9.bölüm

13 2 11
                                    

Dört nala çölün kumlarını eze eze geçen atlılar,rüzgarı önlerine katmış kovalar gibi at sırtında ilerlerken Rafiel  usta eliyle titreştirdiği taşlarla Ninbah’a çoktan ulaşan haber frekans ağını kurmuştu.
Sarayın penceresinden Amarna kum tepelerini izleyen Samues tepenin ardındaki kızıllığı izlerken bir şeylerin ters gittiğinden şüphelenerek  komutan Adenus’a askerlerle yola çıkma emrini vermişti.
Ninbah Samues’ in çoktan hazırlık yaptığını görünce gülümsedi.
“ Samues ışık çemberi ağının frekanslarıyla çabuk iletişime geçiyorsun bu büyük başarı” diyerek ilerideki  gökyüzüne yayılan kızıl bulutları gösterdi.
“ Rafiel taşlara ulaşmış ama oğlu ölüler şehrinde esir “
  Amarna’dan  askerler ölüler şehrine doğru yola çıktıkları sırada Thebes'e de  haber çoktan ulaşmış ,yardımcı birlik yola çıkmıştı.
Morigali etkisine alan enerji ile iletişime geçmek için kesedeki kızıl taşları çıkartıp bakır tel ile bağladı.
“ Estahrihatu nadehgha gerufdeahy nigkaskotahtu estahtihatu” diyerek taşlardan çıkan dumanı komutanın etrafında gezdirirken uzakta  eski barakadan mumyalanmış bedenin yarısı çürümüş elinde tuttuğu kandilden dumanlar çıkararak kendisine yaklaşan ölüler diyarı bekçisi ile karşı karşıya geldi.
Kendisini gören yaratık kahkahalarla karışık böğürtü şeklinde çıkardığı sesle konuşmaya başladı.
“ Es-ki dos-tum Ra-fi-el en son yer al-tın-da pa-zar-lı- ğa  otur-muştuk ,şim-di-de bu-ra-da” diyerek igrenç bir şekilde kahkaha attı.
Rafiel cehennem kapısı dedikleri  yer altı geçit kapısının bekçisi Ahendirusa ‘ ya  taşları tuttuğu elini kaldırarak
“ Bunların kokusuna geldin Ahendirusa “dedi.
“ Nibirunun güçlü radyoaktif taşları bunlarla bütün hanedan ölülerini yüzyıllık uykularından uyandırabilirsin,ama şunu sakın o çürümüş beyninden çıkarma Sthet’in  soysuzları ile anlaşırsan o çürümüş beyninle bir bütününü küle çeviririm ,Asetin intikam yeminini de unutma, küllerinden yeniden doğurur sana hesabını ödetir” diyerek elindeki taşlar karşılığında kandili alıp komutanın üzerinde gezdirdi.
Morigal kandil'deki dumanın etrafını  sarması ile kaybettiği bilincini tekrardan kazanırken iki şehirden de yola çıkan kalabalık grup ölüler diyarına ulaşmıştı.

Kahin atından ineceği sırada  delici karagözlerle karşılaştığında yoğun bir enerjinin etrafı sardığını farketmişti.
Gülümseyerek kraliçeyi düşündü,her şey beklediklerinden daha kolay gerçekleşmiş aradıkları kendi ayakları ile gelmişlerdi.
Yularından tuttuğu hayvanı  yanında bekleyen askere uzattı .
Şifacıya dönerek başıyla bir selam verip komutana yöneldi.
“Beklediğimiz taşlar nerede komutan “ diyerek huzursuzca etrafına bakındı.
Şifacı Samues’i görünce hızla yanına ilerleyip sıkı sıkı kucaklayarak
“ Evlat seni tekrardan görebilmek güzel bir duygu “ diyerek genç adamın omzuna sevgiyle elini koydu.
Kahin şifacıyla Samues’i yan yana gördüğünde aklındaki planı devreye sokarak öne doğru ilerledi.
Amarnanın dost  kralını Mısır topraklarında görmekten kralımız onur duyacaktır.
“En iyi komutanlarımızdan birinin hayatını kurtardınız sizi saray’da ağırlamak bizim için onurdur” diyerek  iki adama yaklaşıp sessizce fısıldadı.
“ Etrafta fazla casus var,benimle birlikte saraya gelin kraliçe sizi bekliyor “ diyerek atına yöneldi.
Kervanla birlikte yola çıkan askerler,yabancı konuklarla birlikte nasıl bir kadere doğru yol aldıklarını bilmeden mısırın esrarengiz çöl kumlarını ezerek gecenin karanlığına doğru yol alırlarken

Sarayda hummalı bir hazırlık başlamıştı,büyücü ile birlikte oturdukları yemek salonunda önündeki devekuşu etini didikleyen kral etinden bir lokma alarak muhatabına gözlerini dikerek tısladı.
“ Bu zehrin işe yarayacağını söylemiştin thedoros ,bir dahaki denemede yine işe yaramazsa kellen nil’in derinliklerinde yerini bulur” diyerek elindeki lokmayı ağzına götürdü.
“ Yemekten sonra beraber kralicenin ziyaretine gidiyoruz “ diyerek önündeki üzüm salkımını konuğuna uzattı.
“ Bunlar thebesin en güzel meyvesi “ diyerek yudumladığı şarabı gösterdi.
“ Bu elindekide en güzel içeceği”
Kral yarım yamalak sözlerini tamamlamaya çalışırken sabahtan bu yana içtiği şarap damarlarında uyuşturucu etkisini göstermeye başlamıştı.

Kraliçe iksirin sayesinde eski sağlığına kavuşmuş kendini hiç hissetmediği kadar dinç hissediyordu.
Ninu kraliçenin sarayına yakin bir bölüme yerleşmiş emrine üç köle kız verilmişti.
“Opelisha “ dedi yanındaki sevimli köle kıza
“ Sen ne kadardır bu saraydasın ?”
Opelisha  ürkekçe hanımının saçlarını tararken  mırıldanır gibi cevapladı soruyu
“ Dokuz yaşında getirildim efendim “
“ Ne yani sen ailenden dokuz yaşında koparılıp saraya mı satıldın ?” diyerek yerinden doğruldu.
“ Fakat bu canilik se-sen ahhh yaa “ diyerek genç köleye sarılıp hıçkırıklara boğulurken, köle şaşırmış bir halde efendisine bakıyordu
“ Efendim lütfen benim yüzümden üzülmeyin ben alıştım “ diyerek sayıklıyordu.
Ninu genç kızın omuzlarından tutarak
“ Sana söz veriyorum Opelisha bir gün ailene kavuşacaksın “ dedi ve hızla odasından kraliçenin bulunduğu bölüme koşturmaya başladığında gözünden yağmur gibi akan gözyaşları nedeni ile önünü bile görmekte zorluk çekiyordu. Geldiği yere göre gösterişli sarayın bu bölümü oldukça aydınlık ve genişti.
Genç kız koridorlardan köşeye dönerken birdenbire iri bir gövdeyle çarpışıp yere yuvarlanacağı anda iri siyah gözlerle karşı karşıya geldi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 10, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sürgün 2 ( YENIDEN DOĞUŞ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin