3.bölüm ( Yabancı )

36 6 6
                                    

Thebes' e doğru yol alan kervan çölde ilerlerken,kervanın gözcülerinden biri ihtiyarın yanına yaklaşarak kömür karası gözlerini Rafiel'in üzerinde tutarak
" Gezgin" diye seslendi, yaşlı adam üzerinde dolaşan karanlık gözlere bakarken,gözcü tekrar konuşmaya başladı.
" Komutan seni çağırıyor "yaşlı adam bu komuta olumlu bir baş işaretiyle cevap verdi,hiç konuşmadan ilerledi, gözcünün arkasından.
İyi bir savaşçı olduğu belli olan adam gülümseyerek karşıladı, kervanın önüne doğru ilerleyen konuğunu.
" Selam gezgin ,kervan birazdan duracak dinlenmemiz gerek,Thebes'e iki günlük yolumuz var, bu gece burada konaklayacağız.Sana söz verdiğim gibi Thebes'e ulaştıracağım,sadece merak ediyorum , atalarımla ilgili bu kadar hikayeyi nerden öğrendin ?"
Gülümsedi ,ihtiyar.
"Benim atalarımdan " diyerek, kısa ve öz cevapladı.Kervanın durmasıyla bir, herkes de telaşlı koşuşturma başladı, kervandakiler geceyi geçireceği bu ıssız çölde gecelerin ne kadar soğuk olduğunu biliyordu .
Gözcülerden biri yaklaşarak komutana konaklayacakları yerin hazır olduğunu bildirdiğinde komutan Morigal hala ihtiyarın bu gizemli cevabını kafasında tartıyordu.
Yanında hiç yokmuş gibi oturan adama dönerek
" Bilge ihtiyar; fazla konuşmayı sevmiyorsun farkındayım,ama içimdeki merakıda yenemiyorum bir türlü"diye konuşmaya devam ederken elinde tuttuğu ekmek ve bir kaç meyveyi ihtiyar adama uzattı.
" Al bunları belki azığın gideceğin yere kadar yetmeyebilir " diyerek elinde tuttuğu yiyecekleri ihtiyarın önüne bıraktı.
" Atalarım mısır'a sürgün edildikten sonra Amon ra tapınağında çalışmaya başlamışlar,iri cüsseleri sayesinde bu yabancılar tapınağı ziyarete gelen o zamanın kralının da dikkatini çekince tapınağın yapımı bittikten sonra saraya çağrılmışlar derken para karşılığında asker olarak sarayda kalmaya başlamışlar, gün geçtikçe yabancısı oldukları bu topraklarda yerleşip buralara alışmışlar ailedeki erkekler asker kadınlarsa yemek işleriyle uğraşıyorlar.Benim kaderim de o zaman çizilmiş işte şimdi de Amonkahe 'ye hizmet ediyoruz.Tahmin edeceğin gibi  mısırlı değiliz."
"Biliyorum " diye oturduğu yerde bağdaş kuran ihtiyara daha meraklı gözlerle bakan komutan söze girmedi sessizce ihtiyardan gelecek konuşmayı bekledi.
" Evlat ilk bakış da belli oluyor mısırlı  olmadığın sende benim gibi sümerlisin değilmi?"
Bu soru karşısında afallayan komutan
" Sende mi sürgün edildin ? " diye merakına yenik düşerek ihtiyara biraz daha yaklaştı.
" Ben sürgün edilmedim evlat sadece gezginim, şifacılık yapıyorum bu meslek de benim ata mesleğim tıpkı seninkisi gibi " diyerek gülümsedi.
" Bir şifacı mı ?" diye afallayan adama gülümsedi, ihtiyar
" Evet bir şifacı,mısır benim için yeni şeyler öğrenmenin belkide son durağıdır,en son buralara yirmi yıl önce gelmiştim.Burada bir eş ve bir çocuk bıraktım eğer hala bekliyorlarsa" diyerek dalgınca elindeki çöple kumu eşeledi.
Komutan ihtiyardan duyduklarıyla iyice afallamıştı birazda haddinden fazla meraklanmıştı.
" Neden eşini ve çocuğunu bu ıssız topraklarda bıraktın ihtiyar? Sende biliyorsun buralar tekin yerler değildir."
İhtiyar derin bir uykudan uyanırmışcasına komutana dikti bakışlarını
" Kader ve kısmet döngüsü evlat, herkes bu dünyada nasibine düşen neyse onu yaşar"
Komutan bu esrarengiz yabancıya hayran hayran baktı.
" Eğer istersen saraya gidelim,sana orada kalacak yer ayarlayayım o arada da karın ve çocuğunu da araştırırız " dedi.Bu dediklerine kendi bile şaşırmıştı.İhtiyar adam gülümseyerek
" Evlat geç oldu uyuyalım, sabah ola hayrola "
Komutan ihtiyarı bir baş işaretiyle onayladıktan sonra gece nöbeti tutacak askerleri belirlemek için uzaklaştı.

Not: kitabı okuyan gizemli okuyucularım en azından beğendiyseniz yıldızlayın bizlerde acizane bu yazdıklarımızın hosunuza gittiğini bilelim değilmi ama 😉

Sürgün 2 ( YENIDEN DOĞUŞ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin