yaprakları sarmaya başladım.

Yarım saat kadar sardıktan sonra sarma tenceresini ocağa koyup pişmesini bekledim. O ara zile basıldı. Kapıyı açtığımda ablama
"Hoşgeldin" dedim
"Hoşbuldum da sarma kokuyor ev"
"Evet sarma var çünkü"
"Ne alaka?"
"Yarın piknik var o yüzden"
"Bize yok mu?"
"Eve bırakırım canım"
"He iyi bari"

Ablamın yanından gidip odama gittim. Telefonumu alıp Mert'e mesaj attım.

Miray: Sana sarma sardım 🤗

Mert: Gerçekten mı?

Miray: Vallaa

Mert: Vay be o eller benim için yorulmuş o elleri öperim ben❤

Miray: Yaa❤

Mert: ❤

Selammm🌸 Nasılsınız inşallah iyisinizdir 🌸 Bu günlerde çok bölüm atamayacağım🌸 Performanslar beni bitiriyor 🌸 Bu yüzden pek zaman ayıramayacağım🌸 Neyse siz şey yapın 🌸 Okuyun🌸 Hadi iyi okumalaaarrrrr❤🌸

~İlk Aşk~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin