Bölüm 2

33 2 1
                                    

Rima sıçrayarak uykusundan uyandı. Kan ter içinde kalmıştı. Sağına soluna bakındı, odasındaydı. "Sadece rüyaydı " dedi kendi kendine içini rahatlatmak istercesine. Baş ucundaki çalar saate baktı. Saat sabahın beş buçuğuydu. En son ne zaman çalar saatin sesiyle uyandığını hatırlamıyordu. Anlaşılan çok uzun zaman olmuştu. Yatağına uzanıp, tekrar uyumaya çalıştı ama uyuyamıyordu. Yatağında doğrulup, kalktı.
  Banyoya gidip elini yüzünü yıkadıktan sonra pijamalarını çıkarıp, yerine eşofmanlarını giyindi. Odanın köşesinde bulunan boy aynasından kendisine baktı. Dağınık saçlarını toplayıp, at kuyruğu yaptı. Telefonunu ve kulaklığını aldı. Şimdi dışarıya çıkabilirdi. Tekrar saate baktı sadece yarım saat geçmişti. Kulaklığını takarak evden çıktı.
Evinin yakınında ki parkta biraz koşmak istiyordu. Güneş çıkmış , hava aydınlanmıştı. Sokaklarda birkaç kişiden başka kimseler yoktu. Koşmaya başladı ve parka geldi. Günün diğer saatlerinde çok kalabalık ve gürültülü olan park, şuanda sessiz ve sakindi.
  Bu sessizlik Rima'nın hoşuna gitmişti. Bir süre koştuktan sonra dinlenmek için biraz durdu ve gözü salıncaklara ilişdi. Rima salıncaklara bakarken yanından koşarak genç bir adam geçti. Ama Rima bunun farkında bile değildi. Gözlerini salıncaklara dikmiş, onlara doğru yürüyordu. Salıncakların birine oturdu. Uzaklara bakıyordu. Kulaklığı kulağından çıkarttı, başı ağrıyordu. Başı ağrıdığı zamanlarda gözlerini zorla açabiliyordu.
Kısa bir süreliğine gözlerini kapattı. O sırada;

-Merhaba, dedi birisi. Rima gözlerini açtı hemen yan tarafında boş olduğunu sandığı salıncağa baktı. Salıncakta, siyah eşofman giyinmiş genç bir adam kendisine bakıyordu. Rima istemsizce "merhaba " dedi ve tekrar önüne döndü. Genç adam;

-Az önce koşarken sizi gördüm ve merhaba demek istedim, dedi.
  Rima, genç adamın söylediklerini duymuyormuş gibi hiç cevap vermedi. Genç adam söylediği sözlerin havada asılı kaldığını anlamış olacak ki tekrar söze başladı.

-Siz mahallelinin bahsettiği tuhaf bayan olmalısınız, dedi. Söze yanlış bir şekilde başladığını fark ederek.
Rima, genç adamın söylediği sözleri duyunca biraz şok olmuş bir tavırla; 'tuhaf bayan ? ' dedi genç adama dönerek.

-Evet , şey. Buraya yeni taşındım mahalleli konuşurken duymuştum. Böyle dediğim için üzgünüm biraz patavatsız davrandım sanırım, dedi genç adam.

-Hayır, nasıl tuhaf bayan oluyorum? Yani neden böyle diyorlarmış biliyor musunuz? Dedi Rima kızarak.

-Söylemeli miyim? Dedi genç adam Rima'nın kızdığını fark ederek .

-Lütfen, dedi Rima. Mahallelinin neden böyle dediğini merak ediyordu. "Yoksa !" diye düşünüyordu ki genç adamın tekrar konuşması ile Rima'nın düşünceleri bölünmüştü.

-Şöyle ki, dedi genç adam tam o sırada Rima'nın telefonu çaldı.

-Pardon, diyerek telefonu açtı.

-Merhaba, Rima Akgün ile mi görüşüyorum? Dedi telefondaki kadın.

-Evet, siz kimsiniz?

-Ben Yaşam Hastanesi, Psikiyatri Polikliniğinden arıyorum.

Bugün Dr. Hakan Gündüz ile olan randevunuzu hatırlatmak için aramıştım.

-Anladım, teşekkürler aradığınız için.

-Rica ederim, iyi günler. Diyerek telefonu kapattı. Rima telefonun saatine baktı, saat 07.30 idi.

Randevusuna sadece yarım saat vardı. Aceleyle telefonu cebine koyarak genç adama döndü;

-Üzgünüm, gitmem gerek, diyerek genç adama söz hakkı bile bırakmadan oradan uzaklaştı.

                               ***

Ben, Kendim ve OHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin