9.Tuhaf

15 1 3
                                    

9.Bölüm: "'Bana sarıl,lütfen dedim yalvarır bir şekilde.İhtiyacım olmasa sarlır mıydım?"

Boyuttan çıktığımda ormanlık bir alana düşüyordum ki,yarı sağlam olan siyah kanatlar beni havada tutarak yere daha hafif bir şekilde indirdi.

Orda fazla hissetmediğim acılarım şimdi dayanılmaz bir hale gelmişti.En önemlisi de üşüyordum...

Titreyen vücudumu kollarımla sımsıkı sarmaya çalışıyordum ama bu neredeyse imkansızdı çünkü omuzlarımın her yeri açıktı.Elbisenin eteklerinde bir yırtmaç ve ayrıca şu tuhaf çorap vardı.

Ama işin garip yanı da havanın gayet sıcak olmasıydı.Sadece içimde bir soğukluk vardı o kadar.O soğukluk olmasa sadece acılarım beni yerde kıvrandıracaktı...

Ellerimi birbirine sürtüp kendimce bir sıcaklık oluşturmaya çalıştım.Adımlarım dengesizleşirken bir silüet gördüm.Bu Bulut'tu...

Koşarak yanıma geldi ve yüzümü incelemeye başladı.Ona sıkıca sarıldım ve titreyen dudaklarım ile "çok üşüyorum"dedim.Kelimeler bile üşüdüğümün birebir kanıtıydı...

Bana sıkıca sarıldı ve elini kanatlarda gezdirdi."Mükemmel"dediğini duydum tanıdık bir sesin. Bulut'un sesinden biraz daha ince çıkıyordu sesi...

"Neden üşüyorsun?"dedi Bulut beni sıcak bedeninden ayırırken."Bi-bilmiyorum" Dudaklarım ondan ayrılınca tekrar eski halini almıştı.Soğukluk artmıştı...

"Bana sarıl,lütfen"dedim Bulut'a yalvarır bir şekilde.Anlamıyordu...O da benim gibi anlamıyordu.Ama ben acıyı hissedebiliyordum...Ona sarılınca acılarımın ve soğukluğun azaldığınıda hissediyordum!

Bulut bana sarılmak yerine,kucakladı ve "ne olduğunu anlamıyorum Sima" dedi.Ona hak veriyordum.Sonuçta kalbimde sana sarılınca acılarım azalıyor yazmıyordu.

Bir şey demeden kafamı kalbinin üzerine koydum.Kalp atışları ninni gibi geliyordu.Ne çok hızlı ne çok yavaş...Bütün herkesi rahatlatacak şekilde.

Gözlerim ağırlaşmaya başladı bir kaç dakika daha böyle durunca.Bu anın tadını çıkarmak istiyordum,çok muydu?

.......

Bulut'tan

Kollarımın arasında duran cılız bedeni yatağa doğru götürdüm.Her yeri yara bere içindeydi...
Sırtında ki kanatlara ise bir anlam veremiyordum...

Yatağın önüne gelince yüz üstü yatırdım.Sırtı yanmıştı ve direk müdahale etmeliydim.Nasıl dayanıyorsun sen,cılız beden?

Sırtüstü yatağa bıraktıktan sonra ellerimi ondan çektim.Kanatları siyahın en sert tonunu seçmişken bazı yerleri çok kötü incinmişti... Bu kanatlar bana ait değildi.Bu kanatlar onun kanatlarıydı.

Önümde duran bedeni haififten kıvranmaya başlayınca neler olduğunu anlamaya çalıştım. Bana sarılmak istediğini söylemişti geldiğinde,onunla ilgili bir durum olabilir miydi?

Çok geçmeden bedeni kıvranma ile birlikte,kesik ve acı içinde soluklar almaya başladı.Elimi yüzünü kapatmış saçlarına uzattım.

Terden yapışmış,bu olaylardan yıpranmış saçları ne olursa olsun yumuşacıktı.Sadece kirlenmişti...

Saçlarını çekip yüzünü açığa çıkardım.Dişleri birbirine sımsıkı kenetlenmiş,kaşları çatık bir biçimde terliyordu.Ne olduğunu anlamıyordum.Ben bir doktor değildim!

Kapıya koştum ve kapıyı açar açmaz" Bartu çabuk bana doktor bul!"diye bağırdım.Bartu ses çıkarmasada kapıyı sertçe çarpıp çıktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 01, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GrabelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin