2 bölüm

289 3 1
                                    

Evet benim bir oğlum olmuştu.Benim benim oğlumdu.Allah'ım bu nasıl bişeydi?Bu nasıl bir mutluluktur ki ayaklarımı yerden kesmişti.O an tek düşünebildiğim dünyada bendaha şanslı daha mutlu birinin olamayacağıydı.Çünki iki kız bir oğlandı benim gönül bahçemde oynayan tarifi imkansız kocaman bi mutluluktu bu ötesi yoktu.Ve aradan birbuçuk yıl geçmiş oglum ilk adımlarını atmiş yürümeye başlamıştı buarada da iyice afacanlaşmıştı çoğu kez yaptığı yaramazlıkların peşinden yetişemiyorduk .Oğlumuz dört yaşına geldiğindeyse en çok oynadığı oyun top peşinden koşturmak oldu.Eşim oğlumuzun futbola olan ilgisini çoktan fark etmiş ve bir futbol kulübüne kayıt yaptırmak için altı yaşını doldurmasını bekliyordu.Bir gün gece kondu olan evimizin önünde duran sedire oturmuş bahçede oynayan çocuklarımızı izlerken eşim oğlumuz Emin hakkında konuşmaya başladı.-Elif dedi mutlulukla gurur duyarak göğsünü kabarta kabarta iki yıl sonra aslanımı Emin'imi çok iyi bir futbol kulübü varmış oraya kayıt yaptıracağım,dedi ve gözlerinin içinden gülerek devam etti.Benim oğlum bak göreceksin ilerde çok iyi bir futbolcu olacak ...Heeyyt be aslanıma bak nasılda vuruyor bak topa koçum benim diyerek oturduğu yerden kalkıp oğlumuzun yanına giderek küçük bir çocuk gibi onunla oynamya başladı.Bütün günlerimiz hemen hemen hep aynı huzur ve mutluluk içinde geçiyordu.Taki ben grıp olana denk çokta önemli olmayan mevsimsel bir grıp.Üzerimdeki grıbin neden olduğu ağrılardan biran önce kurtulmak için sağlık ocağına gittim.Doktor hanım şikayetimi dinledikten sonra iki tüp kan vermemi istedi.Labaratuarda görevli olan hemşire kan alma işlemini tamamlayıp tam enjektörü çöpe atacaktı ki nasıl olduysa enjektorün ucu hemşireye battı.Hemşire hanım birden panikledi taşıdığım herhangi bir hastalığımın olup olmadığını defalarca sordu ben her ne kadar ciddi bir rahatsızlığımın olmadığını söylesemde ikna olmadı.Hemşire hanımda bir huzursuzluk bir korku ısrarla rica üzerine rica ederek intaniye bölümüne gidip belli bir kaç test yaptırmamı istedi.Sırf hemşire hanımın tedirginliğini gidermek için söyledigi bütün testleri yaptırdim ve sonuçlar tam tahmin ettiğim gibi temiz çıktı ve hemşirede rahat bir nefes aldı.Sonra gittigim bölümün tenha oluşunu fırsat bilerek eşimle konuşup bütün çocuklarımızı rutın bir konturolden geçsin diye ailecek muaneye gittik.Ailecek hepimizden kan aldılar.Ertesi gün çıkan tahlil sonuçlarını alıp doktora gösterdim hepimizim kan değerleri normalken oğlumun karaciğer değerleri olması gerekenden kat kat yüksek çıktı...Buda bizde bir şok etkisi oldu ve ogünden sonra sık sık hastaneye gitmeye oğlumdaki sorunun ne olduğunu anlamaya çalıştık fakat nafile.Tam altı ay doktor doktor gezdik oğlumun nesi vardı bir türlü anlayıpta teşhis koyamadılar.En sonunda Gazi üniversitesi tıp fakültesi hastanesine gitiik.Tabi ordada bayağı git gel uğraştıktan sonra hastalığın adına bile dilimin dönmediği bir teşhis konuldu DUCHANNE MUCKÜLER DISTROFI Türkçesi genetik kas hastalığıymış...Meğerse benim oğlum çok hastaymış hemde öyle bir hastalıkmış ki biriciğimin yakasına yapışan dünyada yokmuş tedavisi.Bize bu hastalığın seyrini anlatan doktor hanım söze bakın annesi diyerek başlıyordu fakat anne kelimesi doktor hanımın sadece dilinde kalıyordu.-Annesi sizin oğlunuz DMD yani genetik kas hastası bu hastalar ancak dokuz on yaşına kadar yüyebilirler, sonra tekerlekli sandalyeye bağımlı olurlar ,onbeş onaltı yaşına geldiklerinde ise yatağa bagımlı hale gelirler, geneldede maalesef yirmili yaşlarda kaybedilir diyordu. Nekadar da kolay söylüyordu sanki saksıdaki bir bitkinin soluşundan bahsediyordu.İşte o an gözümde bütün renkler soluyor aldığım nefes bana yük olmaktan başka birşey ifade etmiyordu.

Sınırlı HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin