Bölüm-3

56.5K 2.7K 397
                                    

Boş salona girdiğimizde herkes birbirine bakıyordu. Yüzlerindeki tedirginlik beni fazlasıyla geriyordu. Parmaklarımla oynuyordum ve etrafı seyrediyordum ki, Bruce tam tepemizdeki balkona çıktığı an herkes bir anda sustu. O heybetli duruşuyla balkonun demirine elini koyarken aşağıya doğru şöyle bir bakındı. Biz oradan nasıl görünüyorduk bir fikrim yoktu ama, o kesinlikle bir ruh emici gibi görünüyordu...

" Şimdi herkes odalarına gidecek. Sizlere numaralar verildi. Odalarınıza gidip parmak izlerinizi verdikten sonra askerler eşliğinde duş kabinlerine götürüleceksiniz. Buradaki kurallara uymak zorundasınız. Yoksa sonuçlarına katlanırsınız. Zaten her odanın kapısında, uymanız gereken kurallar asılı. Bu kurallara tek tek değinmeyeceğim çünkü hata yapmanız asla umurumda değil. Ölmek isteyen, kuralları çiğnesin. Çünkü burada bileklerinizi kesecek jilet ya da ağzınızdan köpükler getirecek tonlarca ilaç bulamazsınız. Yinede üzerinde durmak isterim ki; itiraz ederseniz, ölürsünüz..." dedi kendinden emin bir şekilde. Kısık bakışları ile melezleri süzüyor, korku havası vermeye çalışıyordu fakat ben yerimde duramıyordum. Nasıl olur da herkes bu kadar sakin kalırdı aklım almıyordu! Zaten bu yüzden buradaydık, sessiz kaldığımız için! Neredeyse yüz kişiydik, hepimizin isyanı onları bastırabilirdi! Belkide öncü olmaya korkuyorlardı. Peki ya ben? Melezlerden daha mı cesurdum?

" Yapabileceğin en etkili konuşma bu mu yani? Odalarınızda kurallar asılı... Nesin sen, çılgın lisenin okul müdürü mü? Tipin kurtarmıyor yanlış seçim. Bunları söyleyebilmen için, kel ve göbekli olman gerekiyor. Yani Bruce, itirazım var!  " dediğimde sesim binada yankılanmış bütün melezlerin hedef noktası olmuştum. Üstelik bunu  büyük bir ciddiyetle söylemiştim. Üzerimde bu kadar çok göze alışık değildim ve bir an duraksadım. Bedenimi soğuk bir rüzgar sarmıştı, tüylerim diken diken oldu. Kimseden çıt çıkmıyordu. Etraf şimdi sus pus olmuştu. O sırada Bruce'un işaret ettiği birisi hızla merdivenlerden indi ve etrafımdaki melezler büyük bir korku ile kenara çekildi. İri yapılı bir adam bana doğru yaklaştı ve ben şaşkındım. Aniden kolumu kavrayıp beni kendine çekti. Onun bu hareketi düşmeme sebep olurken beni sürüklemeye başladı. Bir an olsun suratıma bakmıyor, ciddi ve hızlı bir şekilde yürümeye devam ediyordu. Bunu neden yaptığını anlayamamıştım üstelik tırnaklarını koluma geçirdiğini de söyleyebilirim. Merdivenlerden çıkarken ayağımı basamakta burkmuştum ve ufak bir inlemeyle irkildim. Yaşadığım acı tüm vücuduma yayılırken o hala beni sürüklemeye devam ediyordu. Çok geçmeden merdivenleri bitirmiştik. Korku dolu gözlerle etrafa bakarken, Bruce'un yanına çıkardı ve önüne doğru attı. Kolumun üzerine düşmüştüm ve sürtünmenin etkisiyle sızlayan kolumun derisinin yüzüldüğünü hissettim. Sağ yumruğumu sıkarak çığlık attım ve yavaşça doğruldum. 

" Yavaş olsana biraz! " diye bağırdım ve öfke içinde suratına bakmaya başladım. Bakışlarımın sertliğini hissedebiliyordum ve vampir duruşundan hiç ödün vermeyerek ellerini arkada birleştirdi. Daha sonra da Bruce'un emri ile balkonu terk etti. Elimi ayağıma atarak basamağa çarptığım yeri yokladım ve şiştiğini hissettim. Dişlerimi sıkıyordum. O sırada Bruce hızla bana yaklaştı. İrileşen gözlerini üzerime dikmişti. Yavaşça eğildi ve sağ eliyle saçımı kavrayıp beni ayağa kaldırdı. Adeta saçlarımı yolmuştu. Ona çok yakındım, hatta soğuk nefesini dudaklarımda hissedebilecek kadar. Yani çenesine çok güzel bir yumruk geçirebilirdim

" Sana sadece iki kelime edebileceğini söylemiştim. Benimle dalga geçebileceğini de kim söyledi? Alt yazı mı geçtiler? Komik olduğunu mu sanıyorsun? İğrenç bir şaka gibisin evet o doğru. " deyip saçımı daha sert bir şekilde çekti. Konuşurken kelimelere baskı uyguluyordu ve yüz hatları gerilmişti. Kaşlarını çatmış, çenesini hafif yukarıya kaldırmıştı.  Tebessümü kabul etmeyen dudakları konuşurken soğuk havayı yüzüme üfledi ve üzerimde bir titreme oluştu. Aşağıdaki herkes bize bakıyordu. Ünlü mü olmuştum?

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin