Güneş ışığı kızın aralık olan perdesinin içinden hafifçe girip odaya biraz renk katarken miray derin nefesler aldı uyku esnasında. Saçları birbirine girmiş,dudakları hafif aralı..Saat sabahın 8'i bir yandan gece uyumadan her ne kadar kararsız kurmuş olduğu alarm çalarken bir yandan eve bir sessizlik hakimdi. Diğer evde yatağında uzanmış Boran yapacağı planı kurguluyordu beyninde. Göz altları uykusuzluktan kızarmış, yüzü yeni çıkmış olduğu sakallarla süslenmişti. Elleriyle onları kaşıyıp bir çırpıda ayağa kalktı. Adımlarını doğru lavaboya yönlendirip ani yeni gelişmiş olan olayla eline traş makinesini aldığı gibi önce sakallarını usulca kesti. Daha önce açmış olduğu müzik slow bir şekilde çalmayı sürdürdü..
Aynada ki sert bakışlı adama her ne kadar alışmış olsada gülümsedi. Yoluna girmesi gereken çok şey varken biride kendisiydi elbette. Yüzünü hallettikten sonra gözleri bıyığına gitti. Fazla beklemedi 1 dakika sadece ardından onları da bir çırpıda kesti..
Askılık da duran siyah ceketini de unutmayıp üzerine aceleyle geçirdi. Her zaman kullanmasa da,ara ara sıkmış olduğu,aynalı masasının üzerinde duran parfüm şişesinden bir iki kez sıktı ve yerine bıraktı. Herşey hazırdı,şimdi Mirayın gelip gelmeyeceğini öğrenme sırasındaydı. Yatağının üzerine gelişi güzel fırlatmış olduğu telefonunu aceleci hareketlerle eline alıp rehberden kızın ismini buldu ardından aramak için üzerine tıkladı. Telefon çaldı açılmaksızın iki defa,ardından dinç olmasa da uykulu bir ses kulağına ilişti adamın.
"Alo?" Boran aynada gülümsediğini son anda fark etmiş,kızın sesinin üzerinde ki etkiyi o an fark etmişti. Kahkaha atma isteğini bastırdı,Miraya aşık ergen gibi davranıyor olmasına mı gülmeliydi yoksa 19 yaşında ki bir kızın 25 yaşındaki adamın üzerinde bırakmış olduğu etkiye mi? Telefonun diğer ucunda onun konuşmasını bekleyen kız tekrar etti sözünü.
"Sen hala yatıyor musun? Kahvaltı sözün ne oldu küçük hanım?" Telefonun diğer ucunda kısa süreli sessizlik olurken bir 'of' sesi duydu.
"Sen beni delirtmek mi istiyorsun he? Ne sözü? Kendi kendine bir söz verdin gittin,bir de söz vermişim de geç kalmışım gibi konuşman yok mu! Bu saatte ne kahvaltısı Boran?"
Mirayın son cümlesiyle kaşları çatıldı,kendisi sabaha kadar uyumamıştı ama saate bakmak da aklına gelmemişti,acaba çok mu erken aramıştı? Kolunda ki saate baktı hızlıca sonra gülme isteğini bastıramadı. Saat 10 olmuştu. Mirayın uykucu bir kadın olduğunu beynine not etti.
"Miray saat 9?"
"Eee yani?"
"Seni almaya geliyorum,10 dakikaya hazır olmuş ol" Kızın reddedişlerini dinlemeden telefonu yüzüne kapattı. Son kez aynada yüzüne bakıp,şifonyerin üzerinde ki siyah yüzüğünü parmağına geçirdi.
Bugün iki yetişkin gibi konuşacağız..
Miray aceleyle bir ayağına pantolonuna sokmaya çalışırken diğer yandan da Borana söylenip duruyordu. Üzerine beyaz tek omzu açık tişörtünü giyerken saçlarının doğuştan dalgalı ve biçimli olmasına şükretti ilk kez. Hafif bir makyaj yapıp kenar da ki fularını boynuna güzel bir şekilde bağladı. Parfüm kullanmak yerine eline çatlak önleyici kremini sürüp bir kaç taķı taktı. Acele eder bir vaziyette kapının önüne çıkarken annesine işi çıktığına dair not yazmayı da ihmal etmedi. Beyaz spor ayakkabısını da giyip çantasını aldı eline. Tam herşey ucu ucuna olmuş onun çıkmasıyla Boran arabasını kapısının önünde durdurmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Takipçim
Mystery / ThrillerGenç bir kızdan intikam alma uğruna herşeyi yapan genç bir adam. Bu oyunda tek bir kazanan olacak.. Mutlu son mu? Belki de mutsuz bir son belkide ölmek için uğraşılan yada yaşamaya can atılan bir hayat. "Ölmeni isteseydim ölürdün demem mi gerekiyo...