AMANDA BLACK

4 1 0
                                    

Bu gece yine aynı şey oldu.
Dolunay geceleri niye sürekli acı çekerek yere düşüyorum hemde bu tam 00.00 da oluyor.
Öyle büyük acılar çekiyorum ki çığlıklar atıyorum.
Annem yok babam da yok ben zaten 19 yaşında bi genç kızım ama çektiğim şeyler hiç normal değil. 
Ya her dolunay gecesi acı içerisinde yerlere düşmek ve çığlıklar atmak nedir?
Kemiklerim kırılıyor vücudum alev alıyor resmen.
Ama sabahları hiç birşey olmamış gibi dinç bi şekilde kalkıyorum. Herneyse ya.

Üniversite tercihlerim için telefonu aldım elime.
Gözlerim doldu inanmıyorum beni BLACK üniversitesine kabul etmişler.
Çok mutluyum sevinçten çığlık atacak haldeyim ve şuan çılgınca dans ediyorum.
Huhu ben BLACK üniversitesine gidiyorum.
"Abla" sesin geldiği tarafa döndüm.

"Prensesim sen uyandın mı?" Dedim küçük kardeşime evet kardeşim, ben bu hikaye de tek değilim. O benim kardeşim ama ne yazık ki öz değil gerçi bende kimin kızıyım bilmiyorum.
Ben yetimhane de büyüdüm. Çok cezalar alırdım disiplin tutanak vb. Ama işe yaramadı.

Mia ile de orda tanışmıştık. Kapının önüne ekmek sepetine koymuşlardı.
Hava çok soğuktu.
Daha liseye gidiyordum okul çıkışı yetimhaneye dönmüştüm daha vaktim vardı ama yağmur yağıyordu rüzgar bi okmuş gib delip geçiyordu.

Kapının önünde sepet görünce bi de ağlama sesleri duyunca koşarak kapının önüne gelmiştim
Zile basmış ve sepeti kucağıma almıştım.
Kapıyı Zoe açmıştı o kadın cidden bi fahişeydi.
Yetimhaneye her gece adam atardı özel odasına alır kapıyı kitlerdi kimseyi düşünmezdi.

Sepetle içeri girdim girerken
"Bıktım git şunu aldığın yere postala" demişti.
Işte o zaman sinirlenmiştim. Sepeti yavaşça yere indirip ona dönmüştüm.
Ve yüzüne alasında bi tokat atıp yakasından tutmuştum. "Bana bak fahişe kimsin nesin umurumda değil yanlız bu bebek umurumda sokağa çıkmak istersen anlarım anahtar bak şurda amaa çıktığın gibi bir daha giremezsin orası ayrı artık hangi adamın kollarına atarsın kendini bilemem.
Ancak şu bebeğe zarar gelsin işte o zaman direk seni siktiririm." Dedim ve ittim.
Yere düşmüştü tek kelime edemedi. Sepeti alıp odama götürmüştüm.

"Abla bak gene daldın noldu diyom niye bu kadar mutlusun?" Dedi Mia "Aşkım bak beni BLACK üniversitesine alıyorlar" dedim o o sevinç gözle görülür derecedeydi. Bana bir sarıldı "benim ablam bir melek ne isterse olur çünkü o benim ablam" demişti. Gözlerim doldu gözümden akan yaşı hızlıca sildim.

Sonra onu giydirip okuluna götürdüm.
Bende kütüphaneye gittim.
Dolunay geceleri çektiğim acıların bi sebebi olmalıydı. Çok fazla fizik tedavi gördüm çok fazla doktor değiştirdim. Ama hepsi aynı cevabı verdi "tedavisi yok" diyorlardı. Bende çareyi kütüphane de ki kitaplarda aramaya başladım.
Çoğu bilindik hastalıklar hakkındaydı. Grip bronşit vb. Ama aradığımı bir türlü bulamıyordum.
Sonunda pes edip aldığım kitapları yerleştirmeye başladım. Kitaplardan birini koyarken yan rafta bi kitap gördüm siyah renkli ama gümüş yazılıydı.

Gizli hastalıklar yazıyordu. Hemen aldım ve sayfaları çevirmeye başladım. Çok değişik rahatsızlıklar vardı. Ten rengi beyazlaması, anormal diş uzunluğu vb. Yazıyordu sonunda aradığım sayfayı buldum
dolunayda acı çekme
Tedavisi yazan kısma atladım. Bu bir büyüdür ve panzehi ise gerçek aşkı bulmaktır.!
Eğer 20 yıl içerisinde bulunmazsa büyü etkisini gösterip büyülenen kişiyi öldürecektir.
Bu çok saçma bana büyü mü yapıldı yani buna inanmamı beklemiyorlar herhalde değil mi?

Sinirlenip kitabı yerine koydum. Ve hemen kütüphaneyi terk ettim. Deniz kenarına geldim ve sakince düşünmeye çalıştım ama olmuyordu işte bende dayanamayıp ağlamaya başladım.
"Neden ben niye ben?!!" Diye çığlıklar atıyordum. Çünkü çektiğim acının her sene doğum günümde kat ve katını çekiyordum.

Saatlerce denize karşı oturup ağladım.
Saate bakmamıştım Mia kesinlikle korkmuş ve endişelenmiş olmalıydı. "Mia" diye yerimde sıçradım ve sahili geride bıraktım.
Oh sonunda eve varabildim. Kapıyı açtığım gibi Mia gelip hemen bana sarıldı. "Nerde kaldın karanlıktan korktuğumu bilmiyor musun? Ya canavarlar gelip beni alsaydı." Diye sayıklamaya ve ağlamaya başlamıştı. Kalbim sızladı ben kardeşime böyle mi sahip çıkacaktım? "Şiştt Mia bak ben geldim. Kimse seni benden alamaz küçük hanım çünkü sen benim küçük kardeşimsin sen güçlüsün sen Mia Black'sin" dedim ve kucağıma alıp odamıza götürdüm evet kardeşimle yatıyordum. Çünkü Mia korkuyordu. Mia'yı yatağa bıraktıktan sonra kendimde girdim. Yatağa Mia'nın beline kadar gelen saçlarını okşamaya  başladım. Çok geçmeden uyuya kaldı. Bende kitapta yazanları düşünmeye başladım. Acaba 20. Yaşımda ölecek miydim? Ya doğruysa yazanlar ya ölürsem. Ben de bunları düşünürken uyuya kalmışım..

Ilk bölümü yazmak bulunmaktayım. Umarım okurken zevk alırsınız...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 13, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARANLIK PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin