5.Bölüm

197 3 2
                                    

O küçücük yürekten,o küçücük bedenden çıkan o ağır sözler ,beynimin en ücra köşesine kadar ağır bir kuşun gibi saplanıyordu,hemde son nefesime kadar unamayacağım yaralar  açarak.Komşum yanımdan ayrılıp gittikten bir kaç saat sonra elinde hastane raporlarıyla omuzları çökmüş bir halde eşim geldi.Günün yorgunluğundan mı yoksa yüreğinin yorgunluğundanmıdır,yorgun ve bitkin bir halde kapının önünde duran sedire,derin bir iç çekerek oturdu.

-Hoşgeldin,nasılsın dedim.Belliki üzerinden yaşananların şokunu atamamış hala kendine gelememişti.Başı öne eyik  vaziyette hiç konuşmadan ayak uçlarına bakarken,babalarının geldiğini gören çocuklar koşarak gelip babalarının etrafında toplandılar Emin hemen babasının kucağına attı kendini,çocukların  gelmesiyle  sesizliğin ve hüzünün havası bi parçada olsa dağılıp gitti.

Emin-Geldinmi babacığım? dedi babasının yanaklarını sıkarak .

Eşim-Evet babacığım geldim ,sen ne yaptın bakayım bugün,demesiyle Emin şikayetlerini ardarda sıralamaya başladı.

Emin-Babaa ablamlar  beni oynatmadılar,kızların ikisi birden itiraz etmekte gecikmeden.

Melike ve İrem-Ama baba oda hep oyun bozancılık yapıyo dediler.Emin ablalarının sözünü keserek.

Emin-Baba bide ablam topumu patlattı.Eşim tebessümle 

-Tamam oğlum patlayan top olsun,ben sana daha güzelini alırım ama sende ablalarını üzmeyeceksin anlaştıkmı dedi.Çocuklarla olan sohbet biraz daha devam ettikten sonra,çocukları yanımızdan uzaklaştırıp,bugün komşumuzun söylediklerini anlattım.Eşim sanki öfkesini kusacak birilerini arıyormuş gibi öfkeli bir ses tonuyla.

Eşim-Senin yüzünden,senin dikkatsizliğin yüzünden, herkezin içinde herşeyi devirip döktün tutamadın deyilmi çeneni.Daha ilk günden birbirimizi kırmaya başlamıştık.Bende sert bir ses tonuyla eşime.

-Yaa demek benim yüzümden ha,sende oradaydın,sen dikkatli davransaydın... Hem ben dün ne yaptığımı biliyormuydum,aklım başımdamıydı sanıyorsun,dedim.Eşim öfkesine hakim olabilmek için sustu,sonra sakin bir sekilde.

-Peki bu gün Emin'in davranışları nasıldı?bir deyişiklik var mıydı?

Ben-Yok öyle kendini fark ettirecek kadar olumsuz bir hal ve tavır görmedim bir tek ablasının bebeğinin bacağını kopartmış , onuda herhalde oyuna almadıkları için yapmış...Bu arada eşim bir sigara yaktı,kafasını sallayarak.

-Hım anladım ,o zaman bir kaç gün bekleyip gözlemleyelim, eyer davranışlarında her hangi bir deyişiklik olursa pisikolojik destek felan alalım,onun haricin yapacak pek bir şey gelmiyor  şu an aklıma.Eşimin söyledikleri mantıklı geliyordu akla.

Ben-Evet doğru söylüyorsun,dedim.Artık güneşte batmaya yüz tutmuştu çocuklara eve gelmeleri için seslendim.

-Çocuklar hadi artık, yeter bu kadar oyun elinizi yüzünü yıkayın yemek hazır.dedim çocuklar biraz mızmızlansalarda soylenenleri yapıp masaya oturdular.Yemekten sonra hepside dişlerini fırçalayıp  yarı uyur bir halde yatağın koynuna bırakıp kendilerini uykunun en tatlı haline daldılar.Nihayet eşimle yalnız kalabilmiştik.Eşimin demlediği mis kokulu çaydan bir bardak çay alıp, dışardaki sedirde oturan eşimin yanına gittim.Eşimin bir elinde son iki gündür hiç düşürmediği sigara, diyer elindeyse sigarasıyla birlikte yudumladıgı çayı,öylece dalıp gitmiş.Nasılsın dememle kendine geldi.

-Hiç iyiyim ,evladının derdine derman olamayan ,bir baba nasılsa bende öyleyim iyiym işte.

Ben-Öyle deme Allah büyüktür elbet bu gün olmazsa yarin bi çağresi,nebileyim bi tedavisi bulunur bak tıpta hergün bir yenilik yaşanıyor,dedim.Eşim elindeki sigarasından derin bir nefes içine çekerek.

-İnşaallah öyle olur,yoksa buna dayanamam,aslanımın gözümün önünde eriyip gitmesine dayanam dedi.Uzun uzun konuşuğumuz bu konuya dalıp gitmiş saattin kaç olduğunun farkında bile deyildik.Gözlerim elimde duran telefonun  saatine takıldı,saat gecenin ikisi olmuştu.Sabah işe gitmesi gereken eşime.

-Hadi kalk kalk sabah işe gideceksin dün gecede uyumadın zaten dedim.

Eşim-Sanki gözümde uyku varda uyuyacak desede kalktı.Ben çocukları konturol edip yatmak için gittiğim yatakta,gözüme uyku girmiyor bir sağa bir sola dönüp durdum.Belli etmiyordu ama eşiminde gözüne uyku girmiyodu.Saat üç buçuk dört civarıydı,çocukların odasından geceyi bile korkutacak kadar acı bir çığlık sesi geldi....Çocukların üçü birden bağırıyorlardı

-anne baba kurtarın bizi 

not:Ablalar ve Emin arasında 3-4yaş  farkı vardır

Sınırlı HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin